-Bölüm 11- "Look at my face."

152 11 9
                                    

Gülümsemem sürerken kantine doğru ilerledim. Önceki nottan daha az korkutucu bu not, az da olsa ona karşı biraz sempati duymamı sağlamıştı. Belki de böylesi daha iyiydi. İsmini söylemek istemediğim esmer şahıs yerine, Bay Not Meraklısı'na bir şans verebilirdim. Üstelik son yazdığı nota bakılırsa, Esmer kadar odun değildi. Hatta romantik bile sayılabilirdi. Son yazdığı bu güzel not, önceki biraz endişe ve bolca korku veren notu zihnimin en ücra köşelerine itmeyi başarmıştı.

Kantinin kapısından girip en uçtaki masaya oturdum. Telefonumu çıkarıp Erin ve Peter'a kantinde oturduğumu ve artık yeni bir notumuz olduğunu yazan birer mesaj yolladım. Çok geçmeden Peter cevap yolladığında, mesajda hemen geleceği yazıyordu. Muhtemelen rahatsızlanmış numarası yapıp dersten çıkacaktı. Erin ise büyük ihtimalle dersi dinliyordu ve mesajı görmemişti.

Boş kantinde rahat hareket edebilmemden yararlanıp ağır adımlarla masadan kalktım ve bir meyve suyu alıp biraz önce oturduğum masaya döndüm. Küçük yudumlarla meyve suyumu içerken, elimde tuttuğum notu tekrar tekrar okuyordum. İstemdışı dudaklarımın kıvrılışını hissettim. Birinin benimle ilgilendiğini bilmek çok güzeldi. Eskiden hiçkimsenin dikkatini çekemezdim. Kimse bana ilgi duymazdı zaten ilgi duyulacak bir kız da değildim. Ama şu an biri vardı ve Natalie ve Alison duysa eminim çok şaşırırlardı.

Sert ayak seslerinin ardından nefes nefese kalmış bir sesle birinin adımı söylediğini duyduğumda kafamı kaldırdım. Peter ellerini dizlerine koymuş, nefes almaya çalışıyordu.

"Neden koştun? Koşmamalıydın." dedim yerimden kalkıp yanına giderken.

"Dayanamadım, notu ver." dedi. Gözlerimi devirdim ve kolundan tutup sandalyeye oturmasını sağladım. Nefesleri biraz olsun düzene girerken bir su alıp kapağını açtım ve ağzına tuttum.

"İç." dedim otoriter bir sesle. İtiraz etmeden suyu içtiğinde ben de yerime oturmuştum.

"Notu ver artık, ne yazmış? Tehdit var mı? Öncekinden daha az mı yoksa daha çok mu korkutucu? Not haricinde başka bir şey var mı? Belki bu sefer bir çift Keds yerine Oxfords almıştır. Ne dersin? Haydi artık!" diyerek elimdeki nota uzandı ve birden çekip aldı.

"Öncelikle sakin ol, Pett. Bu seferki korkutucu değil hatta oldukça hoş." Ellerimi önümde birleştirmiş, notu okumasını bekliyordum. Çabucak notu okuduğunda kafasını kaldırdı ve "Aman Tanrım," dedi. "Herif harbiden romantik."

Ona gülümsedim ve derin bir nefes aldım. "Erin biliyor mu?" dedi. Başımı salladığımda, "Bence hiç göstermemelisin. Çıldırabilir." diye devam etti. İkimizde güldüğümüzde zil çalmak üzereydi.

"Kim olduğunu deli gibi merak ediyorum." dedim ona bakarken. Elindeki notu kırıştırıyordu ve ben bunu istemiyordum. "Notu kırıştırma," dedim. "Onu çerçeveleteceğim."

Kahkaha attı. "Bu kadar mı yokluktaydın?"

Kaşlarımı çatıp "Sanki senin peşinde kuyruk var." dediğimde omuz silkti. Çok geçmeden zil çaldığında, kantine doğru koşan bir kız gördüm ve bunun Erin olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Çantasını masaya koyup gürültülü bir şekilde kendine sandalye çekti ve oturdu. O da nefes nefeseydi ve Tanrıya şükür onun astımı yoktu. Neden koştuklarını anlamıyordum.

"Nerede?" dedi. Notu kastettiğini anlamıştım. Başımla Peter'ın elinde duran notu işaret ettim. Bir çırpıda notu kaptığında okumaya başladı. Bir kaç saniyede okuyup bitirdiğinde kafasını kaldırıp kantinin tavanına baktı.

"Tanrım," dedi. "Neden bana hiç denk gelmiyor?" Peter'a baktığımda dudaklarını birbirine bastırmış gülmesini engellemeye çalışıyordu.

Passionate As SinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin