-Bölüm 8- Plan.

184 18 4
                                    

Siz sürekli başa dönmek nedir bilir misiniz? Bir adım atıp, iki adım gerilemek. İşte benim olayım tam olarak buydu. Zayn ile hemen hemen her gün kayda değer bir olay -en azından benim için öyle- yaşasak bile, bir sonraki gün hiç bir şey olmamış gibi geçiyordu. En yakın örnekten söz edelim mesela. Şu kütüphane olayı. Bunu söylerken sanki orada seks yapmışız izlenimi uyandırsamda, şu basit kurtarma olayından söz ediyorum. Haftasonumu asosyallik kraliçelerine örnek olacak bir şekilde geçirdikten sonra okula gittiğimde Zayn'i görmüştüm. Hatta muhtemelen o da beni görmüştü. Ve ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey.

Evet. Koca bir HİÇBİR ŞEY. Yine birbirimizi tanımamazlıktan gelmiştik. Daha doğrusu o öyle yapmıştı. Aslında teorik olarak doğruydu. Yani beni tanımıyordu ama hiçbir şey olmamış gibi davranacak kadar tanımıyor da değildi. Herneyse. Geçen hafta dediğim gibi, umursamıyorum.

Kahretsin! Deli gibi umursuyorum. Kütüphane olayının ardından şu güne kadar aramızda hiçbir şey geçmemişti. En olmadık zamanlarda belayı çeken ben, şu günlerde olabildiğince sakin bir hayat yaşıyordum. Sakin. Ben. Sakin. Evet oldukça saçma.

Ama bu sefer, geride bıraktığım 3 basit, anlamsız, öylesine geçen ve sıkıcı olan lise yılımın ardından, içinde bulunduğum 4. yılımda çok daha özel şeyler yapmak istiyordum. Artık ezik, hoşlandığı çocuğu sadece uzaktan izleyen kız olmak istemiyordum.

Şimdi ise, bütün bu düşüncelerimi gerçekleştirmek icin, şehrin en pis barlarından birinin önündeydim. Peter ile. Fakat asıl amacımız, bir avuç ergen eğlencesinin aksine, gerçekten ilginç bir amaç olan Zayn idi. Durun size en baştan anlatayım.

Peter ve Erin'li bir buluşma ayarlayıp onlara, Zayn'in beni görmesini istediğimi, ezik kız olmak istemediğimi ve biraz önce size anlattığım diğer şeyleri anlatmıştım. Onlar ise, Zayn'in takıldığı barları araştırıp, istatistikleri ortaya dökerek, bu akşam önünde bulunduğumuz barda olması gerektiğini söylemişlerdi. Plan şuydu ; Ben Peter ile, o bara gidecektim. Orada muhtemelen Zayn de olacaktı ve ben tesadüfe bakın ki (!) başımı belaya sokacaktım. Bunu Zayn'e en yakın yerde yapacaktım ki kurtarıcı meleğimiz beni kurtaracaktı. Erin ise evde kalıp, anneme karşı beni idare edecekti ve tahmin ettiğiniz üzere, ben aslında bu akşam Erin'lere ders çalışmaya gitmiştim. Ne müthiş ama.

Böyle bir planın benden asla çıkamayacağını anlamışsınızdır. Plan Erin ve Peter'a aitti. Herneyse.

Barın kapısında daha fazla bekleyemeyeceğimizi farkettiğimde Peter'ın koluna girip onu bara sürükledim. Kapıdan girer girmez burnuma dolan yoğun içki, ter ve biraz da seks kokusu, yüzümü buruşturmama yol açmıştı. Dışarıdan bakıldığında buraya ait olmadığımız ap açık ortadaydı. Bunu dert etmemeye çalışıp, bara doğru ilerledim. Peter hemen arkamda etrafına bakıyordu Zayn'i görebilmek adına. Ben ise, çoktan plandan çıkmış gibi umursamayan tavrımı takınıp, barmene gidip bir içki istemiştim.

Birayı kafama dikerken, Peter konuştu.

"Onu göremiyorum."

Söylediği şeyi görmezden geldim.

"Pett, bu yaptığımız sence de fazla aptalca değil mi?"

"Kes sesini Des. Etrafına bak. Onu görebiliyor musun?"

Biramdan bir yudum daha alıp etrafıma baktım. Muhtemelen buralarda hatrı sayılırların oturabildiği bölümde, onu gördüm. Rahat bir tavırla oturduğu koltuğa yayılmış, ne olduğunu anlayamadığım içkisini yudumlayıp etrafı izliyordu. Yanındaki iki çocukla arada bir şeyler konuşuyorlardı. Kız olmaması iyiye işaretti.

Peter'ı dürtüp kafamla Zayn'in olduğu tarafı işaret ettim. Gözleri Zayn'i bulduğunda gerildi. Kendisini şu an bir Angelina Jolie filminde gibi hissediyor olmalıydı. Sanki birazdan silahlarımızı çıkarıp, etrafı dağıtacak ve Zayn'i bir çuvala koyup kaçıracaktık. Fazla mı rahattım ne.

Passionate As SinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin