Ozbi&Gülce Duru _ Olmazlara yandım
Başlama tarihi ve saati alayım🥀
"Sadece benim kalbimde olmanı isterken ulaşılmazım oldun. Ne imkansızsın ne de imkanlı. Herzaman ki gibi arafsın ulaşılmazım..."
Yüreğimden esinlenen kasvetli karanlıkta deri montumun fermuarını çektim. Hiçbir şeyi umursamayan ben ve sert adımlarım sokakta beni tatmin eden ses bırakıyordu. Gökyüzünde en çok yüreğimin tanıdığı Ay yolumu belki aydınlatıyordu. Ama artık sadece etrafıma renk katardı. Adımlarım hissettiklerimin ağırlığıyla daha da sertleşti. Yaptıklarımın pişmanlığıyla çözülen ruhumu dondurucu yanımla rafa kaldırdım. Kötü tarafım herzaman baskındı. Böyle olmasına da hak veriyordum. Yoksa ruhum şuan gökyüzünden fırlayan kar tanelerine ulaşırdı...
Bugün bilmem kaç defa çalan telefonun titreşimini hissetmekle dişlerimi sıktım. Merak edilmekten hoşlanmıyordum. Hesap vermekten ise nefret ediyordum.
Kendime buyruk bir insandım belki ama bu kimi ilgilendirirdi. Adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Bunu normalde asla yapmazdım. Çünkü zindanıma ne kadar geç uğrarsam o kadar nefes alabiliyordum. Gerçi saat gece yarısına ulaşsa da fena olmazdı. Fakat meraklı kraliyet üyelerinin beni işe yaramaz bir teknolojiyle daha fazla rahatsız etmelerini istemiyordum.Beni insanlardan soyutlayan kulaklığımdan sakin bir parça açtım. Müzik sesi etraftan uzaklaştırıyordu bu deliyi. Yakınlaştırdığı tek şey gökyüzündeki Ay'dan bile parlak olan güzel bir ruhtu. Hak etmediğim ama her defasında öyle olduğumu iddia ettiğim ulaşılmazım. İmkansız değildi. Ama o imkanı da ben yapabilecek kadar ihanetle dolmamıştım. Yavaşça olduğum yerde durup saatlerce izlediğim Ay'a baktım. Yüzümde buruk bir tebessüm oluşmasını isterdim ama olmuyordu. Sahtesine ise gerek yoktu. Sadece anlamak isteyenler gözlerimden tanısınlardı o hoşluğu. Müziğin en güzel yerini ve bu görüntüyü bozan bir hışırtı sesiyle her daim çatık olan kaşlarım ortaya çıktı. Kulaklığı sakince çıkarıp omzumdan düşmesine izin verdim. Arkamı dönüp etrafı çakırlığı koyu lenslerden dolayı belli olmayan harelerimle taradım. Görünürde birşey görmeyince tüm ruhsuzluğumla tekrar eski halime döndüm ve zindanıma yaklaştıran adımlarımı attım.
Karanlık, ay ve müzik bana ne kadar iyi gelebilirse öyle gelmişti. Umursamaz bakışlarımı zindanıma çevirdim. Dışı hoş gözükebilirdi ama içinin tam tersi olduğu tahmin edilemezdi. Belki bu malikaneyi görenler içindeki insanların ne kadar mutlu olduğunu düşünüyor olabilirlerdi. Ben bile bazen düşünüyordum. Fakat nasıl bir insanın dışına bakılarak karar veremiyorsak bunda da aynı şeyler geçerliydi. Çünkü dışı şato olan bu yer benim için zindandan farkı yoktu. Genel konuşan yanımı kısıp siyah deri botlarımı hala nefesin olduğu yere doğru adımladım. Bahçıvan tulumuyla bana doğru yaklaşan Yasin Bey'e aynı bakışlarımla baktım. Sevecen yüzüyle bana gülümsedi.
"Liya Hanım siz içeri geçin kapıyı ben kapatırım" diyerek bahçe kapısına doğru ilerledi. Normalde buradan gelmezdim ve Yasin Bey ile de karşılaşmazdım. Gerçi insanlarla karşılaşsam ne olur? Önemli olan ön kapıdan gelmeyerek güvenlik sorununu ortadan kaldırmamdı. Böylece Levent Bey'in beni beklemesini umursamadan anahtarımla kilidi açıp içeri girdim. Kaçmıyordum sadece hesap vermemi isteyen sorularını duymak istemiyordum.
Led ışıkları açarak partmontaya doğru ilerledim. Deri montumu, botlarımı ve sırt çantamı çıkarıp düzenli bir şekilde koydum. Bu defa da adımlarımı merdivenlere doğru ilerlettim. Ama ayağıma vurulan imalı sözlerle olduğum yere mıhlandım.
"Bu geç saate kadar neredeydin Liya. Evinin yolunu mu unuttun yoksa"
Arkamı dönerek beyaz sayılabilecek tenine uyan kumral saçlarına, hafif sakallarına uygun mavi gözleriyle öne çıkan alışık olduğum simaya baktım. Umursamaz bakışlarıma çatık kaşlarımı ekleyerek ne olduğunu sorgulayan bakışlarımdan yolladım. Kumral kaşları çatılarak bana doğru yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA/Solgun Karanfiller
Teen FictionHayat bir uçurumdu. Ya kaybedip uçurumdan atlamayı göze alacaksın ya da kazanıp uçurumdan ters yöne sapacaksın. O ise ne yaptı biliyor musunuz? Kaybetti. Fakat uçurumdan atlamadı. O ruhunu sonsuzluğa teslim etti. O artık Sonsuzluğa aitti... Yakıcı b...