"Çok şanslısın. Gök yüzüne yıldızları bırakmış. İşte şimdi tam bir geceye benzemişsin"Boştu. Hayat, insanlar, ruhlar, bedenler, düşünceler, duygular...Daha sayamayacağım birçok şey. Hepsi ama hepsi sadece bomboştu. Benliği kirleten, yoğun bir şekilde ezen hiç bir şeydi. Sadece yoruyordu, yıpratıyordu. Ve bende şuan düşünüyordum. Ne işe yarıyordu? Hiçbir şeye.
Ölü karanfiller ektiğim geçmişi, yok sayılmış boş geleceği, sürekli arada kaldığım şimdiki zamanı düşünüyordum. Ve hepsi aynı kapıya çıkıyordu: Boşluğa...
Aynı o gün ki gibi düştüğüm boşluğa...
8 Haziran 2013(Ankara)
"Aybars biliyor musun akşam için kocaman pasta aldı babam. Hemde siyah renkte ve üzerinde beyaz kalpler var. Bana benziyor biliyor musun?" Dedi kıkırdayan küçük kız.
Aybars ise hayranlıkla izliyordu kızı. Çok tuhaf şeyler hissediyordu. Onu her gördüğünde kalbinde yeni karanfiller açıyordu. Bu küçük kız içinde geçerliydi. İkisi de minik bedeninde ruhlarından fazla aşk taşıyorlardı. Bu bambaşka bir şeydi...
"Şey Feray...annemler bu akşam İstanbul'a dönüyorlar"
Kız şok olarak döndü sevdiği çocuğa. Ne yani gidecekler miydi?
"Ne yani sende mi gideceksin Aybars! Hemde doğum günümde..." sesi kırgındı.
Kırılmıştı.
"Yok hayır. Annem istersem burada bu akşam sizinle kalabileceğimi söyledi her ne kadar babam onaylamasa da fakat ailen izin verir mi?"
"Tabi verirler. Yeter ki kal" dedi direk cevap vererek. Tam çocuğa sarılacakken annesinin geldiğini fark etti. Kız koşarak annesine sarıldı kadın her ne kadar soğuk dursada.
"Annecim. Aybars bu akşam bizimle kalabilir mi? Doğum günümü kutlarız hep birlikte. Lütfen!"
Kadın sarı ve şekilli kaşlarını şiddetle çattı ardından bir süre çocuğu izledi ve direk reddetti.
"Asla olmaz! Bize uygun olmayan ailenin çocuğu ile kaç defa arkadaşlık etme dedim. Ediyorsan da bizden uzak tut. Akşam önemli konuklarım var. Bu ucubeyle aynı alanda bulunamazlar. Anladın mı?"
"Ama anne!" Dedi kız dolu gözleriyle yalvarırcasına. Sert kadın kızın kollarını ince belinden çekti hızlıca.
"Konuşma burda bitti. Daha fazla diretme ve bu velette 10 dakikaya burdan gitmiş olsun" diyerek evin içine girdi kadın. Ve ardında iki kırık kalp bıraktı.
Küçük kız ağlayarak çocuğa yaklaştı fakat çocuğun gözlerine bakamıyordu. Çok utanıyordu o laflardan.
"Ağlama Ay ışığım. Senin suçun değil" dedi ve kollarıyla sarıp sarmaladı kızı."Özür dilerim Aybars. Affet beni" dedi birkaç saat sonra olacakları fark etmişcesine kız.
"Sorun değil ay ışığım. Özür dileme. Asıl ben özür dilerim seni özel gününde yalnız bıraktığım için."
Yavaşça ayrıldılar. Kız yaşları sildi ve çocuğun uçurum gözlerine baktı.
"Gidecek misin?" Çocuk kafasını salladı.
"Maalesef "
"Gelecek misin"
"Tabiki geleceğim. Yarın geri döneceğim ay ışığım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA/Solgun Karanfiller
Ficțiune adolescențiHayat bir uçurumdu. Ya kaybedip uçurumdan atlamayı göze alacaksın ya da kazanıp uçurumdan ters yöne sapacaksın. O ise ne yaptı biliyor musunuz? Kaybetti. Fakat uçurumdan atlamadı. O ruhunu sonsuzluğa teslim etti. O artık Sonsuzluğa aitti... Yakıcı b...