⛓IC3PEAK⛓
"Her şey aniden değişebilir, tarih geri tekerrür edebilirdi. Peki bu neye bağlıydı? İki ruh arasındaki hislere mi yoksa hayallerinin arasındaki düşünceleri boş satırlara aktaran hissiz yazara mı? Belki de sadece ona bağlıydı. Bilinmezliğe..."
İstemediğimiz şeylere mecbur kalıyorduk. Koca bir sis gibi benliğimizi ele geçiren düşünceler karmaşasında yapayalnızdık. Bir şeyler düşünüyorduk fakat doğru düşünemiyorduk. Çünkü geleceği bilmiyorduk. Bu yüzden düşüncelerin altında ezilmeye mecburduk. Belki de değildik. O zaman ne yapmalıyız biliyor musun? Hayatı gözünde o kadar büyüt ya da büyütme. İçinden ne geliyorsa o an onu yap ya da yapma. Başkalarına karşı gel ya da gelme, Kasırga gibi ol ya da olma fakat istemediğin hiçbir şeyi seçme!
O zaman bir Kasırga gibi de yapma.
Çünkü Kasırga benliğinden vazgeçmek üzere...
Herzaman ki gibi sert halimle sokakta ilerliyordum. Siyah kot ceketimin açık olan önünden gelen rüzgar üşütüyordu tenimi belki. Ama Kasırga zaten donuktu. Bu yüzden pekte sorun yoktu. Siyah postallarımdan çıkan gürültülü adımlarla ikinci cehennemime vardım. Bugün üçüncü günümdü fakat kendimi buradan fazlasıyla soyutluyordum.
Ben buraya ait değildim.
Boşverdim.
Hızlı adımlarla bahçeye adımladım ve her adımımda insanları gözlemledim. Anladım ki herkes ayrı alemlerdeydi. Ne güzel bende Hiçbir alemdeydim.
Kendimi Hiçbir yere Ait Hissetmiyordum.
Kafamı olumsuz anlamda sallayıp ruhumu anımsatan saçlarımın da savrulup sert simama çarpmasını boşverdim. Umursamadan okulun koridoruna girdim ve ilerlemeye devam ettim. Koridorun solunda Ege denen gereksizi gördüm. Kendileri bir kızla tartışmalı bir şekilde konuşuyordu. Kumral bir kızdı. Öyle dikkat çekecek güzelliği yoktu ama sevimli gibiydi. Fakat Ege denen çocukla yan yana geldiklerinde çok farklı duruyorlardı. Ama Ege bu kızı üzerdi. Umarım düşündüğüm gibi değildir.
"Küçük"
Düşündüğüm gibi değil galiba.
"Öyle deme bana Ege. Ya niye anlamıyorsun niye? Ben seni gerçekten severken senin kendini benden soyutlamandan nefret ediyorum. Öyle yapacaksan tamamen uzak dur. A_arkadaşlığımız burada bitsin."
Sert bir kız ama yine de kibar.
"Olmaz saçmalama ufaklık_" beni fark etmesiyle duraksadı. Ardından devam etti. "Saçma sapan düşünme artık. Oldu mu?"
"Olsun madem" dedi ardından dayanamayarak Ege'nin yanağına seri bir şekilde öpücük bıraktı. Ege de gülümsedi ve ardından bana döndü.
"Günaydınlar Liya Hanım!"
"Sizlere aymış herhalde" dedim bana dönen kıza bakarak. Bu şekilde daha netti. Uzun kahve saçları kumral tenine uygundu. Ela gözlerinin hoş bir güzelliği vardı. Pek kusuru olmayan ufak bir burnu, dolgun sayılabilecek elmacık kemikleri, ince ve kalın olmayan orta büyüklükte ki yüzüne uygun dudakları ve simasına uygun çilleriyle hatırı sayılır güzellikteydi. Fena değildi. Umarım ruhu daha güzeldir.
"Öyle olmalı. Bak tanıştırayım arkadaşım, Elenay, Elenay bu da sana bahsettiğim okulun yeni âfeti Kasırga"
Kız hoş bir imayla bana baktı ve içten bir şekilde tebessümle elini uzattı. "Memnun oldum" uzattığı eli es geçip kafamı sallamakla yetindim. Tokalaşmayı ve sarılmayı sevmiyordum.
Onları geride bırakalı çok oluyordu. Kız anlayışla elini indirdi ve kendini hiç bozmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA/Solgun Karanfiller
Teen FictionHayat bir uçurumdu. Ya kaybedip uçurumdan atlamayı göze alacaksın ya da kazanıp uçurumdan ters yöne sapacaksın. O ise ne yaptı biliyor musunuz? Kaybetti. Fakat uçurumdan atlamadı. O ruhunu sonsuzluğa teslim etti. O artık Sonsuzluğa aitti... Yakıcı b...