7. BÖLÜM

61 52 60
                                    

    Hiç kendinize sordunuz mu neden varım? Ne için yaşıyorum? Amacım ne? Neden böyle bir aile ?

Peki hiç aklınıza takıldı mı 'ben hangi rengi temsil ederim' diye. Elbet herkesin uğurlu sayısı, sevdiği rengi, bir parçası haline gelen eşyası vardır. Peki uğurlu kişiniz ? Onsuz olamam dediğiniz ? Ya da geceleri onu düşünmekten uyuyamadığınız ? Elbet vardır.

Belki yakınınızda, belki uzağınızda... Ama vardır birileri. O üzülünce kalbin parçalanır. Ağlayasın gelir. Sana kızar, küser ama canın pahasına yalvarırsın. Eğer böyle birisi varsa hayatında bil ki yanlız değilsin.

Kuzey'in teklifini Sema mutluluk içinde kabul etti ve telefonundaki o resimleri de itiraf etti. Kuzey'in resimlerini neden duvar kağıdı yaptığını.

Otelden çıkalı, olaylar duralı 3 gün oldu. Hepimiz rahatlamış bir hâlde deniz kenarında oturuyorduk. Ve evet okulun ilk birinci haftası neredeyse okula hiç gitmedik. Sema'nın ricasıyla artık olayları hiç konu olarak açmıyorduk. İkisi öyle yakışıyordu ki didişmelerinden konuşmaya zaman kalmıyordu.

"Hadi ordan be Emre bence Beril'e aşık olacak, demedi demeyin." dedi Sema. Evet 3 gündür bu konuşma bir son veremedi. Sema'ya Emre'yi anlattık ve tepkisi beni sinir etmek için hep böyle oldu.

"Bence bizle tanışınca Pınar'a aşık olacak valla görün bak," dedi Kuzey Pınar'ın omzundan iterek.

"Ya Emre ne ya? Uğursuz onlar. Hem neden ben? Oğlan kalkmış bulmuş Beril'i. Ben mutluyum halimden. Siz kendinize bakın,"

"Ya harbi çocuğa çok taktınız ya. Bu hafta sonu yeni gelenler için sınav olacak. Bakalım Emre bizimle mi olacak acaba?"dedim.

"Abi okula gitmediğimiz için yeni gelen insanları hiç tanımıyoruz. Bizim gibi okulun harika grubu ile tanışmak için can atıyorlardır, kesinn," Kuzey yine başlamıştı abartılı konuşmaya.

"Bizim Tunçgil napıyor acaba? Hiç sormuyorlar bizi. Vay bee değerimiz düştü şuna bak,"dedi Kuzey iç çekerek.

Tunçgil dediğimiz ekip bizim ikinci grubumuz sayılır. Dilan Saraçoğlu ve Tunç Arslan, ayrılmaz müthiş, karizmatik ikilimiz. Tunç ile ortaokulda aynı sınıftaydık ama pek samimi değildik. Lisede Kuzey sayesinde onlarla samimileştik. Ama maalesef o ikisi başka şubedeler.

Sevgili değiller ama ortalığı ikisinin uyumuyla karizmaya boğuyorlar. Küçüklükten tanışıyorlar. Okula gelen herkes onlarla tanışmadan önce 'ikisi sevgili mi?' Diye daima sorarlar.

"Belki yeni arkadaş edinip bizi unutmuşlardır,"dedim tek kaşımı kaldırarak. Pınar, bizi umursamıyor gibi ruh hâli ile telefona bakıyordu.

"Vay okula yeni bir sürü kişi gelmiş ama arasından 2-3 tanesi çok iyi," şimdi belli oldu neye baktığı.

"Pınar, Pınar senin bir eşin var. Emre. Şu an bunları duysaydı üzülürdü. Dimi Semoşko," Kuzey, Sema ile olunca daha bir farklı oluyordu.

"Kuzey, senle çıkmaya başlayınca nedense yumuşadım ya. Where is the sert Sema hah?" dedi Sema gülerek.

"Duydunuz mu?"

"Neyi?"dedi Pınar, Kuzey'e boş boş bakarak.

"Az önce İngilizce katledildi," evet ciddi birşey diyeceğini düşünmüyordum.

Sema'yı artık gülerken görmek bana mutluluk veriyordu. Pınar, kendinden geçmişçesine okula yeni gelenlerin resimlerine bakıp yorumluyordu. Cebimdeki telefon bir an titredi.

Gönderen: Annem♡
" Beril, artık eve gel de kolilerini ayarla. Yarın sabaha hazır olsun."

Evet. Bunca olayın ardından ailem o evde kalmak istemedi. Ama ben ne kadar yalvarıp yakarsam da olmadı. Kerem'in anıları da bizimle gelecekti ama eskisi kadar olmayacaktı.

Üç Kelime, Üç KuralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin