Leyla, gözlerini kapkaranlık bir sabaha açmıştı. Sakinleştiricilerle birkaç saatliğine de olsa uyku girmişti gözüne. Kerem bir an bile bırakmamıştı elini, saat başı doktor gelip kontroller yapıyordu. Leyla gözlerini tavana dikip öylece bakmaya başladı. Kerem, biraz hava almanın iyi geleceğini düşündü ve onu kucağına alıp dışarıya çıkardı. Masal'ı da alıp arabaya bindiler ve sahildeki bir parka gittiler. Leyla'nın ağzını bıçak açmıyordu. Parktaki oyuncaklarla babasıyla beraber eğlenen, yüzünden gülücükler eksik olmayan Masal'ı izliyordu boş gözleriyle.
"Baba, beni sallar mısın?" diyerek salıncağa oturdu.
"Sallarım tabi bal böceğim. Sen iste dünyayı sallarım ben." bir süre sonra gidip Leyla'nın yanına oturdu. "Pamuk şeker alayım mı sana?"
"Masal sana hiç 'baba' demeseydi.. Üzülür müydün?"
"Aynı şey değil ki güzelim."
"18 yaşımda bir mektup yazmıştım ona. Verecektim.. Veremedim Kerem." dediği anda gözyaşlarını tutamadı.
"Geçecek bitanem.. Bu acı da geçecek. Yakıp da geçecek belki ama geçecek.."
"Benim gitmem lazım."
"Nereye?"
"Babama.. Babama gideceğim, onu çok özledim."
**
Leyla, Kerem'in yanından bir anda kalkıp kendini caddeye attı ve bir taksiye atladı. Kerem onu böyle üzgün görmeye dayanamıyordu. Masal'ın yanına gidip sımsıkı sarıldı kızına. Beraber bir cafeye gidip öğle yemeği yediler. Kızını her ne kadar eğlendirmeye çalışsa da Masal her şeyin farkındaydı. Leyla hastaneye gittiğinde kendini hazır hissedince morga girdi ve babasının yüzündeki beyaz örtüyü açtı. Öyle bir sarsılmıştı ki ayakta duracak gücü kalmamıştı. Çekinerek elini yüzüne doğru uzattı. Titreyen parmaklarını yanaklarında gezdiriyor, ilk defa saçlarını seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA SEVDA
FanfictionKara sevdaya düşmüş iki kalp.. Kara sevdam.. Seni ilk gördüğümde biliyordum beni kalbimden vuracağını. Paramparça edeceğini.. Adım gibi biliyordum senden başkasını gözümün görmeyeceğini. Sevdiğim.. Beni öldürsen de vazgeçemiyorum senden. Seni sevmek...