17. Bizim Sonumuz

245 14 10
                                    


Kapkaranlık bir sabaha uyanan ve tek bir mesajla hayatında 9

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Kapkaranlık bir sabaha uyanan ve tek bir mesajla hayatında 9.5 şiddetinde bir deprem yaşayan Kerem, kendinden nefret ediyordu. Leyla'ya böyle bir şey yaptığı için o kadar öfkeliydi ki kendine. Yatak odasında ne bulduysa yıkıp dökerek dışarıya çıktı. Hafızasını silmek istercesine kafasını defalarca kez ağaca vurdu. Saate baktığında geç kaldığını fark edip hemen bir mağazaya gitti ve siyah takım elbise aldı. Saç sakal tıraşı olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi nikah dairesine gitti. Aynadan son kez kendine bakarken Leyla'nın geldiğini gördü. O da beyaz ceketin içine beyaz bir bluz giymişti. Kıyafetleri tam olarak onların aşklarını yansıtıyordu. Bembeyaz bir kadın, karanlık bir adam ve kara bir sevda...


"Gelmezsin diye düşünmüştüm." dedi Kerem, telaşlı halini bir kenara bırakmaya çalışarak.

"Aynı şeyi ben de senin için düşündüm."

"Hadi girelim o zaman, geç kalmayalım."

"Kerem.. Bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun değil mi?"

"O ne demek şimdi?"

"Eğer benimle mecburiyetten dolayı evleniyorsan.. Bunu yapma."

"Öyle olmadığını sen de biliyorsun. Hadi." diyerek elini uzattı. Tam içeriye giriyorlardı ki arkalarında bir ses duydular.

"Geç kalmadım değil mi?" Kerem dönüp baktığında Dilara'yı gördü ve ne yapacağını şaşırdı.

"Pardon, tanıyamadım?" dedi Leyla.

"Ben Dilara. Kerem'in-"

"Kuzenim.. Dilara benim kuzenim."


Beraber el ele nikah salonuna girip masaya oturdular

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Beraber el ele nikah salonuna girip masaya oturdular. İkisi de kimseyi çağırmamıştı, çünkü birbirlerinden başka kimseleri yoktu. Tabii bir davetsiz misafirleri de vardı. Kerem onu görünce hem çok öfkelenmiş hem de panik olmuştu. Yine de Leyla'ya bir şey çaktırmamaya çalışıyordu ancak vicdan azabından ölüyordu.. Masanın altından Leyla'nın elini tuttu ve fark etmeden iyice sıktı. Soğuk ter atıyor, bacağı titriyordu. Leyla bir terslik olduğunu anlamıştı ama heyecandan olduğunu düşünüyordu. Onun aksine Leyla gayet rahat ve durgundu. Aslında ilk günden beri evlenme, yuva kurma hayalleri kuran Leyla iken şimdi ise pek de istekli gibi durmuyordu. Nikah memuruna hastalıkta, sağlıkta, iyi günde ve kötü günde bir yemin niteliğinde 'evet' dediler. Nikah cüzdanını alır almaz Kerem ve Leyla Dilara ile tekrar karşılaşmamak için adeta kaçar gibi çıktılar salondan. Hızlı bir şekilde Leyla'nın evine gittiler. Birer yabancı gibi oturuyorlardı salonda.


KARA SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin