18. Kalbini Söküp Atmak

208 13 6
                                    


Leyla zor bir günü daha geride bırakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Leyla zor bir günü daha geride bırakmıştı. Gitgide büyüyen karnıyla beraber artık hareketleri kısıtlanmaya başlamıştı ancak o yine de işini aksatmadan yapmaya çalışıyordu. Onun yönetiminde yapılan tüm operasyonlar başarılı olmaya devam ediyordu. Artık hayatındaki her şeyi rayına sokmuştu. Ama içinde öyle derin bir boşluk vardı ki o boşluğu sevdiği adam bile dolduramıyordu. Annesine geçen yılların acısını çıkartırcasına sarılmayı, onu öpüp koklamayı, acılarını paylaşmayı, mutluluklarından bahsetmeyi çok istiyordu. Konuşmak için, onunla yüzleşmek için hazır hissediyordu kendini. Ta ki eve girdiğinde salonda oturan Azra'yı görene kadar.. Ne kadar isterse istesin affedemiyordu onu.


"Ne arıyorsunuz burada?"

"Seni görmek istedim."

"Lütfen hemen terk eder misiniz evimi.. Ben sizi görmek istemiyorum."

"5 yaşındaydım. Odamda annemin avizeye asılı bir şekilde cansız bedenini bulduğumda küçük bir kız çocuğuydum." o an Leyla hemen arkasındaki sandalyeye oturup öylece kaldı, kanı çekilmiş gibiydi. "Babamdan yediğim dayaktan sonra bayılmıştım.. 10 dakika.. 10 dakika önce açsaydım gözlerimi yetişebilirdim belki, kurtarabilirdim annemi. Hep kendimi suçladım. Hafızamda anneme dair kalan tek şey o sahne.. Hayatımı mahveden o günü hiç unutamadım. Olanların tek bir sorumlusu vardı; babam. Ben o gün bir yemin ettim, bu yaptığı babamın yanına kalmayacaktı. Kimse onu suçlamadı, bir ceza almadı mesela. Komşular annem için 'psikolojisi bozuktu zaten' dedi. Kimse bilmiyordu onun ne acılar çektiğini, bilseler de anlayamazlardı zaten. Çok kızdım ona, çok öfke duydum. Beni neden bir caniyle tek başıma bırakıp gitmeyi seçtiğine, neden direnmediğine mantıklı bir açıklama aradım. Çok sonra anladım, bir insan çaresiz kaldığında en sevdiklerinden bile vazgeçmek zorunda kalırmış meğer."

"Vicdanını bu şekilde rahatlatamazsın. Senin annen yapamadı belki ama sen kızına sahip çıkabilirdin. Hem de beni en iyi anlayabilecek tek sen varken.."

"Ben seni bırakıp gitmeyi tercih ettim ama senden hiç vazgeçmedim. Yetimhanede olduğunu öğrendiğimde Birol ile konuştum. Sana sahip çıkmasını istedim. Seni en az benim kadar güçlü yetiştirmesini istedim."

"Ama kızını yanına almak, acılarını, geçmişini unutturmaya çalışmak, yaralarını sarmak aklına gelmedi öyle mi? Aynı şeyi oğluna da yaptın. Biz senden ne kadar uzak olursak o kadar iyiydi senin için değil mi? Çünkü ayak bağı olurduk sana."

"Size zarar vermelerinden korktum."

"Kim ya? Kim zarar verebilirdi bize, sen yanımızdayken?!"

"Dedeniz.. En tepedeki isim, İlhan Korkmaz. Annemin ölümünden sonra beni dövmeye, canımı yakmaya devam etti. Bir gün kaçtım kurtuldum elinden. Tek başıma yaşamayı öğrendim. Kendimi çok güçlü yetiştirdim. Yıllar sonra tesadüfen gördüm suç dosyasını, o kadar kabarıktı ki. İnsanların canını yakmaktan hiç vazgeçmemişti. Bu mesleğe girdiğimde ilk işim onu tutuklamak olmuştu. Gözlerimin içine bakarak beni öldürme yemini etti. Kanıt yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldı. Bir süre sonra Ferman'ı da o karanlığın içine çekti.. Bana karşı savaş açtılar. Ferman'dan tek bir şey istemiştim, İlhan torunlarının olduğunu asla öğrenmeyecekti. Eğer yanımda olsaydınız sizi bir şekilde bulurlardı. Bu yolda ne evlat, ne de torun görür gözleri. Sizi bırakıp gitmeseydim şu an hayatta olmayacaktınız belki de."

KARA SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin