Eymen'le en son geçirdiğim ürkütücü ve biraz da garip andan tam 2 hafta geçmişti,o ise beni görmezden geliyordu.Bugün dersim olmadığından kendime zaman ayırabileceğimi düşünmüştüm.
Yataktan hızla kalkıp altıma kot pantalonumu giydim,üstüne Melis'le beraber aldığımız beyaz askılı tişörtümü de giyince güzel olmuştum.Cansel hala uyuyordu,odadaki sessizliği telefonundan çıkan alarm sesi bozmuştu.
-Siktir!
Kendini yataktan atıp kıyafet aramaya başladı,beni bile görmemişti.-Yeni kız,beni neden uyandırmıyosun
Sıkıntıyla nefes verdim,aynı odada kalıcaksak artık bir şeyleri düzeltmemiz gerekiyordu.-Öncelikle,adım Mira.Eğer alarmın çalmasaydı zaten uyandırmayı düşünüyordum.
Cansel şaşırmış bir şekilde bana bakıp gülümsedi.-Sesinin çıkmasına sevindim.
Dolabın yanına duran aynamın önüne geçip saçlarımı Cansel'in ödünç verdiği düzleştirici izle düzleştirdim.-Bugün dersin yok mu?
Dalgın dalgın devam ediyordum,aklımı toparlamam Eymen ile daha da zorlaşıyordu.-Hey!Mira!
Cansel'e döndüm,üstüne sanki onu temsil ediyormuş gibi siyah bir elbise,altına da topuklu bot giymişti.Çantasından rimelini çıkardığında bana bakıyordu.-Daldım kusura bakma,dersim yok bugün bende biraz gezerim diye düşündüm.
-Yalnız başına,hiç gelmediğin bir yeri mi gezmeyi düşünüyorsun cidden ?
Çantama telefonumla kulaklığımı koyduktan sonra Dolabın alt kısmından yeni aldığım botlarımı çıkardım.
-Ne kadar zor olabilir ki? Zaten hemen dönerim.
Rimelle de işini bitirdikten sonra çantasına attı,yatağın üstünde duran birkaç defteri alıp kapıya yöneldi.
-Yine de dikkat et,ne olacağı hiç belli olmaz
Göz kırpıp çıkmıştı,Cansel'i hiçbir zaman anlayamayacağımı düşünerek kapıyı kilitledim ve çıktım.Koridorda ilerlerken bir yandan diğer odaların kapılarını inceliyordum,bir kapı sonuna kadar açıktı.İstemeden de olsa gözüm içeriye takılmıştı,içerde esmer ve oldukça güzel bir kız telefonda birinle kavga ediyordu.
Beni fark ettiğinde öfkeyle kapıyı çarptı,sonunda merdivenlere geldiğimde sevinçle gülümsemiştim.Bu şehre yeni gelsem de,okuldan çok daha güzel yerlerin de olduğunu biliyordum.
Geniş bahçede ilerlerken karşıdan elinde bir sürü kitapla beraber aceleyle koşan bir kızı fark ettim,hızla bana çarptığında sendelesemde sesimi çıkarmadım.
Kızın gözlüğü ve elindeki tüm kitaplar yere düşmüştü.
-Ben çok özür dilerim.
İkimizde yolun ortasında eğilmiş,kitapları topluyorduk.-Önemli değil,bende düzgün yürümüyordum.
Birbirimize gülümsedikten sonra kız kemik rengi gözlüğünü geri takmıştı.Kızın tam omzunda olan kısa siyah saçları,gözlüğüne tezat düşüyordu.
-Adım Sibel
Kitaplarını aceleyle bir elinde toplayıp diğer elini samimiyetle bana uzattı.