Uçaktan indiğimde içimde anlandıramadığım bir korku hakimdi,hem adımlarım geri geri gidiyor hem de ne olduğunu öğrenmek istiyordum.
Biraz uzakta Demir'in arabasını gördüğümde adımlarımı hızlandırdım,valizim benim aksime gitmemek için direniyordu sanki.Sonunda arabanın yanına geldiğimde yorgunlukla derin bir nefes aldım.
Demir arabadan inip yanıma geldiğinde bacaklarımın beni daha fazla taşıyabileceğini sanmıyordum,arabaya yaslanıp Demir'den mantıklı bir açıklama beklemeye başladım.
Suratı fazlasıyla yorgun gözüküyordu,bakışları bile uykuluydu.
"Mira seni bu duruma soktuğumuz için özür dilerim,ne yapacağımızı bilemedik"
"Neler olduğunu ne zaman anlatmayı düşünüyorsunuz,bana tüm bunlar saçma bir oyun gibi gelmeye başladı."
Rüzgarın şiddetiyle üşüyen kollarımı birleştirdim,soğuk uykumu tamamen kaçırmayı becermişti galiba.
"Sen arabaya bin,sana söz veriyorum her şeyi konuşacağız."
İsteksizce arabaya binip üşüyen kollarımı ısıtmaya çalışıyordum,Demir gelip klimayı açtığında biraz olsun ısınmıştım.
"Arkada bi hırka olması lazım,onu al"
"Gerek yok böyle iyiyim"
"Üşütücek gibisin,neyse sen bilirsin"
Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım,sıcakla birlikte gözlerim kapanıyordu.
-
"Mira,geldik uyan hadi"
Demir arabanın içinde bir şey ararken bi yandan da beni uyandırmaya çalışıyordu,boynumun acısınla yüzümü buruşturdum.Hırkayı bana verip arabadan indi,bende hırkayı giyip ona yetişmek için arabadan indim.Burası okula uzak bi yer gibi gözüküyordu,keşke gelmeseydim diye düşünmeden edemedim.
Demir anahtarı elime tutuşturup karşımızdaki evi işaret ederek
"Sen gir geliyorum"
Dedi,benim de burada daha fazla durmaya ve üşümeye niyetim olmadığından evin bahçesine girdim.Uzun süredir kimse ilgilenmemiş gibi duruyordu evle,bahçe oldukça bakımsızdı.Kapıyı açtıktan sonra yavaşça içeri girdim,her yer karanlıktı.Arkamı döndüğümde Demir etrafta gözükmüyordu.
"Siktir!"
Beni buraya neden getirmişti,üstelik görünürde bu ev bomboştu."Demir!Burda kimse yok!"
Bu sefer korkarak içeri bakıyordum,ölsem sesimi kimse duymazdı büyük ihtimal.Korkudan ne yapacağımı şaşırmış durumdayken gitmeye karar verdim,yine salak bi durumun içine düşmüştüm işte.
"Bu kadar korkak olmamalısın,alt tarafı bi ev"
Duyduğum sesle kapıda duran ellerimi geri çektim,ses fazlasıyla boğuk geliyordu ama kime ait olduğunu ayırt edemeyecek kadar değildi.Sanırım Eymen'i bulmuştum.
Adımlarımı içeri yönlendirip kapının arasından sızan ışıkla beraber salon olduğunu tahmin ettiğim yere yürümeye başladım."Işıkları aç!"
Aynı boğuk ses bu sefer eğlendiğini belli eder bir şekilde gülüyordu.