13. Bölüm

4.2K 191 2
                                    

Luhan gözlerini kırparak açtığında başını kaldırdı ve kısık gözlerle altındaki bedene baktı. Başını biraz daha kaldırdı ve huzurla uyuyan Sehun'a gülümseyip çenesine bir öpücük kondurdu. Ellerini onun gögsünde gezdirdi. Dokunuşlardan keyif alıyordu. Sahibiyle olan bağının bedensen olarak tamamlanmasından mutluluk duyuyordu. Hissettiği mutluluk öyle çoktu ki dünyayı patlatabilirdi. Sırıtarak iç geçirdi ve Sehun'un gövdesini bir kere daha öptü. 

''Dudaklarına sahip çık Lulu yoksa başına bela açacaksın.''

Luhan kirpiklerini Sehun'un gövdesine sürterek konuştu.

''Bela istemiyorum sahip.''

Sehun küçük bir kahkaha atıp üzerindeki bedene sarıldı ve onu çevirerek altına aldı. Luhan şaşkınlıkla sahibine bakıyordu. Sehun sırıttı ve onun dudaklarına dudaklarını koydu. Öpmüyordu. Dudakları bileşik duruyordu.

''Öyle güzel ki.... Nefesinin dudaklarıma vurması... Luhan..''

Sehun Luhan'ın adını şehvet ve istekle söylemişti. Luhan birleşik ama hareket etmeyen dudakları dudaklarının arasına alıp emdi ve sırıttı. Sehun şaşkınlıkla ona bakıyordu.
 
Luhan’ın karnından gelen tuhaf ama yüksek sesle ikiside dondu. Sehun'un patlattığı kahkaha Luhan'ın gözlerini kapatıp başını yana atmasına sebeb olmuştu.

''Acıktın mı küçük kurt?''

Luhan önce alt dudağını ısırdı ve ardından dudaklarını büzdü. Yine o utandığı zamanki dudaklar. Sehun'u azdıran dudaklar. Sehun yutkundu ve bir kez daha karşı koyamadığı dudaklara kendini verdi. Bastırdı ve geri çekildi. Nefesinin hepsini Luhan'a vermiş olacak ki nefesini düzene sokmak için derin derin nefesler aldı. Luhan'ın ikinci kez karnından gelen guruldamayla Sehun onun üzerinden doğruldu ve yataktan kalktı.

Luhan çıplak bedeniyle ona bakıyor gözlerini kırpıyordu. Sehun onun üzerine atlamamak için yutkundu ve hızlıca odadan çıktı. Odadan çıktığında mutfaga girmesiyle çıkması bir olmuştu. 'Lanet olsun, çıplağım! Yine kendimi onun vücudundan alıkoymak zorunda kalacağım!' Kendine öfkeyle tekrar odaya girdi ve gözleri direk yatağa baktı. Luhan yoktu. Panikle yatağa yaklaştı ve baktı. Korkmuştu. Odada panikle sağa sola gitti ve korkuyla banyoya daldı. Karşısında sular akan çıplak bedeni görünce derin bir nefes aldı ve geri banyodan çıktı. Korkuyla çıplak vücudu fark etmemişti bile. Hızlıca dolaptan bir şeyler çıkarttı ve giyindi.

Luhan banyodan çıktığında Sehun'un taze kokusunu almıştı. 'Odaya geri girdi demek.' Luhan gülümsedi ve yeni aldığı kıyafetleri aradı. Odada bulamayınca üzerindeki havluyla salona çıktı ve seslendi.

''Sahip! Yeni kıyafetlerim nerede?''

Sehun başını uzatıp hayvanının duştan çıkmış ıslak saçlarına gülümsedi.

''Benimkileri giyisen? Ben kokmanı seviyorum.''

Luhan sırıttı ve sahibine yaklaştı. Havluyu tutan ellerini bıraktı ve Sehun'un omuzlarına koydu. Sehun'un gözleri Luhan'ın üzerinden akıp giden havluya takılmıştı. Çıplak vücudu Sehun'un yutkunmasını zorlaştırmıştı. Luhan parmaklarının üzerinde yükseldi ve Sehun'un kulağına yaklaştı.

''Endişelenme sahip.''

Sesinden şehvet fışkırıyordu. Kısık sesi Sehun'un titremesine sebeb olmuştu.

''Artık çöpe düşsem yine sen kokarım. Tıpkı senin hep ben kokacağın gibi.''

Sehun'dan uzaklaşmıştı. Luhan'ın yüzünü geniş bir gülümseme aldı.

''Endişelenme.''

Küçük bir kahkaha atıp tekrar odaya döndü. Sehun kendini sırıtmaktan alamamıştı. Hatta attığı küçük kahkahanın benzerini yatak odasından duymuştu. 32 dişini gösteren gülümsemeyi sonunda eliyle kapatmaya çalışarak durdurmaya çalışsada işe yaramamıştı.

Luhan döndüğünde üzerinde Sehun'un kıyafetleri vardı. Sehun gülümsedi ve eliyle gelmesi için işaret etti. Luhan sırıtarak ellerini onun beline doladı ve başını gögsüne koydu.

''Ben sahibinin sözünü dinleyen iyi bir ev hayvanıyım. Beni iyi eğitiyorsun.''

Sehun tekrar bir kahkaha attı ve Luhan'ın saçlarını karıştırdı.

''Oturda yemek yiyelim. Yoksa açlıktan sahibini yiyeceksin.''

Luhan sırıttı ve Sehun'un gösterdiği yere oturdu.

''Endişelenme kurtlar öyle şeyler yapmazlar.''

Oturdu ve masayı inceledi. Sehun sırıttı ve karşısına oturdu. Onu hayranlıkla izliyordu. Luhan'ın agzından dökülen pirinçleri topladı ve ağzına attı. Luhan şaşkınlıkla onu izliyordu. Sırıttı ve ağzından daha fazla pirincin sıçramasına engel olamadı. Sehun komik hareketlerle onları topladı ve ağzına attı. Luhan'ın dudağının yanında kalan son taneyide uzanarak ağzıyla aldı. Luhan utançla kızarmıştı. Sehun ikinci uzanışını yaptı ve onun pirinçle dolu olan yanaklarını öptü. Luhan'ın kırmızılığı öyle belirginleşmişti ki domates gibi olmuştu.

''Okula gitmek ister misin?''
 
''HUH!?''

Luhan başını kaldırıp baktı.

''Zaten yaz tatilindeyiz. İki gün sonra okul başlıyor. Birlikte gidip gelmek iyi olur, seni evde yalnız bırakmak istemiyorum.''

Sehun dudaklarını büzdü. Luhan başını yukarı aşağı salladı.

''Nasıl istersen sahip.''

 Sehun gülümsedi ve onun saçlarını karıştı.

''Bunun için ayrı bir alışveriş gerekecek o halde.''

^#^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#--^#^#^#^#^#

Luhan sahibinin elini sıkı sıkıya tutmuş onunla birlikte ilerliyordu. Bu sefer farklı bir AVM seçerek Luhan'a alacak bir şeyler arıyorlardı. Girdikleri ilk dükkan kesinlikle anormaldi. Renkler tuhaf ve fosforluydu. Luhan'ın ilk denediği siyahtı. Siyah hiç tartışılmasız Luhan'a yakışırdı ama üzerindeki t-shirte bakınca tartışılmaya müsait duruyordu. Beğenmemisti ama sahibinin beğenme ihtimaline karşı sesini çıkartmadı. Kollarını birleştirmiş onu süzen sahibine döndü ve çamaşır suyuna batmış gibi görünen t-shirt için yorumunu bekledi. Birkaç saniye sonra gözleri buluştu ve Sehun burnunu kırıştırdı. Evet burun kırıştırmak iyi bir yorumdu. Luhan hızlıca çıktığı kabine döndü ve üzerindekini çıkartıp kendininkileri giyindi.

MAGICAL PET SHOPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin