my sweet omega |kooktae|

5/money

(medya bayan Kim -taş gibi kadın buldum phitnfjc)

Kim Malikanesinin terasından çalışan görevlileri izliyorduk çünkü işsizdik. Sahi başka işimiz mi yoktu? davet, Kim'lerin evinin büyük bahçesinde olacaktı bu yüzden yarın gece olacak düğün için bu akşamdan süslemelere başlamışlardı.
Monjee babamın sesini işitebiliyordum. Bir şeye karışmadan duramazdı! Masa örtülerinin neden mavi renk olduğunu tartışıyordu. O sırada yanına Taehyung gelmiş ve sorunu öğrendikten sonra hangi renk istediğini sormuştu, bu istemsizce gülümsememi sağladı. Ebeveynlerime karşı nazik olması çok hoşuma gidiyordu

"Yaa şimdi benim bestie'm evleniyor mu? Ayrıca amca olacağım.."

"Jimin sakın yine başlama! evde bu konuşmaları atlattığımızı düşünüyordum."

Derin bir nefes verip onaylayan mırıltılar çıkardı.

Hamile olan benden bile daha sulu gözlüydü. Bizde kahvaltı ederken öyle bir drama yapmıştı ki alfa babam bile kendini bana sarılıp ağlarken bulmuştu. Arabayla 10 dakikalık yoldu alt tarafı sanki gurbete gönderiyorlar

"Çocuklar, Jeongguk'la bize biraz müsade eder misiniz?"

Bayan Kim'in sesini duyduğumda ondan tarafa döndüm. Yine suratsız suratsız bakıyordu yanında da ilk defa gördüğüm güzel bir kız vardı fakat onun da yüzünden düşen bin parçaydı.

"Anne-"

"Jisoo, lafımın ikiletilmesini sevmem"

Jisoo bir süre bayan Kim'e baktı daha sonra derin bir nefes verip Jimin'in meraklı gözleriyle birlikte terastan çıktılar. Bayan kim Sandalyeye oturup bacağını diğer bacağının üzerine atarak bana döndü. Bu kadından romatik anne sözleri beklemiyordum. yine beni aşağılayan bir şeyler söyleyeceğinden emindim.

"Jeongguk, ne Taehyung 22 yaşında baba olmak için hazır ne de sen 18 yaşında bir ebeveyn olmak için hazırsın."

Kaşlarımı ister istemez çatarken sağ elimi karnıma koydum. Bu şekilde bebeğim daha güvende gibi hissediyordum. Bu konuşma hiç hayra alamet değildi.

"Demek istediğim o ki..."

"Bebeğimi aldırmamı istiyorsunuz?"

Sorar gibi konuştuğumda hiç masum olmayan bir şekilde yanındaki kıza bakıp güldü.

"Bizim ki akıllı çıktı Soojin"
Sinirle ayağı kalkıp konuştum.

"Bunu anlamak için akıllı olmak gerekmez, Sadece sizin gibi cani bir insandan bu beklenirdi!"

Söyledilerimle ciddileşti. Oturduğu yerde daha da dikleşip sert ses tonuyla konuştu. Pislik kadın bunu nasıl isterdi o senin torunun be torunun!

"Haddini aşma! Karşında senin arkadaşın yok!"

"Asıl siz haddinizi aşmayın. Benden bir canı öldürmemi istiyorsunuz farkında mısınız?! Üstelik torununuzu."

"Ben senin gibilerini çok gördüm, Sizin ilacınızı biliyorum ben. Soojin?"

Soojin dediği kıza elini uzatırken kız eline büyük bir çanta verdi. Önündeki sehpanın üzerine çantayı koyduğunda ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Çantayı açıp yüklü miktardaki paraları gösterip konuştu.

"Senin ilacın bu değil mi? Bak ne diyeceğim.. çocuğu aldırmak istemiyorsan aldırma, bu parayı da alıp başka bir ülkeye def olup git! Ayrıca her yıl sana bu paranın 2 katını da yollarım."