Jeongguk'un üzerindekiler olarak hayal edebilirsiniz.
Taehyung'la mühürlenmemizin üzerinden iki hafta geçmişti. Bu iki haftada birbirimize dahada yakınlaşmıştık ve birbirimizi daha iyi tanımıştık. Mesela Taehyung'un, bazen naz yapmamdan hoşlandığını öğrenmiştim ve bilinçsizce yaptığım bu şeyin hoşuna gitmesi beni çok güldürmüştü. Ayrıca bir çok şey daha öğrenmiştim. Taehyung'un Japonya'da benimle aynı yaşta bir alfa kardeşi vardı ve liseden mezun olduğunda Kore'ye geri dönmek şartıyla orada kaldığı hâlde hâlâ gelmemek için ayak sürtüyor olduğunu öğrenmiştim.
Bir kaç gün önce de bebeğimizin sağlık durumunu öğrenmek için doktora kontrole gitmiştik. Bebeğim sağlıklı büyüyordu lakin normalinden biraz daha küçüktü. 3 aylık olmasına rağmen karnım küçücüktü ve bu beni endişelendiriyordu. Doktor bunun genetik bir şey olabileceğini, bebeğimizin gayet sağlıklı olduğunu söylese de yine de içimdeki endişeye engel olamıyordum.
Şu sıralar hayatım gayet akışında ve güzel gidiyordu. Fırtına öncesi sessizlikmiydi bilmiyorum lakin hayatımın böyle pürüzsüz devam etmesini umuyordum. Evde Taehyung'un annesiyle karşılaştığımda yüzüme bile bakmıyordu. Soojin'se bizim malikaneye en son bir hafta öncesinde uğramıştı. Bu benim için mükemmeldi.
Sadece, tek rahatsız olduğum nokta...
Soojin'in Taehyung'un asistanı olduğuydu. Bugün Taehyung şirkete gitmişti ve aklım birazcık onda kalmıştı. Soojin meselesini hâlâ açamamıştım. Aslında konuşacaktım fakat bir haftadır gözüme gözükmediği için sesimi çıkarmıyordum. Belki de pes etmişti.Şimdiyse Jimin ve Nayeon'la alışverişe çıkmıştık. Nayeon'un sevgilisiyle arası açılmıştı ve biraz kafa dağıtmaya ihtiyacı olduğunu söylemişti. Bizde yapmayı en çok sevdiğimiz şeylerden biri olan alışverişle kafa dağıtmayı düşünmüştük. Neredeyse iki saati dolduruyorduk. Bundan kesinlikle sıkılmıyordum. 'İşte, bu benim için yapılmış' diyebileceğimiz kıyafetleri bulana kadar durmuyorduk.
"Varya, elbisenin rengide bedenide tam üzerine oturdu. Kırmızı sana çok yakışıyor."
Nayeon kabin aynasının önünde, büyülenmişcesine elbisenin her bir ayrıntısını incelerken Jimin'le ikimiz koltuklara oturmuştuk. Nayeon seçtiği kıyafetleri giyinip bize gösteriyordu ve bizde yorumluyorduk. Kesinlikle kırmızı ona çok güzel gidiyordu.
"Yaa Jiminie, bende öyle düşünüyorum. Tam üzerime oturdu. Jeongyeon beni bu şekilde görse dibi düşer herhalde."
Koyu kırmızı rengindeki bu kadife elbise bana Taehyung'un Delta gözlerini hatırlatıyordu. Elbisenin rengi tabiki Taehyung'un göz rengi kadar güzel değildi. Onun irisleriyle hiçbir kırmızı kıyaslanamazdı zaten.
Acaba şuan şirkette ne yapıyordu. Çalışanlarıyla arası nasıldı, Kendine ait odasının dizaynı nasıldı. Yanında kim vardı. Kimlerle konuşuyordu, şirkette kimlerle yakın ve samimiydi. Her şeyi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my sweet omega |kooktae|
Fanfiction"Aldıracağım! Lanet olsun ben daha 18 yaşındayım kendime sahip çıkamıyorum bir bebeği nasıl doğurayım!" |DeltaTaehyung |OmegaJeongguk