"Ee anlat bakalım bugün neler oldu."
Jisoo'yla salonda oturmuş, ben çilekli meyvesuyumu o kahvesini içerken muhabbet ediyorduk. Gece yarısı olmuştu. Kıymetli kayın babam ve Bayan Kim çoktan yatmışlardı. Taehyung ise manava gitmişti çünkü gecenin bu saatinde bir şeyler aşermiştim ve o da tabiki dediğimi ikiletmeyip onları almaya gitmişti. Namjoon hyung da yukarıda kendi odasında bir şeylerle ilgileniyordu.
Bardağımın dibini getirdiğimi farkederek boş bardağı sehpanın üzerine bıraktım. Jisoo'nun bu sorusuyla direkt Taehyung'un odasında yaşadığımız sevişme dolu dakikalar aklıma gelmişti. Ama bundan tabiki bahsetmeyecektim.
"Jimin ve Nayeon'la alışveriş yaptık, bir şeyler içtik falan. Sen neler yaptın?"
"Ondan bahsetmiyorum canım! Birlikte eve geldiğinizde Taehyung'un suratı sirke satıyordu. Kavga falan mı ettiniz?"
Ah ondan bahsediyordu. Taehyung'un gereksiz kıskançlıklarına bağlı hayal dünyasıydı işte. Aklında ne tür senaryolar dönüyordu bilmiyordum. Yanımda olsa bile kısa ve dar şeyler giymeme müsade etmiyordu. gördüğü her Alfanın yanından geçerkende feromonlarını arttması, göğsünü kabartıp kendisinin daha güçlü olduğuyla ilgili göz dağı vermesi de cabasıydı. Deltaydı işte.
"Şort giydim diye kıskançlık triplerine giriyor. Tamam gönlünü kazanmak kolay fakat aradan zaman geçmeden yine başa sarıyoruz. Birde toplantıdan çıkana kadar çalışanlarına ayak bileğime kadar gelen bir uzunlukta kaban aldırtmış. İnanabiliyor musun?"
Sıkıntılı bir nefes verip başımı koltukta geriye attım. Vazgeçmeyecektim ki. Kendisi kudurabilirdi ama bana yasak koyamazdı. Koyduğunu sanıyordu ya o ayrı konu.
"Anlıyorum. Bilirsin, Delta'lar doğaları gereği daha sahiplenici, daha koruyucu ve baskın oluyorlar. Onların sezgileri diğer türlere göre çok daha gelişmiş oluyor. Yani demek istediğim, Senin farkedemediğin bazı şeyler olabilir ve o da onlara kafa takıyordur."
Üzerime düşmesi, sahiplenici ve kıskanıyor olması azıcık hoşuma gitsede istediğim kıyafetleri giymeme müsade etmemekte çok ciddiydi ve bu beni endişelendiriyordu. Ama banane tekrar ve tekrar giyecektim işte.
"Neyse Jisoo, Taehyung fazla geç kalmadı mı sencede?"
"Saçma sapan şeyler aşerdin ya Jeongguk Muhtemelen manav manav gezip onları arıyordur."
"Cidden üstüme gelme. Hamile olduğunda anlarsın halimi. Onları Yiyemezsem kafayı yiyecekmiş gibi hissediyorum. Dişlerim kaşınıyor."
"Her şeyi geçtim, Malta eriğini bile geçtim, Atemoya nedir ya?"
Koltuk başlığına doğru uzanıp daha rahat bir pozisyon aldım. Saat gece 2 falandı. Normalde ben bu saatlerde uyuyor oluyordum fakat Jisooyla muhabbet ederken konu konuyu açmış uyumamıştım sonrada canım atemoya, Malta eriği ve elma çekmişti. Uykum bayağı vardı fakat onları yemedende uyumaya niyetim yoktu.
"Bebeğimizi 9 ay karnımda ben taşıyacağım. O da bir konuda bir işe yarasın."
"Taehyung hiçbir halta yaramıyor gibi konuşma. Zorla gönderdin sanki. Gecenin bu saatinde aşerdiğini söylediğinde nasıl heyecanlandı görmedin mi? O senin ve minik bebeğiniz için her şeyi yapmaya hazır."
uf öyle söylemek istememiştim ki. Bazen uykum varken kafam allak bullak oluyor ne dediğimi bile farketmiyordum. Şuan yine öyle bir durumdaydım.
"Her neyse, sana ne diyeceğim..."
Jisoo gülümseyerek salona bir göz atıp koltukta dizleri üzerinde bana doğru sır verecekmiş gibi yaklaştığında kaşlarım merakla havalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my sweet omega |kooktae|
Fanfic"Aldıracağım! Lanet olsun ben daha 18 yaşındayım kendime sahip çıkamıyorum bir bebeği nasıl doğurayım!" |DeltaTaehyung |OmegaJeongguk