1. BÖLÜM ( Giriş)

2.5K 92 14
                                    

Yeni Başlayanlar İçin;
ÖNEMLİ

Sizler hikayeye başlamadan önce söylemek istediğim birkaç şey var. Ben bu hikayeyi 2013'te yazmaya başladım, dolayısıyla aradan çok zaman geçti. Hikâyenin ilk bölümlerinde bulunan yazım ve noktalama hatalarını en uygun zamanımda düzenleyeceğimden emin olabilirsiniz.

Bundan daha önemli olarak, başkarakterimin karakter yapısını kötü eleştirilere tâbi tutmadan önce lütfen hikayenin ortalarına kadar gelin. İlk bölümlerde üslubumun da pek iyi olmadığının farkındayım, bunu da hikâyeyi düzenlemeye aldığım zaman içerisinde düzelteceğim; ancak asla ana hatları değişmeyecek.

Başkarakter olan Damla, kurgumun gerektirdiği bir karakterdedir ve zaten hikâyeyi okudukça, olaylar geliştikçe, kurgu derinleştikçe bana hak vereceksiniz.

Kısacası, hikâyeye ilk adımı atmadan önce birtakım ön yargılarınızı dışarıda bırakın. Çünkü giriş kapısı, içerinin tamamı değildir.

-1. Bölüm Başı-

Okul çıkışı, sürekli birlikte takıldığım Buse, Eda ve Bahar'la, her okul günü olduğu gibi evlerimize doğru yürüyorduk. O kadar mutluydum ki, kalbim heyecandan gümbür gümbür atıyordu. Yeni bir av bulmuş avcı olmanın hazzını yaşıyordum adeta.

Bugün, okulun en popüler çocuğu Tuna'yla çıkmaya başlamıştık. Bu da benim popülerliğime popülerlik katmıştı. Üstelik o kadar yakışıklıydı ki, neredeyse tüm kızlar peşindeydi. O ise bana yüz vermişti. Bunu başarabilmem çok zor olmamıştı, birkaç masum tavır sergilemem her erkekte olduğu gibi onda da işe yaramıştı.

Ve tabii itiraf etmem gerekirse, fıstık gibi bir kızdım. Bana bakmayacaktı da kime bakacaktı?

Şey, tamam, oradan bakılınca kendini beğenmişin teki olarak görünüyor olabilirdim ama, lütfen yani, gerçek dünyaya buyurun! İnsanın güzel olduğunun farkına varmasıyla, kendini beğenmişlik arasında çok fark vardır. Ve ben sadece çok güzel bir kız olduğumu biliyordum ve buna güveniyordum.

Kızların belli belirsiz gülüşmeleri arasında ben Tuna'yla mesajlaşıyordum. Klasik yeni sevgili mesajlarını sürdürürken Tuna'nın son attığı mesajla neredeyse gözlerim yerinden fırlayacaktı.

"Bana baktığında nefesimin kesilmesini seviyorum. O dolgun dudaklarının da nefesimi kesmesini çok isterdim." Ve mesajın sonunda ardı ardına sıralanmış kalp simgeleri...

Bu mesajı okur okumaz "Yok artık!" diye bağırdım. Bahar, Edanur ve Buse'nin gözleri bana dönerken, Buse otuz iki dişini göstererek güldü ve: "Damla yapma şunu artık. Yoksa Eda kalp krizinden bir gün ölecek," dedi.

Bizim en ufak şeyden bile korkan panikatak Eda'mıza baktığımda elini kalbinin üzerine koyduğunu ve derin nefesler aldığını gördüm. İnce dudakları aralanmış ve iri gözleri korkuyla açılmıştı. Şu kalbini yerinde zor durduran Eda'ya bir an kahkaha atmak istedim ama hala mesajın şokundaydım.

Eda elini kalbinin üzerinden çekmeden: "Ani tepkiler vermeyi ne zaman kesmeyi düşünüyorsun?" dedi titremesi yeni geçmiş sesiyle.

Özür dilercesine Eda'ya bakarak, "Tatlım, kusura bakma seni unutmuşum. Ama ne olduğunu söylesem bana hak vereceksiniz," diye cıvıldadım.

Onları böyle heyecanda bırakmak hoşuma gidiyordu. Şu çağımızın kızlarındandı Bahar ve Edanur. Buse için öyle söyleyemezdim ama o ikisi, ne zaman yeni biriyle çıkmaya başlasam ve o kişi yakışıklıysa -ki genel olarak hepsi yakışıklı oluyordu- benden daha fazla heyecanlanıyorlardı.

İNTİKAM RÜZGARI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin