3. Bölüm (Kötü Kız)

844 67 18
                                    

Mideme buz gibi bir metal koyulmuş gibi sarsılmıştım. Ne demek istediğini anlamamıştım ama benden intikam alacağını açıkça söylemişti. Hayır, yapamazdı değil mi? Kendine gurur meselesi yapıp öldürebilir miydi? Yok, sanırım o kadar ileri gidemezdi. Belki de işkence ederdi? Ne saçmalıyordum ben! Zaten bir sıkımlık canım varken tek bir tokatla yere yığılırdım.

Sanırım bu sefer ileri gitmiştim. Şahsen ben erkek olsam ve Koray gibi biriyle karşılaştırılsam egomun sağlamlığı için çok daha ağır tepkiler verebilirdim.

Elimle saçlarımı geriye attım. Hiçbir şey yapamazdı bana! O kadar kolay mıydı bir insana zarar verebilmek? Polise gider kurtulurdum. Kahretsin, bu ne kadar da çürük bir düşünceydi! Aileme ne diyecektim? 'Bir sevgilime çok ağır laflar söyledim, o da hırs yaptı ve bana zarar vermeye yemin etti' mi diyecektim? İmkansız.

Pekala sakinleşmeliydim. Tuna'ya geri mesaj atmamıştım. Böylece onu takmadığımı anlamalıydı. Eski sevgililerin en çok yaptığı şeylerden biriydi bu. Tehdit dolu mesajlar atmak onlara zevk veriyordu sanırım. Ama bu zevki onlara yaşatmamak için umursamıyor gibi davranmak en iyisiydi.

Bu düşünceleri zihnimden silip Koray'ın mesajını açtım ve adresi taksiciye söyledim.

Tuna'yı unutmaya çalışmak için tamamen Koray'a odaklanmıştım. Evet, Koray; Beni neden bu kadar sevdiğine anlam veremiyordum. Onun için imkansız olduğumu neden kabul edemediği konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. O benim yanımda o kadar ezik duruyordu ki. O ve Ben. Ah hayır! Düşüncesi bile iğrençti!

Her hareketinden nefret ediyordum. O ezik görüntüsünden, sınıftaki her soruya el kaldırmasından, hocaların gözdesi olmasından, onunla sürekli alay ettiğim halde, bana olan aşkıyla eğlendiğim halde, hala onu kullanmama izin verebilecek kadar salak olmasından nefret ediyordum. Her insana genellikle ufacık da olsa bir nefret beslerdim ama Koray'a olan daha büyüktü.

İnsanların önüne adı 'aşk' diye sunulan, gereksiz bir duygu olan bu duyguya körü körüne kapılmıştı. Hem de platonik olarak beni seçerek! Şaka gibiydi.

Gerçi bu bir bakıma da iyi sayılırdı. Ancak benim gibi bir kız gösterebilirdi ona aşkın ne kadar saçma bir duygu olduğunu. Ve ben ona bunu göstermekten hiç çekinmeyecektim. Şu son günlerde yeni eğlencem hep Koray'dı.

Yaklaşık on dakika sonra taksi oldukça lüks bir evin önünde durmuştu.

"Verdiğin adres burası, kızım," dedikten sonra bana döndü.

Eve dikkatlice bakarken adeta dilim tutulmuştu. Evin gerçekten aşık olunası bir güzelliği vardı. Babası ne iş yapıyordu bilmiyordum ama böyle bir evi olduğuna göre kesinlikle yasadışı şeylerle meşguldü. Ne demişler; çok laf yalansız, çok mal haramsız olmazmış.

Bu düşüncelerimden de kolaylıkla sıyrıldım ve taksiye ücretini verip arabadan indim. Bahçe kapısının önüne geldiğimde, siyah demir kapının üzerinde 'Dikkat köpek var' yazısı vardı. Ah, pekala mesaj alınmıştır. Bahçe kapısından bodoslama girme düşüncesini köpek korkuma dayanarak çürüttüm ve zile bastım.

Az sonra demir kapı otomatik olarak sağa ve sola ayrıldığında, arasından geçip bahçeden eve doğru yürümeye başladım. Her an bir köpek çıkacak korkusu panikatak gibi sürekli etrafıma bakınmama sebep oluyordu.

Hızlı adımlarla ilerlerken arkamdan gelen demir sesini duyduğumda, yaptığım tek şey çığlık atarak arkama bile bakmadan koşmaya başlamaktı. Köpek tasmasını yere sürdüre sürdüre peşimden geliyordu. Ve ben -koskoca Damla Tiryaki- eziyet tiryakisi- topuklu ayakkabılarla- akşam akşam- Koray'ın bahçesinde- koşuyordum. Kahretsin ki; ben şu an fena rezil olmuştum.

İNTİKAM RÜZGARI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin