13

1.9K 58 36
                                    

unknown: hey kuke!

unknown: kucağında sürtünen kızla çok mutlu görünüyorsun.

unknown: iğrenç mutluluğunu bozmak için geldim.

unknown: bana hoşgeldin de, adamım!

unknown: mesajları görmüyorsun, çünkü sıçmık beynin lapa kıvamına gelmiş.

unknown: bu arada, ebeni sikeyim.

"Sence biraz ağır değil mi?" Yanımda, ellerini çenesine koymuş Viviana'ya dik dik baktım. "Bu ona az bile." Önüme dönerken söylediğime göz devirdi.

"Neden- uh bir dakika,," dedi kısa eteğini aldırmadan tabureden atlayarak. Yarım bıraktığı cümlesini tamamlamak için soluklandı.

Ardından eteğini düzeltti ve bar masasına kıçını yasladı. "Neden böyle 'çocukça' şeyler yapmak yerine, direkt gidip kendisine açılmıyorsun ki?"

"Bu aptallık olur, Vivi. Luke'u tanıyorsun. Böyle şeylere gelemez. Ona hissettiklerimle dalga geçmesi yetmezmiş gibi, beni bara rezil eder. Böyle şeyler yaşamak istemiyorum."

Evet.

Ona açılmak gerçekten aptallık olurdu.

Çünkü benimle ölümüne dalga geçerdi. Bardaki sürtüklere rezil olup, üstüne yeni bir iş aramak istemiyordum.

Bana o kadar kırıcı sözler sarf ederken, hâlâ daha salakça ona aşık olmam da aptallıktı, ama elimden bir şey gelmiyordu. Yapamıyordum işte. Birileriyle birlikte olmayı denesem de, dönüp dolaşıp mavi gözlerine rastladığımda yine aynı noktada buluyordum kendimi.

Evet, bu nokta ona salakça aşık olduğum noktaydı.

"Kızım sen gerçekten aptalsın. Ona açılmadın bile, nereden biliyorsun böyle yapacağını? Bence çocukluğu bırak, sandığın kadar kötü birisi olamaz."

Neredeyse boşalmış bardan, Luke'un üstündeki kızdan aldığı zevkle boğuk inlemesi gelince yüzümü buruşturdum.

"Pekâla sözümü geri alıyorum."

Gözlerimi devirdim. Luke'tan gerçekten nefret ediyordum.

"Bir şey soracağım? Şu dövmeni nasıl görmedi?"

Sinsice gülümsedim. "Etkili bir kapatıcıya sahibim bebeğim, biraz da efekt verince salak bir bok anlamadı."

Viviana gülüp, kafasını geriye attı. "Calum'un evine gideceğiz, gitmem gerek. Yarın görüşürüz tatlım."

Bir şey söylememe izin vermeden çantasını alıp, hızlıca bar kapısına yöneldi.

Şişeleri dizmeyi bırakıp, önlüğümün cebine tıktığım telefonu çıkardım.

luke: yine mi sen?

luke: bebeğim senden kurtuluş yok mu?

luke: 3 gün önceki gibi siktirip gitmeyi hiç düşündün mü?

luke: bence harika bir fikir.

luke: siktir git.

unknown: kalbimi kırıyorsun :d

luke: umrumda değil.

unknown: bu kadar kaba olmamalısın.

luke: her zamanki halim :)

luke: ne istiyorsun benden?

unknown: bir adet hamburger, ama gebermen de seçimler arasında.

unknown: hangisi rahatsa onu yap.

luke: vay canınaaaa ne kadar da akıllısın sen böyle :)

unknown: en azından orospu çocuğu değilim.

luke: owwww vur dedik öldürdün be!

luke: tamam, yarın hamburgeri barın yıldız köşesine bırakacağım.

unknown: yok ya, sonra ben gelince orada bekle ve beni gör öyle mi?

unknown: hayatta olmaz, siktir git.

luke: yıkıksın biliyorsun değil mi?

unknown: en azından orospu çocuğu değilim :)

luke: bu iki oldu.

luke: sıradakı yanlış seni siyah defterime götürür, dikkatli ol:)

unknown: siyah defter bir bokuma yaramıyor.

luke: öyle olsun. :)

unknown: beni görmemen çok salakça, bıktım artık.

luke: burada salak olan bir tek şey var, o da sensin.

luke: beynimi siktin, git başımdan.

Luke çevrimdışı.

(Görüldü 00:30 ✔️✔️)



Sanırım bir kaç ay burda olmamamın hıncını alıyorum  dkspwmsşwks

Sizi seviyorum.💕

Cíel || HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin