the end

2.1K 103 192
                                    

Huh. Geldik finale! Bu hikayenin atlattığı serüvenleri ben atlatsam, şimdiye ölmüş olurdum. Yayımdan kaldırdım, sonra tekrar yayımladım, aylarca yeni bölüm atmadım, tekrar yayımdan kaldırdım ve s, ve s. Kısa kesmeden, tadında bırakmak için finalle karşınızdayım. Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim.

Multimedyadaki şarkıyı dinleyerek okumanız tavsiye olunur.




Heyecanla tırnaklarımı yiyordum. Bir taraftan da müziğin yüksek sesi başımı ağrıtmıştı. Barda değildim, evet.

Eddard, bir adet, çokta büyük olmayan bir ev partisi düzenlemişti. Açıkçası neden yaptığı hakkında bir fikrim yoktu, ama Luke'u bile davet etmişti ve o da nasıl olduysa gelmeyi kabul etmişti.

O günden beridir Eddard ile o hakta bir şeyler konuşmamıştık. 3 gün geçmişti hatta 4, 5, 6.. Evet, tam tamına 2 hafta geçmişti, ama Eddard hiçbir şey söylememişti.

Ona sormaya çalışsam da, beni başından savmış bunu yaparken de yüzüme bile bakmamıştı.

Luke gibi.

Aslında o günden sonra Luke benle ilgilenmişti, yani 1 hafta..

Sonradan yeniden eski Luke olmuş, sadece yiyişmek için bana gelmiş, geri kalan zamanını da Amber'la geçirmeye başlamıştı.

Eskisi gibi.

Takmıyormuş gibi göstersem de, kalbim acıyordu. Boğazımdaki düğüm geçmiyor, her nefes aldığımda acı veriyordu.

Eddard ne demek istiyordu deli gibi merak etsem de, ne kızlara, ne de Luke'a bir şey söylememiştim.

Aslında emin de değildim, tanrı âşkına saçma sapan kıskançlık yapıyordu işte.

Ellerimle beyaz elbisemin eteğini çekiştirdim ve karşımda eğlenerek dans eden Luke ve Amber'a burukça baktım.

Kendilerini Kylie Minogue'un söylediği, Kish Mauve alıntısı olan "2Hearts" şarkısına öyle kaptırmıştılar ki, Luke, ona baktığımı bile fark etmemişti.

Az sonra yanlarına daha başka iki kız gelince, Luke sırıtarak kulaklarına bir şeyler fısıldayıp, ikisinin ah pardon, üç kızın da kıçını ellemeye başlamıştı.

Sırayla hepsiyle yiyişmeye başlarken, suratımı buruşturup başka tarafa döndüm.

Tanrım, iğrenç bir insandı!

Gözlerimle kızları ararken, hepsinin bir köşede erkek arkadaşlarıyla sohbet ettiğini gördüm. Eddard bile yoktu. Ciddi ciddi koca partide yapayalnız kalmıştım.

Sıkıntılı bir şekilde, adımlarımı köşede duran yeşil renk, yumuşak görünen, tekli koltuğa yönelttim ve kimseyi takmayarak yayılarak oturdum.

Luke hâlâ dans ediyordu.

Gözün doysun be!

Öylece durup duvara bakarken, saat neredeyse 8'e geliyordu. Bir kaç saat oturup giderdim işte. Kendime eziyet etmeye lüzum yoktu sonuçta.

Bir kaç dakika sonra odanın diğer köşesinden müziğin sesi kısıldı ve baş tarafta elinde bir tane CD tutan Eddard'a kaydı gözlerim.

Her halde müziği değiştiriyor diye düşünürken, büyük televizyona ilerlemesiyle kafam karışmaya başlamıştı.

Ne yaptığını anlamamıştım. Sehpanın üzerine çıkıp, hafif öksürdü ve gülümseyerek konuştu.
Etraf sessizliğe bürünmüşken, müziğin sesi tamamile kesilmişti.

Cíel || HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin