Sanırım rüyadaydım.
Evet, evet, rüyadaydım.
Hatta sanırım değil, gerçekten rüyadaydım.
Oh, anlamadınız değil mi?
Sebebini açıklamama izin verin.
Uh, bir dakika. Ha, şimdi..
Rüyadaydım, çünkü karşımda durup, bana "Bugünümü seninle geçirmek istiyorum. Bay Ollasworth'ten izin aldım, hazırlan, çıkıyoruz." diyen Luke, gerçek dışı hissettiriyordu.
Hayır, Luke'tan bahsediyoruz değil mi?
İmkanı yok.
Yutkunarak gözlerimi mavi gözlerine diktim. "Şaka mı yapıyorsun?"
Dişlerini göstererek, içimi eritecek şekilde gülümsedi. "Hayır, güzelim. Gerçekten bugünü seninle geçirmek istiyorum."
Tekrar yutkundum. Beynim söylediklerini algılama yeteneğini kaybetmişti. Sanırsam gerçekten beynimi kaybetmiştim ve aptalın aptalı rolü oynamaya devam edecektim.
"A-ama anlamıyorum, ne oldu ki birden?"
Gerçekten anlamıyordum. Neden böyle yapıyordu ki? Daha 2 hafta önce bana sik gibi davranan çocuk, 2 gün önce benim için -emin değilim- kavga etmiş, şimdi de bana karşı ona göre nazik bir davranış sergileyerek bir yerlere gitmek istiyordu.
Benimle.
Bu yaptıkları anlamsızdı, benden haz etmediğine emindim. Gözümün içine baka baka Amber'ın kıçını ellerken gayet de mutlu gözüküyordu ve beni takmıyordu.
Şimdiyse zaten 2 gün önce bar masasının üzerinde yaptığımız ateşli bir "ön sevişme", ardından bana yaptığı teklif şok dalgalarını bedenime yayıyordu.
"Güzelim, hadi ama! Anlaması neden zor olsun ki? Sen ve ben, ikimiz bir arada takılacağız işte. Seninle olmak istiyorum, Rose. Şimdi uzatma ve önlüğünü çıkar, kapıda bekliyorum." Dedi ve ağzım açık şekilde beni arkasından bırakarak kapıdan dışarı çıktı.
Önüme döndüğümde Flora ve Viviananın bana sırıtarak şeytani bir şekilde bakışlarına tanık olmuştum. Bu bakışların ardında 'hadi yine iyisin, Luke Hemmings ile düzüşeceksin' ifadesi yatıyordu.
"Hayır, onunla yatmayacağım tanrı âşkına. Sadece "takılacağız". Bana öyle bakmayı kesin."
"Bebeğim umarım siyah renk sütyenini giymişsindir."
"Siktir git, Vivi."
Kıkırdadıklarında gözlerimi devirdim. Hadi ama! Yatmayacaktık işte.
Bir şey söylemeyip, önlüğümü başımdan çıkardım. O sırada gözüm, köşede durup bana öylece bakan Eddard'a sataşmıştı.
Hiçbir tepki göstermeden, suratında mimik oynamadan sadece bakıyordu. Gözleri boştu, dudakları dümdüzdü.
Bakışlarına bir anlam veremeyip, önlüğümü hızla bar masasına bıraktım.
Zaten o olaydan beridir konuşmuyorduk. Anlam veremediğim bir öfkesi vardı içinde ve bu sinirime dokunuyordu.
Düşüncelerimden kurtulup, masanın arkasından çıktım ve sarı elbisemi, saçımı elimle yarım yamalak düzelttim.
Ha!
Saçımı bile düzeltmeme fırsat bırakmamıştı. Ukala!
"Merak etme, seks zamanı gözler kapanıyor, şişmiş saçını göremez Rosie." Viviana sinsi sinsi gülümsediğinde, Flora kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cíel || Hemmings
Short Story"Eğer seni becerirsem, gökyüzüne bakacağım çünkü eminim çirkinsindir." Luke Hemmings Texting. *Cíel-Gökyüzü