• Birinci Bölüm •

47K 1.4K 262
                                    

Eylül

Sabahları uyanmak için güzel bir sebebiniz varsa gününüz de muhtemelen güzel geçecek ve geceniz de güzel bitecektir. Bahsi geçen güzel sebep birçok şey olabilir. Herkesin mutluluk adı altında topladıkları farklıdır. Kimisi için aşk, kimisi için sağlık ya da onlarca şey. Aşk üzerinden gidecek olursak son derece güzel bir gün olabilir.

Gözlerinizi yeni güne açtığınızda hayranı olduğunuz o yüzü görmek güzeldir muhtemelen. Teninize aşk dolu öpücükler bırakıp kulağınıza sizi ne kadar çok sevdiğini fısıldaması tüm gününüzü güzel geçirmenize sebep olabilir mesela. Tüm gün karnınızda uçuşan kelebekleri bir düşünsenize.... Eve gitmek için saatleri geçin dakikaları hatta saniyeleri saydığınız bir gün. Ve eve ulaştığınızda nihayet tüm gün özlemini çektiğiniz kişiye kavuşmak... Göz yaşartan bir an ama bir dakika, burada kesiyoruz. İlla biri mi olması lazım muazzam bir gün geçirmek için? Mesela ben sabah uyandığımda dün gece aldığım filmlere evden ayrılırken özlemle baktım. Gece eve gittiğimde de onları izleyeceğim sabaha kadar. Ve sabah uyandığımda gecenin verdiği tatlı yorgunluğu taşıyacağım üzerimde. Tamam, aktif geçen bir gece olmayacak ve ertesi sabah çıplak ayaklarla, üzerime geçirdiğim beyaz bir erkek gömleğiyle beceriksiz her hatun gibi kahvaltı namına sofraya koyabileceğim tek şey olan omleti yapmayacağım ama neticede hoş bir gece geçirmiş olacağım.

"Köpek balıkları doksan dört litre su içerisindeki bir damla kanı fark edebilirler ve beş kilometre uzaktan bir kandamlasını hissedebilirlermiş," dedi Hüma. Masamın önündeki koltuklardan birinde oturuyor ve elinde tuttuğu derginin sayfalarını çeviriyordu. "Bu aynı şeye benziyor, İyilikle uzaktan yakından alakası olmayan her kadının oldukça nadir olan iyi adamları her şartta ve her durumda bulabilmesi gibi."

"İyi adam ne ki sana göre?" diye sordum.

Düşünceli bir şekilde kaşlarını çattı. "Birçok etken var ama örneğin çapkınlık yapmayan adam."

Hafifçe omuz silktim. "Her adam çapkındır. Sadece bazıları bu işi beceremezler ve el mahkûm iyi adam etiketini üzerlerine yapıştırıp bundan çıkar sağlamaya çalışırlar."

"Bu durumda iyi adam yok," dedi Eva. Hüma'nın karşısındaki koltukta oturuyordu.

Hevesli bir şekilde başımı olumlu anlamda salladım. "Kesinlikle!"

"Ben iyi adamların hala var olduğuna inanıyorum."

"Sen lise dönemine kadar perilere de inanıyordun Eva. Gerçeği fark ettiğinde girdiğin depresyonu hala hatırlıyorum. İyi adamların olmadığını fark ettiğinde seni toparlamak zor olacak."

Eva sesli bir şekilde güldü. "Abartıyorsun!"

Neşesi bulaşıcıydı, ben de gülerken buldum kendimi. "Kesinlikle."

"Her neyse," diyerek elindeki dergiyi masamın üzerine bıraktı Hüma. "Sen ne dersen de iyi adamlar var. Birisi benim nişanlım oluyor mesela, hatta bahsi geçen bu iyi adam senin çocukluk arkadaşın."

Koltuğuma iyice yayıldım. "Sana neler çektirdiğini unutma."

"Mutluluğa giden yol çetrefillidir."

"Hah, çokbilmiş seni... Daha düne kadar arkasından beddualar ettiğini ne çabuk unuttun. Evleniyorsun diye hiçbir şey bitmiş değil. Eğer o Çınar olacak arkadaş seni üzecek olursa mahvederim onu."

Hüma, kıkırdayarak ayağa kalktı. "Ben de seni seviyorum canım."

Odamın kapısı tıklatıldı ve çok geçmeden Lina içeri girdi. Kardeşi Hüma'ya oldukça benzeyen bir diğer yakın arkadaşım kardeşine sadece görünüş olarak benziyor ve karakter olarak son derece bambaşka bir yol izliyordu.

Kızıl GüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin