Eylül
"Ha?"
"Söylediğimi duydun. Teklifini kabul ediyorum."
Aslan, açık bir ağız ve boş bakışlarla Pars'a döndü. "Ne oldu şimdi?"
"Senin Eylül'e evlenme teklifi etmen ve onun kabul etmesi dışında mı? Şey, Lina ilk kez sessiz kaldı."
Pars'ın kelimeleri bir bir sıralamasının ardından bu sefer Lina'ya döndü Aslan. "Lina?"
Lina, Aslan'ın tuhaf ruh halinin bir yansıması olarak durgun bir ses tonuyla konuştu. "Aslan?"
"Lina?" diye tekrarladı Aslan.
"Aslan?"
Gözlerimi devirdim. "Kesin şunu."
Lina, boş bakışlarını bana çevirdi. "Eylül?"
Aslan onun taklidini yapıyor gibiydi. "Eylül?"
İşaret parmağımı ona doğru salladım. "Bak buradan yırtamazsın Aslan! Evlilik teklifi ettin ve ben de kabul ettim. Bir anlık boşluğuna geldiğini falan söylersen ve arkana bakmadan kaçmak gibi bir hata yaparsan seni mahvederim."
"Arkasına bakarak mı kaçsın?" diye sordu Pars. Elbette ki bu sorusunu önemsemedim.
Uyarıcı bir şekilde tek kaşımı kaldırdım. "Duydun mu beni?"
Aslan, nihayet ağzını kapatmayı başarmıştı ancak bakışları hâlâ anlam kazanamamıştı. Başını olumlu anlamda salladı. "Evet." Elini havaya kaldırıp yakınımızdaki garsona cılız bir ses tonuyla seslendi. "Su alabilir miyim?" Sanki ergenliğe yeni girmiş de sesinin bas ve tizini ayarlayamıyor gibiydi. Kravatını sağa sola çekiştirerek gevşetti. "Evleniyorum Pars."
Pars, ağır ağır başını salladı. "Farkındayım dostum."
"Aslan?" dedi Lina. Az önceki ruh halinden sıyrılamamışa benziyordu.
Aslan, garsonun getirdiği su ve bardağa bakmaya başladığı sırada konuştu. "Lina?"
"Biraz önce ne oldu?"
Omuz silkti Aslan. "Hiç ya, Eylül'e evlenelim dedim o da tamam dedi."
Lina olumlu anlamda başını salladı. "İyi iyi. Ne zaman evleneceksiniz?"
"Bilmiyorum ki. Bakarız bir şeyler. Neyse, hadi yemeğimizi yiyelim. Afiyet olsun."
~~~
Yeni güne gözlerimi açtığımda ışıl ışıl bir sabah yerine kapalı bir gün karşılamıştı beni. Yağmur yağacak gibiydi. Açık pencereden süzülüp perdelere dans ettiren rüzgar uykumda neden büzüştüğümü ve her yerimin neden tutulduğunu açıklıyor gibiydi. Yatakta doğrulup oturdum ve çarşafla bedenimi sardım. Gerçekten çok üşümüştüm. Yavaşça ayağa kalkıp pencereyi kapattıktan sonra yeniden yatağa uzandım. Dün olanları aklımdan geçirmeye başladım. Ciddi ciddi Aslan'la evlenecektim sanırım. Gerçi her an bir aksilik çıkması ve Aslan'ın yan çizme ihtimaline hazırlıklıydım ama olumsuzluklar çevrimdışı kalmaya devam ederse bu iş gerçekten nikah masasında bitecek gibiydi.
Dün kahvaltıdan sonra hep birlikte şirkete dönmüştük ancak Aslan erkenden şirketten ayrılmıştı. Ona biraz alan vermek ve zaman tanımak, hem de ısrarcı bir manyak imajı çizmemek için arayıp sormamıştım. Onun yokluğunda şirkette garip bir sessizlik hakimdi. Pars hiç şüphesiz Çınar'a olanları anlatmıştı. Hüma'nın da bildiğine emindim ama kimse tek kelime etmiyordu. Sanırım ciddiye almıyorlardı. Aslında ben de pek ciddiye almıyordum. Sonuçta burada Aslan'dan bahsediyorduk. Hani şu çıkma teklifi eder gibi evlenme fikrini ortaya atan ve birden ortadan kaybolan Aslan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güz
Romance• Tamamlandı • • Günaha Davet - III • Eylül, maskeli balo konseptine sahip doğum günü partisinde kısacık bir an yakınlaştığı ama bir türlü aklından çıkaramadığı adamı aramaktadır. Ne var ki arayıp bulamadığı bu adam kendisinden köşe bucak kaçtığı As...