• Altıncı Bölüm •

17K 1.3K 434
                                    

Aslan 

Kapı eşiğinde şaşkın bir şekilde duruyordum. Pekâlâ, kesinlikle böyle bir şey beklememiştim. Bu gece kendime acıma seansı yapmayı planlıyordum. Tek başıma sabaha kadar koltuğumda oturup Eylül'le geçen güzel günlerimizi hatırlayabilirdim. Kendimi avutabileceğim tek şey anılardı artık diye düşünüyordum ancak görünen o ki Eylül'ün bizim için farklı planları vardı.

"Beni içeri alacak mısın Aslan?"

Birden şaşkınlığımdan kurtuldum. "Çok üzgünüm." Geri çekilerek içeri girmesi için yolu açtım. "Gel lütfen."

Eylül yavaş adımlarla içeri geçip mutfağa yöneldi. Kapıyı kapatıp peşinden gittim. Mutfağa girdiğinde her şeye hâkim bir kadın edasıyla mutfak dolaplarını karıştırmaya başladı. Kapının yanındaki duvara sırtımı yaslayıp kollarımı çapraz bir şekilde önümde birleştirdim. Keyifle onu izliyordum.

"Kusura bakma, gecenin bu vaktinde pek fazla malzeme bulamadım." Üst raftan derin bir tencere çıkarıp tezgâhın üzerine bıraktı. "Sadece salçalı makarna yapabileceğiz, sorun olur mu?"

İstemsizce güldüm. Sorun mu? Eylül, evime geldin ve mutfağımda dolaşıyorsun. Şu an herhangi bir şey sorun olamaz! "Hayır, sorun yok."

Bana doğru döndü. "Sen orada boş boş duracak mısın?"

Birden duruşumu bozdum. "Şey, tencereye su doldurayım."

"Pekâlâ."

Yanına yaklaşıp biraz önce tezgâhın üzerine bıraktığı tencereye su doldurup ocağı yakarak tencereyi üzerine yerleştirdim. Tekrar Eylül'e döndüğümde onun da buzdolabını karıştırmakta olduğunu gördüm.

"Bunlar ne Aslan? Sen bu evde hiç yemek yemiyor musun? Alkol dışında bir içecek bile yok! Bekârken Pars ve Çınar'ın buzdolabını da gördüm ve kesinlikle daha sağlıklı şeylerle doluydular." Eline iki şişe bira alıp tezgâhın üzerine bıraktı. "Şimdilik bunlarla idare edelim."

"Pekâlâ."

"Şey, sosu domatesle yapmaya ne dersin? Domatesin vardır umarım."

Elimi saçlarımın arasından geçirdim. "Evde pek yemek yemiyorum Eylül."

"Tabi, evde kaldığın da yok zaten," dediği sırada buzdolabının kapağını kapattı.

"Bunu bilemezsin."

"Hadi ama Aslan, burada senden bahsediyoruz."

Bakışlarımı kızıl saçlarında, açık kahverengi gözlerinde dolaştırdım. Neden bu kadar güzeldi ki? "Ne varmış bende?"

"Her gece başka bir yatakta uykuya dalıyorsun. Bunu bilmeyen yok."

"İnsanların hakkımda ne düşündüğüyle pek ilgilenmiyorum Eylül." Yavaş adımlarla ona yaklaştım. "Evet, ben flört aşamasına bayılan bir adamım. Bir kadının beğenisini kazanmak benim hoşuma gidiyor, aksini iddia edemem. Nitekim bunda yanlış bir şey de yok ben bekâr bir adamım ve haliyle de bir arayıştayım." Elimi kaldırıp saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. "Ama insanların sandığı gibi iki bacaklı her dişiyi yatağa atmıyorum. Ciddi bir ilişkim yok diye her gece aktif olmak zorunda değilim. Evet, tek gecelik ilişkilerim oluyor bununla övünmüyorum elbette ama her gece olmuyor. Sandığından daha az kadının yatağına girdim ve henüz hiçbir kadın benim yatağıma giremedi." Başımı hafifçe ona doğru eğdim ve fısıldayarak devam ettim. "Senin dışında."

Eylül birden yana kayarak benden uzaklaştı. "Artık şu makarnayı yapalım."

Gülümsedim. "Pekâlâ." 

Kızıl GüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin