Yaklaşık 5 dakika için odaya varmıştım.
Tahminen Merve'de Batuhan'ın yanına gitmişti.
Odaya girer girmez yatakta oturan ve ifadesizce tavana bakan bir adet Elif'le karşılaştım.
Şirince Elif'in yatağına yönelip,
"Ne yapıyormuş benim tatlı ornitorenk arkadaşım?" dedim.Ornitorenk kelimesi Elif ve benim aramda bir espiriydi.
Küçükken beraber Phineas ve Ferb izlerken ona ornitorenk bana ise şizofren lakaplarını takmıştık.
Elif'in biraz gülümsediğini görünce ben,
"Aferin kızıma! Şimdi neler oldu anlat ki şiddetime maruz kalma." dedim seri katiller gibi gülümseyerek.Elif,
"Ada bir şey olduğu yok. Sadece biraz kafamı toparlamaya ihtiyacım var." dedi.Ben,
"Elif sanki seni tanımıyormuşum gibi davranma. Sen kafanı dağıtmak istediğinde ya dedikodu yaparsın ya da yemek yersin. Boş boş tavana bakınmazsın." dedim.Elif cevap vermeyince ben,
"Şimdi ya neler olduğunu anlatırsın ya da üstün işkence becerilerimi üzerinde kullanırım." dedim.Elif gözlerini devirerek,
"Konu Demir." dedi.Ben konuya iyice kulak kesilince Elif,
"Dün akşam odama gitmek için yanınızdan ayrılınca Demir'de benim peşimden geldi ve neden hiçbir şey olmamış gibi davrandığımı falan sordu." dedi.Ben kendimi tutamayıp,
"Ee çocuk haklı. Git vantuzla çocuğu, sonra bir anlamı yoktu de." dedim ve Elif'ten bir adet yumruk kazandım.Elif,
"İşte sonra sana anlattığım gibi onada anlattım ve senin için diğer kızlar gibi değil miyim diye sordum." dedi.Ben,
"İyi halt yedin." dedim.Elif sinirle,
"Ya Ada bir aralara girmede anlatıyım. Neyse sonra o da dediki diğer kızlar gibi olsaydın şu an bu konuyu konuşuyor olmazdık." dedi sessizleşerek.Ben aniden ayağa sıçrayıp,
"WOHOOOO!! Demir baba yargı dağıtıyor!!" diyip dans etmeye başladım.Elif beni yerime oturtturdu ve,
"Sonra ben bir şey diyemeden oradan gittim ama sabaha kadar doğru düzgün uyuyamadım. Sabaha karşı artık Demir'e karşı olan düşüncelerim o kadar beynimi deşiyordu ki onunla biraz daha konuşmam gerektiğine karar verdim ve sabah saat 8 gibi Demir'in odasına gittim." dedi ve birden yüzü düştü.Ben,
"ANLATTTT!?!?!" dedim sanki bir aksiyon filmi izliyor edasıyla.Elif,
"Başka bir kız odasından çıkıyordu..." dedi üzülerek.Neredeyse ağlamak üzere olan Elif'i hızlıca dürtüp,
"Kendine gelsene Elif. Senin hani bu çocuğa karşı duyguların falan yoktu." dedim.Elif,
"Bilmiyorum Ada. Aslında evet bir şey hissetmiyordum ama o kızı odasından çıkarken görünce beynime kan sıçradı resmen." dedi.Şaşkınlıkla ben,
"Hissetmiyordum da ne demek Elif? Geçmiş zamanla cümle kurup kafamı karıştırma." dedim.Benim cümlem biter bitmez Elif birden delirmiş gibi ayaklanıp bağırarak,
"Ben Demir'den hoşlanıyorum!" diye bağırdı.Aniden irkilerek geri çekildiğimde tuvaletin kapısı aniden açıldı.
İçerden yeşil bornozuyla saçı şampuanlı bir şekilde çıkan Zeynep,
"nE!?" dedi çığlık atar bir tonda.Ben gülmemi tutamazken Elif Zeynep'in üzerine atılıp,
"Duyduğun şeyi hemen unutuyorsun!" dedi ve eliyle Zeynep'in kulaklarını tıkadı.Zeynep Elif'in ellerinden kurtulup odanın ortasında yeşil bornozuyla,
"Elif Demir'den hoşlanıyor! Huhuuu! Havada aşk kokusu var! Yeyyy!" diyerek dans etmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar: YAZ KAMPI
Teen FictionBütün yaz tatili planlarının suya düştüğü o mistik gün... Saçma bir yaz kampı planı ve saçma insanlar... 'Feu' fransızca da ateş demekti, ve herkes Ateş ve Barut'un yan yana gelmemesi gerektiğinide bilirdi.