KAÇIRILMA

169 39 7
                                    

DÜZENLENDİ


Sabah erkenden uyanmıştım telefonumdan saate baktığımda henüz altı olduğunu görünce yatağımdan doğrulup güzel bir duş almaya karar verdim.Duş aldıktan sonra dizlerimin hemen üzerinde biten lacivert eteğimi ve beyaz tişörtümü giyip saçımı da at kuyruğu yaptım.Ben hazırlanana kadar saat 7:30 olmuştu aşağı indiğimde annemin kahvaltı hazırladığını gördüm.

''Günaydın anne.'' dedim anneme arkasından sarılırken.

''Günaydın kızım.'' annem bana dönüp yanağıma öpücük kondurduktan sonra masaya ilerleyip hep beraber kahvaltı etmeye başladık.

Kahvaltıdan sonra çantamı alıp kapıya yöneldim kapıyı açmamla karşımda tüm ihtişamıyla dikilen Ediz'i görmem bir oldu.

''Günaydın Helen.'' Ediz'in beni baştan aşağı süzdüğünü görünce yerimde rahatsızca kıpırdandım.

''Günaydın.'' dedim sesimi düz tutmaya çalışarak.

''Çıkalım mı?'' Ediz'in sorduğu soruya kafamı sallayıp evden çıktım.

Ediz'in peşinden giderken bir arabanın önünde durmuştuk. Siyah lüks arabaya hayranlıkla bakarken Ediz'in sesiyle gözlerimi sesin sahibine çevirdim.

''Binmeyecek misin?'' Ediz'in sorduğu soruyla arabanın kapısını açıp öne oturdum.

Sessiz geçen yolculuğun sonunda okulun önünde durduk tam arabadan inecektim ki kolumu tutan elle arkamı döndüm.Ediz'in gözlerinin koyulaştığını görünce yerime sindim.Ediz öfkeyle bir yere bakıyordu baktığı yere gözlerimi çevirince bir adama baktığını gördüm. Tekrar gözlerim Ediz'e kayınca arabayı çalıştırıp okuldan uzaklaştı ben ona şaşkınca bakarken nereye gittiğimizi sormak yeni aklıma gelmişti.

''Neden döndün.'' bunu söylerken sesim titremişti titreyen sesime lanet edip Ediz'in cevap vermesini bekledim ama sadece bekledim çünkü Ediz cevap vermemişti.

''Neden geri döndük diyorum sana sağır mısın?'' sesim istemsizce yüksek  çıkmıştı.

''Kes lan sesini!'' tabiri caizse Ediz'in kükremesiyle bedenimi korku saldı.

Ediz'e nereye gittiğimizi sormaya cesaretim yoktu ben de susup korkudan zangır zangır titreyen bedenimle kafamı cama yasladım.Ormanlık bir alana ilerlerken korkularım tekrar gün yüzüne çıkmıştı kafamı Ediz' çevirdiğimde az önceki sinirinin yerli yerinde olduğunu görünce tekrar yola odaklandım.Yaklaşık yirmi dakika sonra bir dağ evinin önünde durduk.Ediz arabadan inerken ben korkuyla oturduğum yere daha çok sindim.Ediz hızla benim tarafımdaki kapıyı açıp kolumdan tutarak beni arabadan çıkardı.Ediz beni peşinden sürüklerken hızla kolumu ondan kurtardım.

''Neresi burası neden buraya geldik?'' dedim Ediz'e sesimi yükselterek.

Ediz tekrar beni kolumdan kavrayıp ilerledi.Evin kapısını açıp beni içeriye fırlattığında göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü.Ediz ardından kapıyı kapatarak üzerime doğru yürüdü ben oturduğum yerde geri geri giderken Ediz beni kolumdan tutup kaldırdı.Beni yukarıya doğru götürürken diretmeden peşinden ilerledim.Bir odanın önünde durup kapısını açtı ardından beni içeriye fırlatıp üzerime kapıyı kilitledi.

 Saatlerdir ağlıyordum artık göz kapaklarım yenilgisini kabul edince olduğum yere kıvrılıp gözlerimi kapattım.


Kapı sesiyle gözlerimi araladım Ediz elinde tepsiyle odaya girip ardından kapıyı kapattı.Elindeki tepsiyi komidine bırakıp yanımdan geçecekken yerimden doğrulup Ediz'in koluna yapıştım.

''Neden beni burada tutuyorsun?'' dedim Ediz'e baygın bakışlarımı yollarken.

Ediz hızla kolunu kurtarıp odadan çıktı.

''Sana bunların hesabını soracağım Ediz Aksoy.'' diye bağırdım Ediz'in arkasından gözyaşlarım eşliğinde dizlerimin üstünde yere çökerek hıçkırıklara boğuldum.

Yaklaşık yarım saat sonra oturduğum yerden kalkıp yatağa ilerledim yatağa uzandığımda odayı inceleme fırsatı buldum.Oda da daha çok siyah hakimken krem renginde olan duvar odaya eşsiz bir görüntü sağlıyordu.Duvarın üstünde bulunan tabloya gözüm kayınca tabloya hayranlıkla baktım.Limanda terk edilen iki gemi daha çok sarının hakimiyet kurduğu tabloda güzel bir görüntü oluşturuyordu.

Odayı incelemeyi bırakıp tekrar gözlerimi yumdum.İki saattir yatakta dönüp duruyordum ama bir türlü uyuyamadım kapı açılınca yerimden doğrulup kapı tarafına baktım.Ediz'in sarhoş olduğu her halinden belliydi.Sarsak adımlarla yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çekti nefesi enseme değerken neşeden yoksun küçük bir kahkaha savurdu.Korkudan tir tir titreyen bedenim ağırlığımı daha fazla taşıyamayınca yere çöktüm.Ediz'de yanıma çökünce korku dolu gözlerle gözlerimi Ediz'in gözlerine sabitledim.

''Her şeyin bedelini sen ödeyeceksin.''diyen Ediz'e anlamsız bakışlarımı yolladım.Ediz derin bir iç çekip yanımdan kalktı ben çöktüğüm yerden kıpırdamazken Ediz'in söyledikleriyle beynime kan sıçradı.

''Tabi senin hiç bir şeyden haberin yok ailenin ne kadar aşağılık olduğunu bilmiyorsun ama onların günahlarının bedelini sana ödeteceğim Helen.''

Hızla yerimden doğrulup Ediz'in karşısına dikildim.

''Sözlerine dikkat et asıl aşağılık olan sensin.''deyip Ediz'i ittirdim Ediz yerinden milim kıpırdamadı hızla arkamı dönüp kapının kulpunu çevirdim tam çıkacakken Ediz'in sesiyle olduğum yerde durdum.

''Böyle çıkıp gidebileceğini mi sanıyorsun Helen dışarıda onlarca adamım var.Ben seni bırakmadığım sürece sen hiç bir yere gidemezsin.''

Arkamı döneceğim sırada başımda hissettiğim acıyla sessiz bir inilti koyverdim.Ardından kapanan gözlerimle yere yığıldım.




OKUYAN HERKESE TEŞEKKÜRLER♥♥♥

Siyahın Esiri (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin