SAKAR

169 33 11
                                    

(DÜZENLENDİ)

Yine karanlık bütün bedenimi sarmış ruhumu esir etmişti.Hayatım hiç bir zaman aydınlığa kavuşamamış siyaha esir kalmıştı.Ben aydınlığa kavuşmak istedikçe güneş kayboluyor yerini karanlığa bırakıyordu.Gece ay bile beni ışığından mahrum bırakıyordu ve anladım ki benim kaderimde karanlık var,kötülük var ve ben kendi hikayemin en masumuyum ve hikayenin sonunda masumluğumun benden alınacağını bilmeden hayatıma devam ediyorum.

Gözlerimi güneşin yakıcı ışığıyla araladım.Bir kaç saniye etrafımı taradım ve kaçırıldığım henüz yeni aklıma geldi. Yataktan doğrulup kapıya ilerledim kilitli olmamasını diledim ama kilitliydi. Kapıya yumruklarımı geçirerek bağırmaya başladım.

''Aç şu kapıyı Allah'ın belası.'' Mümkünmüş gibi kapıyı daha sert yumruklamaya başladım. Kapı hızla açılınca kapının arkasında olduğum için kapı kafama çarpmıştı çarpmanın etkisiyle yere düşerken acıyla inledim. Ediz hızla gelip beni kolumdan kavradığı gibi ayağa kaldırdı. Yüzümü incelerken gözlerimi gözlerine çıkardım gözlerimiz çakışınca gözlerini kaçırıp kapıdan çıktı. Sinirle arkasından ilerlerken Ediz ecza dolabının önünde durdu ben de hızımı alamayıp Ediz'e çarpınca arkasını dönüp alaycı bakışlarından birini yolladı.

''Hem salaksın hem de sakarsın.'' deyip önüne döndü ecza dolabından bir kaç şey aldıktan sonra beni odada bulunan koltuğun üzerine oturttu. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o kaşımı temizlemeye başladı. Kaşımdaki acı fazlalaşırken yüzümü buruşturup geri çekildim ama Ediz çenemi kavrayıp tekrar işine döndü.Bu sefer daha yavaş olmaya özen gösteriyordu sanki canımı acıtmak istemezmiş gibi. Bu düşüncelerime içimden bir kahkaha savurdum canımı acıtmak istemeyen biri neden beni kaçırıp her şeyin bedelini bana ödeteceğini söylesin ki.

Ediz kaşımın üstüne yara bandını yapıştırıp işini bitirdikten sonra hızla yerimden kalkıp Ediz'in karşısına dikildim.

''Bırak artık beni ruh hastası.'' bu sözlerim Ediz'e hiç etki etmemiş olacak ki yalandan bir kahkaha savurdu.

''Tamam.'' Ediz'e doğruluğunu ölçmek ister gibi baktım ciddi durduğunu görünce heyecanla lafa atıldım.

''Gerçekten mi?'' Heyecanla sorduğum soruya Ediz bir kahkaha daha atıp gözlerime yoğunlaştı.

''Harbi salaksın.'' dedikten sonra arkasını dönüp gitti.


1 saat sonra Ediz tutulduğum odaya tekrar elinde tepsiyle girdi hiç bir şey demeden tepsiyi komidinin üzerine bıraktı ve gitti. Dün getirdiği yemeği de yemediğim için çok acıkmıştım gururum ağır bassa da guruldayan karnıma yenik düşüp Ediz'in getirdiklerini yemeye başladım.

Ediz kapıyı artık kilitlemiyordu nedenini bilmesem de işime geliyordu . Aşağıya indiğimde Ediz'in koltukta oturmuş telefonuyla uğraştığını gördüm.Ediz'e doğru ilerleyip hemen yanına oturdum onu biraz sinir etmek iyi bir fikir gibi gözükmese de gıcıklığım tutmuştu.

''Eee ne zaman beni öldürüyorsun?'' Ediz sırıtarak sorduğum soruya şaşkınlıkla cevap verdi.

''Dağ havası yaramadı galiba sana?'' Ediz'in söylediklerine sırıtıp gözlerimi Ediz'in gözlerine sabitledim.

''Yemedi galiba ha?'' Ediz söylediklerimle kaskatı kesilirken yüzünü yüzüme yakınlaştırdı.

''Yürek mi yedin sen?'' Gözlerim Ediz'in seğiren çenesine kayınca doğru yolda olduğumu anladım.

''Sen sadece tehdit edebilirsin. Lafa gelince bülbül gibi şakıyan adam icraatta sıfır.'' dedim alay edercesine.

Söylediklerim Ediz'i tahrik ederken elleri çenemi bulup sıktı.

''Ölmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum Helen Vural.'' Ediz'in koyulaşmış gözlerine inatla bakmaya devam ettim.

Ediz çenemi bırakıp ayaklandı hızla oturduğum koltuğa tekme atarken korkuyla oturduğum yere sindim.

''Ne sanıyorsun böyle yapınca seni bırakacağımı falan mı?''Ediz burnundan soluyordu koltuğa tekrar bir tekme daha savurduğunda tiz bir çığlık attım.

''Söylesene.''

Göz yaşlarım istemsiz yanaklarımdan akarken oturduğum yerden kalkıp yukarıya çıkmak için hamle yaptım ama Ediz kolumu kavrayarak sıkmaya başladı.

''Nerede az önceki cesarettin?'' Ediz'in kükremesiyle bütün vücudum titreşime geçti.

''Rahat bırak beni.''

Ediz kolumu bırakıp kapıya yöneldi vestiyerden ceketini alıp kapıyı çarpıp çıktı.

Diğer bölümde görüşmek üzere Allah'a emanet olun.

Siyahın Esiri (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin