O kanlı gece hiç bitmemeliydi .
O kanlı geceye sabah olmamalıydı. Ve o karanlık geceden kimse sağ çıkmamlaydı. Herşey olmasından daha ters olup, dünya cehenemin inine düştü. Hayır hayır dünya cehenneme düşmedi: iblis meleği şeytana dönüştü...
Farklı bir kurguyla daha kendimi sınayacağım . Bir tür deneme de olabilir aslında . Gizem ve heyecanlı bir serüvene birlikte başlayalım. Bölüm şarkısı: Ek villain, galiyan.
Iyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1.Bölüm "Gece"
Bir sokağın içinde durmuş dolanan kalabalığın seslerini dinledim. Yaşlı kadın elini tutan küçük kıza gülümserken minnetle bakıyor, genç adam elindeki şişeyi kafasınadikiyor ve usulca yanağına akan sıvıyı temizliyordu.
Bunlar beynimin içinde dönen sahte oyunlardı, gerçek şuydu: yaşlı kadın ona alayla gülen çocuğa sinirle bakıyor ve öylece araçların sel değirmeni gibi akışını izliyordu.
Ve o genç ,elindeki şişeyi kafasına dikerken sokağı inleten kahkahalar atıyordu. Seninin içinde yatan prens bir köşeye sinmiş eline bıçak almış ve ruhuna saplıyordu .
Bunlar beyaz sahneyi örten kıvırcık yalanlardı.
"Acı kabuk tutmuyor. "
"Ama zaman üstünü ara ara örtüyor ." Dedi atalay. Dalmış olduğum yerden sesiyle ayrıldığımda yeni yeni fark ettim ağzımdan çıkan cümleyi.
Masadaki elimi tuttu atalay. "N'oldu onlara? "
" Hiçbirşey. " diyerek elimi çektim hemen. Bugün saat ve yelkovanın yıllar önce kanla seviştiği o gündü.
03.11.2001
" Neden böylesin o zaman?" Diye sordu meraklı bir şekilde. Beni düşünüyor olması kırılmış yanlarıma narin bir bant çektiğinde zamanla bana ilaç olabileceğini düşündüm .
Atalay Başaran benim ilacım olabilirdi ...
Kararmakta olan gökyüzüne baktım . Usul akan bir yağmur tanesi ilk önce elime düştüğünde buna gülümsedim . Tanrı bana ağlıyor muydu? ALLAH bana merhamet ediyordu?
" Yağmura yakalanmadan çıkalım safir. "Önündeki ders kıtaplarını büyük bir telaşla topladığında benim kitaplarımı da çantasına koymuştu.
Önemi yoktu, gideceğimiz yer aynıydı. Bu gecenin de büyük bir yoğunlukla geçecek olması bıkkın bir nefes almama sebep oluyordu. Siyah çantasını iki koluna geçirdiğinde ela gözleri beni buldu.
İçime işleyen zemheri bir fırtına estiriyordu içimde:Yağmur, kara karışmış ve şimşekler bir bir canına kıyıyordu kelebeklerin.
Göğüs kafesim bıkkın aldığım nefesle dolduğunda arkamdaki lacivert sırt çantamı tek omuzuma geçirip ayaklandım.
