"Anlatın bakalım Can bey."
Elimdeki kahve dolu bardaklardan birini onun önüne birini kendi önüme koyarak boş koltukta karşısına oturup gözlerinin içine diktim bakışlarımı. O gün öpücüktü, Merveler'in bizi basmasıydı derken her şey kaynamıştı. İki gündür de onun işleri yüzünden görüşemiyorduk ve bu iş çığrından çıkmıştı. Bugün her şeyi anlatacaktı.
"Nereden başlasam ki? En başından beri her şeyi Özcan'la planlamış olmamızdan mı? Yoksa sana en başından beri aşık oluşumdan mı?"
Ağzım bir karış açılmıştı. Bir buçuk aydır oyunların içinde mi yüzüyordum ben?
"On altı yaşındaydım yanlış hatırlamıyorsam, sen de on dört. Buraya taşındığımızdan beri hiç görüşememiştik ama Özcan'ın ailesi ile annem hiç kopmamıştı, yani babamın vefatından sonra. Sonra seni gördüm."
Gözlerini kaçırdığında ellerimde ki ellerini sım sıkı tuttum. Bundan güç alır gibi devam etti.
"Buradaydın, benim evim gördüğüm şehirde, Özcan'la birlikte kahkahalarla gülüyordun. Oysa ben senin simanı bile unutmaya başlamıştım. O gün geldi aklıma bir bir her şey, bana bir tek senin Can deyişin... O günden sonra hiç kimsenin bana Can demesine izin vermedim. Biliyordum bir gün gelip bana tekrar Can diyerek sarılacağını."
Gözleri dolmuştu, benimde öyle.
"Özcan'la konuştum, buradan yazlık tuttuğunuzu öğrendim. Yazdan nefret eden ben, yazı iple çeker oldum. Her seferinde diyordum ki bu sene yanına gideceğim, ama hiç birinde cesaret edemiyordum. Sonra annem ve babamın tanışma hikayesini öğrendim..."
"Yok artık," diye sözünü kestiğimde gülerek kafasını salladı.
"Üstelik annem yapmış bunu..."
Daha ne kadar şaşıracaktım bilmiyordum.
"Tabi o on yedi yaşında yapmış benim yirmi üç yaşında yapmam biraz garip ama başka çare bulamadım. Erdem'in sana çarpıp, özür için benim barıma davet etmesi, Özcan'ın eski sevgilisini gördüğümüz gün yalnız kalmaman için yanına gelmesi... Hepsi bile bile olan şeylerdi. Tabi beni o sanacağını düşünemedik orası ayrı."
Ben şaşkınlıktan konuşamayınca devam etti.
"Onun senden hoşlandığını düşünüp benden uzak kalman da cabası. Her zaman ki gibi ince düşünmenle beni kendine bir kez daha aşık ettin. Normalde açılmayacaktım sana o gece, Özcan Merve ile olan bütün konuşmalarınızı duyup bana anlatmasaydı eğer..."
"Sonunda boş boğazlığı bir işe yaradı desene."
"Safderun'um," diyerek yaklaştı ve alnımı öpüp geri çekildi. "Benim dünyamda aşk çok başka bir kavram demiştim ya hani..."
Dudaklarıma yaklaşırken fısıldadı, "Benim dünyamda aşk Safderun demek."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cilveli | texting
Humor(TAMAMLANDI) SERİNİN İLK KİTABI Anonim: İsminin anlamını biliyor musun? (20:36) Sude: Dalga geçmeyeceksen söylerim. (20:37) Anonim: Söz. (20:37) Sude: İşveli, cilveli. (20:37) Anonim: Bir isim bir insana bu kadar mı cuk diye oturur? (20:38) Sude:...