Selam bebeklerim!
Karantinanız nasıl gidiyor? Benim ki epey sıkıcı. Otururken dedim ki Cilveli'ye özel bölüm ataım da günümüz güzel geçsin.
İnstagram grubu açmak gibi bir düşüncem var eğer isteyen kişi sayısı kafamdaki sayıya ulaşırsa whatsapp grubu bile açabiliriz ama tabii sizin istemeniz önemli.
Her neyse çok konuştum, sizi onlarla baş başa bırakayım, keyifli okumalar ❤
×
"Bugünü hatırlıyor musun?"
Can, buruk bir şekilde elimdeki fotoğrafa baktı. Fotoğrafta Merve, Özcan ve ben yan yana durmuştuk. Can'ın barına ilk gittiğimiz günden bir fotoğraftı. Can'ın beni uyarmalarına rağmen bana yaklaşan sarhoş adamı fark edememiş ve sonrasındaysa bardağı adamın kafasına geçirmiştim.
"Hatırlamamak ne mümkün? Bardan çıktıktan sonra bana demediğini bırakmamıştın."
Söylediği ile büyük bir kahkaha atıp albümün diğer sayfasını çevirdim. Çocukların dışarı çıkmasından faydalanarak eski fotoğrafları karıştırıp anı tazeliyorduk.
"Bak," dedi Can eliyle bir fotoğrafı gösterirken. Fotoğrafta Beria ve Alaz bir buçuk yaşındalardı. İkisi de babalarının tepesine çıkmış, öncesinde yüzüne bulaştırdıkları pastayı yalamaya çalışıyorlardı. Kocaman bir kahkaha atarken Can "Canavarlar," diye söyleniyordu çocuklarıma. Gerçekten de bebekken iki canavardan farksızlardı.
"Seni seviyorum."
Glmekten yaşaran gözlerim bu kez Can'ın güzel bakışları sayesinde yaşarmıştı. Ağlayacağımı fark eden sevgilim elleriyle göz yaşlarımı silerek alnıma bir öpücük kondurdu.
"Bende seni seviyorum, Can'ım."
"Kız sana bu hamilelik yaramıyor he iyice duygusal oldun."
Hıyara bak!
Sinirle gözlerinin içine bakarken "Yaparken hava hoş ama Can bey," dedim adeta hırlayarak. Gözlerine yerleşen muhziplik neredeyse beni güldürecekti ama son anda kendimi tuttum.
"E orası öyle tabi."
"Hayvan," dedikten sonra koluna vurdum ve ellerimi hafif büyüyen karnıma sardım. "Annecim sen bakma bu babana. Öküz işte böyle, ne yaparsın. Elimizdeki malzeme de bu."
Can gelip başını karnıma yasladı ve bebeğimizle konuşmaya başladı. Bu halleri çok hoşuma gidiyordu. Gerçi her hali çok hoşuma gidiyordu da neyse, karıştırmayalım şimdi oraları.
"Babacım, bu annen benim ömrümü yedi. Bütün işi bana çektirmek yemin ederim. Hayır bir insan bu kadar mı inat, bu kadar mı cadı olur ya sana anlatamam."
"Aa," diye bağırdım aniden. Herife bak, çocuğumu bana karşı dolduruyordu. "Ağzını yamulturum lan senin. Doldurma çocuğumu."
Birkaç kez cıkladıktan sonra bakışları yine karnıma döndü. "Duyuyor musun babacım? Neler söylüyor annen bana. Hep bir terbiyesizlik, ahlaksızlık. Bir de şiddet! Ben böyle şey görmedim. Hayret bir şey ya."
Şok içinde Can'a bakakalmışken, bakışlarımı görüp kahkaha attı ve doğrularak yüzümü avuçları içine aldı. "Şaka yapıyorum safderunum. Sen dünyanın en kötüsü de olsan benim gözümde en güzelisin."
Al işte. Hep böyle yapıyordu. Beni sinirlendiriyor, sonra tel sözü ile tekrar kendisine aşık ediyordu. Dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda o da ellerini sıkıca belime sarmıştı ki öksürük sesi ile birbirimizden ayrılmak zorunda kalmıştık.
Benim biricik babacı kızım salon kapısında dikilmiş yüzünü buruşturarak bize bakıyordu. Bak bak hanım efendiye bak! Sanki kendisinin yapmadığı şeylerdi.
"Ne bakıyorsun kız öyle rahibe teressa gibi?"
Can söylediğimi anlamayarak garip bakışlarını bana döndürdüğünde Beria kocaman olan gözlerini üzerime dikmiş öylece kalmıştı.
"O Çakır mıdır nedir, kim o söyle bakayım. Fotoğrafına kalp falan atıyor."
Sarı papatyam yavaştan kırmızıya döndüğünde yanımda oturan babası da sinirden kızarmıştı. Birazdan çakarım Çakır'ına diye bağırmazsa brnim de adım Sude değildi.
"Oldu o zaman," dedikten sonra uçarak odasına koşan Beria'nın arkasından kocaman bir kahkaha attım. Üstün stalk yeteneklerim sayesinde çocukla sevgili olduklarını anlayabilmiştim. Anlayamadığım şey çocuk Beria'nın hiç sevmediği kızlardan birinin kuzeniyken benim çocuğumu nasıl kendine aşık etmişti?
Beria'nın ardından bir diğer saf aşık olan oğluşum içeri teşrif ettiğinde kardeşiyle arasını düzeltmenin etkisi olduğunu umduğum bir sırıtma vardı suratında. Benim oğlum anasından başkasına aşık olamazdı!
"İyi geceler gençler," diyerek o da odasına doğru yürümüş ve bizi tekrar baş başa bırakmışlardı.
"Ne yapacağız biz bu sıpalarla? Kazık kadar oldular iyice."
"Vallahi benimde hiçbir fikrim yok Can'ım."
Omzuna başımı yasladıüımda "Şt," diyerek ona bakmamı sağlamıştı. "Bir tane daha yapalım mı," dedi karnımı göstererek.
"Oha Can! Hamileyim, bilmem farkında mısın?"
Bölüm Sonu
Böyle çerezlik, bence gayet samimi ve tatlı bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir.
BERİA'yı halen okumayan varsa profilime girerek erişebilirsiniz. Adından da anlaşıldığı üzere Sarı Papatya'mız, Beria'mızın hikayesini anlatıyor.
Sizi seviyorum bebeklerim! ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cilveli | texting
Umorismo(TAMAMLANDI) SERİNİN İLK KİTABI Anonim: İsminin anlamını biliyor musun? (20:36) Sude: Dalga geçmeyeceksen söylerim. (20:37) Anonim: Söz. (20:37) Sude: İşveli, cilveli. (20:37) Anonim: Bir isim bir insana bu kadar mı cuk diye oturur? (20:38) Sude:...