►8◄

1 1 0
                                    

Aradan iki ay geçmişti. Hayatın babası öleli ve hayatın ruh gibi yaşamaya başlayalı iki ay geçmişti. O günden beri gerçekten olması gereken gibi sadece Levent'in dediklerini yapıyor sesini çıkarmıyordu. Konuşmaya çalışsa bile konuşamıyor boğazında bir yumruk oturuyor gibi oluyordu. Konuşmayı unutmuş gibiydi.

Bunu fark eden Levent Hayat'ın eski haline dönmesini istiyordu. Hayatın o çok bilmiş şekilde konuşmaları ve Levent'i kızdırmasını özlemişti. Böyle Levent ne isterse yapıyordu. Hayatın utandı hallerini özlemeye başlamıştı.

Levent yatakta sırtını başlığa dayayarak elinde telefon ile  yatıyordu. Hayat ise karşısında eline kalem ve kağıt ile öylece birşeyler yazıyor , çiziyor üstünü karalayıp tekrardan birşeyler yapıyordu. Bunu fark eden Levent telefonu bırakıp yatağa normal bir şekilde oturdu ve tamamen Hayatı izlemeye başladı.

İçine kapandı. Hiç birşey şey görmüyorum onda. Ne cesaret, ne korku , ne acı ,ne üzüntü , ne utanç , ne pişmanlık... Hiç birşey.

Hayat Levent'in ona baktığını fark edince ona döndü. Levent eli ile gel yaparak onu yanına çağırdı. Onu elinden tutup kucağına oturttuğunda eskisi gibi ne utanç , ne kızarma nede merak ifadesi yoktu.

" Hayat , noluyor sana? " Hayat kafası'nı hayır anlamında saladığında Levent onu biraz daha kendine çekti.

" Benimle konuş. " Hayat konuşmak için kendini zorlayınca yapamayıp geri susmuştu.

" Hayat kendine gel. Bambaşka biri gibisin. Şuan yaptıkların ile hiç kendini görüyor musun? Kendine gel ve konuş benimle. " Hayat kafasını çevirip göz devirdinde Levent Hayat'ın çenesinden tutup kendine çevirdi.

" Hayat sürtük gibi davranmayı bırak. Kendine gel.  " Hayatın yavaş yavaş gözleri dolar iken Levent Hayat'ın kendini sıktığını  fark etti.

" Baban senin böyle davranma'nı istemezdi. O eski Hayatı isterdi. Şuan kendinden emin. Yerine gelince düşünen yerine gelmeyince düşünmeyip aklından o an ne geçiyorsa yapmaya hazır olan Hayatı isterdi. Normal olan Hayatı isterdi. Şuan senden utanıyordur. " Son cümle ile Hayat ağlamaya başlayınca Levent öyle izledi. Hayat deli gibi ağlıyordu. Hıçkırarak , çığlık atarak ve iç çekerek ağlıyordu. Babasının öldüğünü öğrendi gün yapması gereken şeyi şuan yapıyordu. İçinde birikmiş olanları dışarı vuruyordu.

" Hani yaşıcaktı. Hani iyi olacaktı. Hani herşey yolundaydı. HANİ HİÇ BİRŞEY OLMICAKTI. HANİİ. HANİ LEVENT. "

" Biliyorum , biliyorum üzgünüm. "

" Üzgün değilsin. Üzgün olamazsın. Sen sadece kendini düşünen birisin. Yine yalan söylüyorsun. "

" Evet doğru yalan söylüyorum. Cidden babanın ölmesi umrumda bile değil. Beni üzen sensin. Senin bu hıçkırıkların. "

" Annem kim bilir ne yapmıştır. Kızının olmayan yasını tutarken bir yandan da gerçekten ölen kocasının yasını tutuyor. Keşke , keşke babamı son defa da göre bilseydim. " Hayat Levent'e bakarak ağladığından Levent ilk defa Hayatı böyle gördüğünü fark etti.

" Korkuyorum. Onları çok özlüyorum. Babam ile en son ne zaman beraber takıldığımızı bile hatırlamıyorum. Elimde ona ait anılarımdan başka hiç birşey yok ama ya eğer anılarımı kaybedersem. Babamı tamamen unutmaktan korkuyorum. Canım acıyor. Alkol aldığımda boğazlarım'ın,  sigaradan ilk nefes çektiğim de ciğerlerim'in yandığı gibi içim yanıyor. " Hayat tekrardan ağlamaya başladığında Levent ilk defa Hayata sarılmıştı. Hayata karşı düşünmeden hareket uygulamıştı.

Hayat Levent'in ona sarılması ile ellerini boynuna doladı ve ağlamaya devam etti. Hıçkırıklar'ı odayı sarar iken sadece onun hıçkırık sesi vardı.

YİN YANG ( GERÇEK DÜNYA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin