Sabah kalktığımda daha doğrusu abim boynuma sarılıp beni boğarcasına sarıldığında uyandım. Hayvan. "Lan. Lan noluyo. Ya. Aigo. Nefes alamıyorum. Nefeeees" en son abim beni bırakıp olduğu rede zıplamaya başladı. Ama. Yani şimdi noldu ki.. "dur. Abi sakin. Noldu onu söyle önce." Abim durup kafasında bi şeyler süzdü. Geç mi anlıyo anlamadım ki. Sonra sırıttı "abin şu an çalıştığı iş yeribde müdür oldu. Terfi ettim :) :) :)" vaaay gülümseyip abimin boynuna atladım fiyuuu. Abim müdür oldu. "Vaayyyy peki maaşın. Maaşında değişiklik oldu mu?" Sırıttı. Lan resmen piç smile attı bana. Bi de bi yakışıklı. Ayh eridim .s.s.s "evet.. yanii aldığım maaşın üstüne %80 zam yapıldı" ilk tepkim süperdi. "Aha zenginik. Fiyuuuu zengin olduk. Zengiiiin" asu da bana mal mal bakıyo. Diğer kızlar da geldi odama pardon Asu ve benim odamıza doluştular. Nurhan abimin yanına geçip gülümsedi "tebrik ederim oppa" lan. Abime yavşadı. Abime. Benim abime. Benim baklavalı piçime. Yavşadı. Kafanı kırarım. Zaten abim de tişörtünü çıkarmış oh valla seyredin oldu. O baklavalar benim. Herneyse. Kalkıp üstümü çıkardım ve abimin üstüne atladım bi yandan da tilörtü sallıyordum "vihiyuvvv bunu kutlayalım " durdum ve devam ettim "tabi paralar sende " dil çıkartıp abimin sırtında zıplamaya başladım. Tabi abim şu son ili ayda alışmıştı bu deliliklerime o yüzden normal karşılıyor :) "deli kız. İn arkamdan. Ha bu arada siyah südyenin güzelmiş. Bi gün bana versene" sırtına vurdum "sapık. Ne o sende mi başladın kullanmaya." Abim bana bak maya çalıştı "çünkü yavrum o südyen çok güzel. Beğedim. " sırıttım "yvşma beğen gç .s.s.s" abim arkasından attı tabi beni. Bende tişörtümü giyip beyzaya göz kırptım. "Şşt seksi aşçı. Kahvaltıda ne var?" Yine kızardı. "Şeycim eşşeğin .. töbe yarabbim. İstermisin?" Güldüm. "Yok ben memişinkine alıştım" kimse anlamadı. Ama abim gülmeye başladı. Çünkü o tavsızlar konuyu bilmiyo. Ben anneanneme yemek ne diye sorduğumda memişin siki diyodu. İşte olay bu. Traji komik olansa. Karadenize. Anneannemin yaylasına gittiğimde memiş adında biriyle tanıştım... emin olun bendeki sapıllık hep aile yüzünde. Yoksa çk iyi ççğm bn .s.s.s tamam. Ergenlik yok. Ha bu arada ben. King ecem 7 gün sonra kasımın ikisinde 17 yaşıma giriyom. Hayırlısı olsun :) evet ay em e big görl :) tamam sustum. "Asu. Nurhan. Bebeklerım (rim değil. Rım çünlü o benim telaffuzum) kahvaltıya gidelim. Hepimiz. Parayı da abim versin çünkü o V.İ.P yani paralı piç." Abim kolumu çimdikledi. Neden se annemi hatırladım birden... anam. Anamı aramam lazım. Canım anam. Çok özledim onu. Ağağa anağğğm. "Ecem gözlerin buğulandı. Noldu?" Kendimi yatağa atıp tepinerek ağlamaya başladım "ben annemi özlediiiiim ağağağağağağa" bi baktım herkes ağlıyo. Bu da bastırılmış duyguları açığa çıkartma gücüm. Esma omzumu okşadı "istersen geri dön." Ağlamayı kestim. Aniden. "Hayır. O kadar özlemedim. Yani gitçek kadar. Aramam yeterli. Abii. Tekefonunu ver." Herkesin suratında 'al işte manyak. Dengesiz. Aptal' ifadesi var. Ve evat öyleyim. Abim telefonu uzattı "al. Ama bana da ver. Ve kısa tut ki kızlar da konuşabilsin" saate baktım on buçuk. Yani orda saat dört buçuk. Anbem daha iştedir. Yok la bu gün pazar. Evdedir. Neyse hemen numarayı tuşlayıp telefonu kulağıma tuttum. Kısa süre sonra o bilindik yumuşak ses kalbimi eritti. "Alo. Kaan" , "anne ben ecem" , "ecem. Kızım!! (Hıçkırık sesi)" , "napıyosun annecim?" , "oturuyorum kızım. Nasılsın. Abinle atışmıyorsunuz değil mi? Yemek yiyomusun. Bak orda ben yokum ama aksatma düzgün ye emi kızım. Ah. Sen pizza falan yiyosundur şimdi. Orda sana kim sulu ev yemeği yapçak." Kadın melankoliden taramalıya sardı. "Yok annecim ayşe beyza var ya. O yemek yapıyo. Pizza yemiyoruz yani" , "hıh. Yani benimki gibi olmaz ama tabi beyza yapıyorsa yani. Ana eline benzemez ki onun yemekleri. Benim elimin lezzetini alamıyorsundur şimdi sen. Ah kızıım. Garip kızım benim." Hu? Kıskaçlık mı sezdim? "A-nne 4 çocukla ortada bırakılmışım gibi konuşmasana. Zaten abim de zengin oldu." , "anlamadım. " , "al oğluna veriyom o anlatsın. Özlemişsindir. Kolay mı 2 senedir görmüyon" topu abime atıp kızlarla ne giyceğimize karar vermek için önce asu ve benim gardolaba sonra nurhan ve ayşeninki. Sonra da cennat ve esmoşunkine bakındık. Sonuç. Altı adet. Meteor parçası. Biz onları hallettik. Ama abim hala anamla konuşuyo. Abim telefonu sonunda kapattı ve nurhana verdi nurhan bi telefona bi abime bakıyo. "Napçam ben bunu.?" ,"götüne sokçan nurhan. I phone s 6 plus'ı totona sokçan" nurhan kafama bir vurmuş. Abovv ben leyla. Az daha adımı unutuyodum. O kadar yani "sen sokçaksan olur kocacım" sırıttım ve nurhaba öpücük attım "seve seve" abim suratını buruşturdu . Bişey dicem. Ya. Bu. Piç . Öyle. Yapınca. Çok. Tatlı. Oluyo!!@!#! Nurhan telefonu alıp odaya gidince bi an acaba? Diye geçirdim ama alo anne sesini duyunca kendi kafama bizzat ben vurdum. Beyzayı da alıp mutfağa girdim ama. Beyza beni kovdu. Neymiş miş oranın quini oymuş bah bah bah. Bi kere isminin anlamında quin olan benim sana n'oluyo bacı? Sen anca premses olabilirsin. Nurhan da yanıma geldi "şeycim. Beyza napıyo? Hani dışarda yicektik?" Dergideki j-hope'umdan ayrılıp nuhana baktım "biliyo. Yavrucak brn orda hayvan gibi yemiyim diye bana ufak bir tost ve kajve hazırlıyacakmış. Sen de istermisin diye sormuyorum çünkü cevabı biliyorum. Tostunda ne olsun?" Nurha kocaman gülümsedi "şeycim. Yani şey. Sen ne kadar iyi tanıyosun beni öyle " tanıyorum. Ve sormamın nedeni tostuma sarkmasını istememem. Beyza elinde iki tost ve üç kahve kupasıyla döndü ve yanımıza oturdu nurhan ve bana tost yapmış bebeam yaaa (ben istedim ama olsun. Yapması da bişey. ) "şeycim hadi soğutmadan yiyin. " nurhanla başladık hayvan gibi yemeye. Beyza alıştığı için hiç takmıyor tabii. Aman havasını yesinler. Home piremses.... ama queen ben :) tamam. Kahvemden bir yudum almamla herşeyi masaya bırakmam yandım. Hu hu hu öldüm öldüm öldüm. Dilim. Dilimi hissetmiyorum. Kahveyi zorla yuttum ve mutfağa koşup buzluğu açtım ve iki tane buz kübünü ağzıma tıktım (bu bu gün yaşandı -,- ve hala canım acıyor) tekrar salona geçtiğimde nurhan gülmekten yemeğini yiyemiyordu. Hı hı. Çok komik. "Sos sokorom sono. Oroppu aaa azom. Acoyor." Ne. Ağzımızda iki tane buz kübü var doğal. Bi de eridikçe akıyolar falan öğk. "Ya ecem abisi.. puhahahah su. Surata. Haha bak hahaha" sende mi bürütüs :/ burda canımız yanıyo bunlar maskaralıkta. Hayır komikmi şindi bu. Acınası halime gülen adi kalleşler... yok bunlar olmamış. Yapmışlar ama olmamış bunlar. Geri sokun bunları üretim hatası bunlar. Abim gülmeye devam ederken beyza gülmeye ara verip abime durunu açıklamaya çalıştı saolsun.. "ya kaan abi kahve çok sıcaktı içince dili yandı o da buz attı ağzına" abim daha çok gülmeye başladı psikopat. Manyak.
Biraz nefes almak için durunca konuşabildi beyfendi "tamam abicim çıkar artık ağzındakini de gidelim" hı. Daha tostım bitmedi ama. Nurhanla bi bakıştık sonra nurhan bemim tosta baktı. O koltuğa nası fırlayıp tostumu ve kahvemi aldım bilmiyorum. Hemen artık normalleşmiş kahvemi ve tostumu hemencecik yiyip kızları beklemege başladık. Hayır giyceklerini de ben hazırladım napıyo bunlar? Odalara gidip bakayım bi. Cennetlerin oday girdim ve asu esma ve cenneti orda oturmuş candy crush oynarken buldum. "Asu napıyosunuz. Abi hadi kahvaltıya gidicez. Kalk kalk çabuk" asu bağırmaya başladı "aa ommaaa. Ecem az daha yavaş çekiştir az daha duvardan hamile kalıyodum" bak hala la sus şimdi ben seni hamile bırakçam. "Ya tamam hadi abim bekliyo. Cennet hadi abi. Esma hadi hadi." Üçünü de aşağıya indirdim abim de arabanın anahtarını alır almaz kağıdan çıkıp asansöre doluştuk demek isterdim ama ben ve asuman aşşağıya tabanvay. 4 kişilik asansör mü olur m.k. kaç katlı bina bura. Hastane asansörü konur buraya. Bunlar gitmiş götüm kadar asansör almış. Cimriliğe bak hele. Neyse 4 kat indikten sonra asansöre binebildik. Ya hepsini indeydik. Asu ve ben de öyle en son arabaya binen varlıklar olarak sıkış tepiş demek isterdim ama üstü açılabilen bir aracımız var (hava attı) nurhan ön koltuğu kaptığı için asu ve ben ayakta daha doğrusu bagajın üstüne oturduk. Koltuklarda beyza esma cennet üçlüsü. Açtık son ses müzik *nicki minaj - anaconda gümbür gümbür. Sabah sabah party hard. Bi de açız.
Abim "aa bakın burası çok güze ben burda kaç kızla kahvaltı ettim var ya. Yemekleri harika" tarzı bişeyler söyleyip arabayı park etti. Biz de büyük aç ordu restora a doluştuk. Tabi kibarca. Bir masaya geçip sioarişlerimizç verdik ve siparişler gelene kadar abimin işinden bahsettik "harbi abi ya ne iş yapıyon sen?" Abim gülümsedi "salak kız kardeşim ben bir şirkette grafikerlik yapıyorum ya." Oha. Biz şok du. Açık uçlu cevap. "Hangi şirket?" Abim sanki ağzında fermuar varmış gibi kapattı. Garson da yemeklerimizş getirdi biz de yemeye daldık...
Gençler. (111 kişiden bahsetti -,- ) hiç mi army yok la aranızda. Ya da ben kötü yazıyom. Neyse. Bu bölüm geç geldi çok pardon. Ama 10. Bölüm fena.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
made in korea (Düzenleniyor)
Fanficokumak için hayalinin ülkesi Güney Kore'ye giderler ve okumaya geldikleri ülkede bambaşka şeyler olur ve bu ani gelişmeyle ne yapacaklarını şaşırırlar. tabi yapacakları iş gereği nereli olduklarını saklarlar ama ülkelerini çok özlerler. Deniz, Asu...