Yeni bölüm ile karşınızdayım 😊
Yazım yanlışım olursa affola
Hangisi daha güzel?
Gece uyuyup, sabah uyanık kalmak?
Sabah uyuyup, Gece uyanık kalmak?
Satır arası yorumları bekliyorum
Keyifli okumalar 😇
Bölüm 15 - Hep Aksiyon, Hep Aksiyon
Senem Altan Toraman...
"Senem Hocam şu dosyalara bakabilir misiniz?" diyerek yanıma gelen Serap'a gülümsedim ve elindeki dosyayı alıp incelemeye başladım. Serap da hasta hakkında bilgi veriyordu.
Dosyayı incelerken gördüğüm isim ve fotoğrafla yutkundum ve bakışlarımı Serap'a döndürdün.
" Serap bu hastanın bipolar bozukluğun ilk evrelerinde olduğuna emin miyiz? Yoksa yanlış hasta mı?" dediğimde Serap dosyaya baktı. "hayır hocam doğru hasta. Birkaç gün önce baygın bir şekilde arkadaşları getirmişti. Testin sonucu bugün çıkmıştı" dediğinde fotoğrafa tekrar bakıp ofladım.
"of Rüzgar of! Almila hamileyken olacak iş miydi bu?"
Almila Akın Sancak...
"hiçbiriniz yerinizden kıpırdamayın, yoksa çocuklar ölür" diyerek Elyas ve Taha'nın kafasına silah dayayan soyguncuyla ofladım.
Şuan hiçbir şey anlamadınız farkındayım. O yüzden baştan anlatıyorum herşeyi.
Haberi gördüğümüz an hepimiz olay yerine gelmiştik. İçeri ne kadar girmeye çalışsakta polisler izin vermemişti. Bizde beklemiştik. 5, 10 bilemediniz 15 dakika beklemenin sonucunda polislerin dalgın olduğu bir an hepimiz içeri girdik. İçeri girdiğimizde içeride tek rehin tutulan Rüzgar değildi. Uzay, Atakan, Ayberk ve Emirde vardı. Soyguncular bizimde diğer rehinelerin yanına alıp kucağımıza çocukları aldılar.
Şimdi birisi kahramanlık yapmak istese bile yapamayacaktı. Çünkü çocuklar onların elindeydi ve bizi onlarla tehdit ediyorlardı. Zaten bizimkiler bizi görünce delirmişti, Bi de çocuklar... Of ya! Vallahi daraldım artık. Hep aksiyon, hep aksiyon bu nasıl iş!
Hayatımızı yazan yazara sesleniyorum. Bize dram ve aksiyon yaşatmayı bırak! Azıcık gülelim nolursun!
"Sen ayağa kalk" diye bağıran soyguncunun kimi gösterdiğine baktım. Atakan'ı gösteriyordu. Atakan ayağa kalkınca adam yanına belip beline silahı bastırdı ve kulağına birşey fısıldadı. Atakan kafasını sallayınca birlikte çıkışa doğru yürürlerken diğer 4 adam silahlarını doğrultmuş, gözünü kırpmadan herkese tek tek bakıyorlardı.
Burdan baksanız 100 kişiye yakın insan rehin alınmış durumda. Adamların birinin bile dikkatini dağıtsak bu kadar kişiyle alt edebiliriz diye düşünüyorum. Ama sorun ellerinde bebekler varken bu mümkün değildi? Ya da bir dakika!
Ayağa kalkıp temkinli adımlarla soyguncunun yanına gittim. Tek ters bir hareketinde öldürecekmiş gibi bakıyordu yüzüme. Yutkunup konuşmaya başladım.
"pardon çocukları alabilir miyim? Emzirmem gerekiyor da" dediğimde adam bir süre yüzüme baktı. Daha sonra diğer adamın kucağından Elyas'ı alıp "yürü!" dedi silahını sallayarak. Soyguncu arkamda ben önce yürürken bizimkilere bakıp göz kırptı ve önüme döndüm. Artık devamını onlar halletsin.
Personel odasına gelince adam Taha'yı da kucağıma verip " acele et! Seni bekleyemem" dediğinde kafamı salladım. Kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı kapatarak kilitledim. Taha ve Elyas'ı koltuğa yatırıp uyumalarını bekledim. Zaten hemen uyumuşlardı. Şimdi ne yapacaktım?
Etrafa bakıp kaçacak yer var mı diye baktım. Tam o sırada içeriden gelen silah sesiyle Korkuyla yerimden sıçradım. Elyas ve Taha da sesle uyanmışlardı. Onları kucağıma alıp kapıyı açtım.
Kapının önündeki soyguncu gitmişti. İçeriden çıkıp bekleme alanına geri döndüm. Polislerin soyguncuları götürdüğünü görünce derin bir nefes aldım.
O sırada önüme Rüzgar geldi. Elyas ve Taha'yı kucağımdan alıp Nazlıya uzattı. Ve hiç beklemediğim bir şey oldu. Bana tokat attı. Rüzgar! Bana! Tokat attı!
Yutkunup sağ tarafa düşen yüzümü kaldırıp Rüzgar'a dolu gözlerimle baktım. Rüzgar yine beklemediğim bir şey yaptı. Bu sefer hiç bırakmak istemezmişçisine sarıldı. Saçlarımı okşarken neler olduğunu hala anlamış değildim.
°°°
Aradan geçen 1 saat içinde polisler rehin alınan herkesin ifadesini almış ve serbest bırakmıştı. Rüzgar, ben ve diğerleri eve doğru yürürken aklım düşüncelerle doluydu.
Rüzgar'ın bankada yaptıkları neydi? Önce tokat attı, sonra sıkıca sarıldı. Neden böyle olmuştu? Korkumdan birşey de soramıyorum. Sabahtan beri çok garip davranıyordu. Benim sevdiğim Rüzgarıma noldu?
"Almila yarın denize gidelim diyoruz. Sende gelir misin?" diye soran Elçinle düşüncelerimden sıyrılmıştım. Cevap vereceğim sırada Rüzgar aniden bağırdı. "Almila hiçbir yere gelmiyor! Siz gidin!"
"Rüzgar ne oluyor sana!" diye bağırdım bende. Çok tuhaf davranıyordu. "ne oluyormuş bana! Söyle de bileyim" diyerek kolumu tutup sıkmaya başladığında kolumu çekmeye çalıştım. Ben her çekmeye çalıştığımda o biraz daha sıkıyordu. Gözümden bir damla yaş düşerken Atakan Rüzgar'ı geri çekti.
"Rüzgar ne yapıyorsun! Mosmor ettin kızın kolunu!" dediğinde Atakan koluma baktım. Çok kötü görünüyordu. Rüzgar bir koluma bir de bana bakarken koşarak eve girdim. Mümkünse onu bugün hiç görmek istemiyorum.
Rüzgar Sancak...
"Almila, aç güzelim kapıyı" diyerek tekrar vurdum kapıya. Bu kaçıncı vuruşumdu bilmiyorum ama yinede açmıyordu. Almila bağırarak "açmıyorum! Kıracak mısın?" dediğinde sinirle "gerekirse evet! Aç şu lanet kapıyı" dedim kapıya yumruk atarken. Almila cevap vermezken gözlerimi açıp kapattım. Bana neler oluyor böyle?
Tekrar konuşacağım sırada aşağıdaki kapının çalmasıyla aşağıya koşup kapıya baktım. Kapıda Senem vardı ve elinde bir kağıt.
" Hoşgeldin, geçsene" dediğimde tebessüm edip içeri girdi. Birlikte salona girdiğimizde yan yana oturduk. Senem Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"bak Rüzgar bunu sana söylediğimde sakin olup bir an önce tedavine başlayacaksın" dediğinde kaşlarımı çattım. "ne tedavisi?"
Elindeki kağıdı açıp elime verdi. Yazılanları okurken Senem bilgi veriyordu. Bipolar Bozukluk mu?
"Rüzgar bir an önce tedaviye başlamamız lazım" dediğinde Senem ona baktım. "ben bu yüzden mi istemeden Almilaya zarar verdim?" dedim. Ağladım ağlayacaktım.
Senem bana sarılıp "şimdiden pes etme, herşey düzelecek merak etme" dediğinde bende ona sarıldım. O sırada Almilanın sesi salonu doldurdu.
"Rüzgar !?"
°°°
Almila yanlış anladı. Sizce yeni bölümde neler olacak?Bölüm nasıldı?
Bölümü tek bir emojiyle anlatın desem?
Dün bölüm atamadım kusura bakmayın
İyi tatiller
Yazar kaçar 😁