Yeni bölüm ile karşınızdayım 😊
Yazım yanlışım olursa affola
Adım adım finale yaklaşıyoruz 😮
Keyifli okumalar 😇
Bölüm 19 - Kaza
3 ay sonra…
Elçin Savaş Çağan…
"Ayberk ben kendimi çok tuhaf hissediyorum" diyerek gözlerimi açtım. Ama Ayberk yanımda yoktu. Anlaşılan işe gitmiş olmalıydı. Yataktan destek alarak ayağa kalktım ve yavaş yavaş merdivenlerden indim.
Merdivenden inince soluklanmaya başladım. Bu merdivenlerden inip çıkmak beni fazlasıyla yoruyordu. Birde doğumum yaklaşınca olan olmuştu.
Nefesim düzene girdiğinde mutfağa girip kahvaltımı ettim ve vitaminlerimi içtim. 1 hafta önce doktor vitaminsiz kaldığımı ve bu yüzden bebeklerimin gelişiminin geriden geldiğini söylemişti. 1 haftadır vitamin ilaçları kullanıyordum ve sürekli dua ediyordum. Doğumda bir sorun çıkmasın diye.
Kapı sesiyle kapıya gittim. Kapıda Cansu ve Senem'i görünce gülümsedim ve ikisine de sarıldım. Salona geçtiklerinde kapıyı kapatıp bende peşlerinden gittim.
"nişanlılarınız nerde?" diye sordum kızlara. Cansu " beni aldattı şerefsiz, bende yüzüğü ağzının içine sokup geldim" dediğinde kaşlarımı çattım. "ciddi olamazsın!" dediğimde "çok ciddiyim" dedi.
Gözlerimin dolduğunu hissedince ağlamaya başladım. Cansu yanıma gelip " benim ağlamam gerekirken sen ağlıyorsun" dediğinde " hamileyim ben, Hamile!" diye kızgıdığım gülmekle yetindi. Kapı tekrar çaldığında Senem açmaya gitti.
İçeri Bora, Tuna, Ayşen, Miraç, Sura, Sinan, Lara, Öykü, Serkan ve bizim kızlar geldiğinde gözyaşlarımı zar zor silip hepsiyle selamlaştım.
Selamlaşma faslı bitince hep beraber muhabbet ettik. Sura birden bağırınca Korkuyla irkildim. "iki Senem'in arasına oturmuşum dilek tutmam lazım" dediğinde onun bu haline güldük. Ayşen ellerini yukarı kaldırıp "Allahım bu kız benim ikizim olamaz" dediğinde güldüm.
Tabi karnına ağrı saplanmasaydı herşey daha güzel olabilirdi. Bizimkilere birşey belli etmemek adına izin isteyerek lavaboya gittim. Lavaboya girdiğim an iki büklüm olmuştum. Derin derin nefesler alıp vermeye başladım.
Hayır! Daha 3 ay 10 gün var. Şimdi sırası değil. Hayır! Karnıma giren acı ile dişlerimi sıktım. Daha fazla dayanabileceğimi zannetmiyorum.
Lavabonun kapısını açıp çığlığı bastım. Salonda oturan herkes alanıma gelirken "suyum geldi!" diye bağırdım.
"Sinan hızlı sür şunu!" diyerek bağıran Cansu un elini biraz daha sıktım ve nefes alıp vermeye başladım. Sinan biraz daha gazı köklediğinde çok hızlı gidiyorduk. Sinan arabaları teker teker geçerken arabaların kornalarını bile umursamıyordu.
Hastaneye yaklaştığımız sırada üzerimize doğru gelen kamyonu görünce çığlığı bastım. "Sinan Dikkat et!"
Sinan direksiyonu sola kırdığında ormanlık alana girdik. Sinan direksiyonun kontrolünü kaybederken en son "sıkı tutunun" dediğini ve uçurumdan yuvarlandığımızı hatırlıyorum.
°°°
Bölüm nasıldı?
Bölümü tek bir emojiyle anlatın desem?
İyi tatiller
Yazar kaçar 😁