Final bölümü ile karşınızdayım 😊
Yazım yanlışım olursa affola
Keyifli okumalar 😇
Bölüm 20 - Final
Yazar'dan…
Mutluluk bir anda yok olabilir miydi? Olabilirdi. 10 dakika önce gülerek sohbet ettiği insanlar şimdi Elçin için gözyaşı döküyorlardı.
Senem, ambulans gelene kadar Elçin'e müdahale etmeye çalışıyordu ama doğumu çoktan başlamıştı ve ambulans 15 dakikadır yoktu. Zamanları kritikti. Hem bebekleri hem de anneyi kaybedebilirlerdi.
Miraç ise arkadaşına eşinin kaza yaptığını ve durumunun ağır olduğunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Miraç arkadaşının numarasına basıp telefonu kulağına tuttuğu sırada ambulans'ın gelmesiyle telefonu kulağından çekti. Ama bilmiyordu ki Ayberk telefonu açmış onun konuşmasını bekliyordu.
Ayberk Miraç'ın cevap vermeyeceğini düşünüp kapatacağım sırada duyduğu isim ile donup kaldı. "Elçin Savaş Çağan, 25 yaşında, üçüzlere hamile ve doğumu başladı. Durumu ağır"
Bu ses Senem' in sesiydi ama Elçin'e ne olmuştu? Ayberk'in gözleri dolarken bağırarak konuştu. "Miraç orda neler oluyor?"
Miraç telefonundan duyduğu bağırtı sesiyle irkilip telefonu kulağına tuttu. Soğukkanlı olmaya çalışarak arkadaşına herşeyi anlattı ve telefonu kapattı. Eğer biraz daha konuşsaydı ağlayabilirdi.
Elçin ambulansla hastaneye götürülürken diğerleri de arabalarına bindi ve hastaneye doğru yol aldılar.
Hastaneye geldiklerinde Elçin doğumhaneye alınırken Cansu ve Sinan müşade odasına alınmıştı. Onların durumu iyiydi ama Elçin için aynı şey geçerli değildi.
Ayberk hastaneye geldiğinde hızla arabasından indi ve koşarak onu acilde bekleyen Miraç'ı yanında durdu. Miraç onu Doğumhanenin önüne getirince Ayberk bacaklarında gücü kaybettiğini hissedip dizlerinin üzerine çöktü.
Bade, kuzeninin çökmüş durumdaki halini görünce yanına oturup omzunu sıvazladı. "herşey güzel olacak lütfen sakin ol" dediğinde, Ayberk ağlayarak kuzenine sarıldı.
Onun kızılı içeride canıyla cebelleşirken kendisinin burda boş boş oturması canını yakıyordu. Ağlasa da, ağlamasa da elinden birşey gelmeyeceğini çok iyi biliyordu.
Yarım saat geçti, geçmedi doktor Doğumhaneden dışarı çıkınca Ayberk hızla ayağa kalktı.
"Elçin Savaş Çağan'ı yakınları" dediğinde doktor, Ayberk "eşiyim" diye cevap verdi. Doktor gülümseyerek "tebrik ederim 3 dünya güzeli kızınız oldu ama erken doğum olduğu için bir süre küvezde kalacaklar" dediğinde Ayberk "Elçin?" diye sordu.
Doktorun gülümsemesi yüzünde silinirken Ayberk kaşlarını çattı. "bakın beyefendi, eşiniz çok fazla kan kaybetmiş ve hayati risk taşıyordu. 24 saat ilaçlarla uyutacağız. 24 saatin sonunda ilaçları vermeyi bıraktığımızda devamı Elçin hanımın elinde olacak"
Ayberk yutkunup "elinde olacak derken?" diye sordu Korkuyla. Doktor "Elçin hanımın ilaçları kestikten sonra bir saat içinde uyanmazsa, üzgünüm" dedi doktor ve yanlarından ayrıldı.
24 saat sonra…
Aradan koskoca 2t saat geçmişti. Herkes çökmüş durumdaydı. Atakan, Emir, Rüzgar ne kadar eşlerini eve götürüp dinlemelerini söylese de kızlar kabul etmiyordu.
Arkadaşları kötüyken onlar evlerinde rahat bir şekilde yatamazdı.
Doktor birkaç dakika önce gelip ilaç vermeyi kesmişti. Şimdi herkesin tek umudu Elçin'i uyanmasını beklemekti.
Ayberk yoğun bakım ünitesinin camından Elçin'i izlerken monitörün ötmesiyle Korkuyla camı yumruklamaya ve bağırmaya başladı. Doktor koşarak yoğun bakıma girerken Ayberk cama vurup ondan uzaklara gitmemesi için yalvarıyordu.
Bir süre sonra monitördeki çizgi düz çizgi olduğunda doktor'un dediğiyle hepsi yıkılmıştı.
"Hastanın eks saatini yazın"
Devam Edecek...
Bir hikayemizin daha sonuna gekdik. Buraya kadar hep yanımızda olan tüm okurlarımıza çok teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İyi tatiller
Tozlanmış Kalpler 4'te görüşmek üzere 😁