2*Lanet *

84 28 134
                                        

Ne diyordu bu adam. Lanet! Söylediği cümle kafamın boş duvarlarına çarpıp kocaman bir yankı oluşturuyordu.

-Lanet mi?

Eda kafamızdaki soruyu dillendiren kişi oldu.
Büyücü hala odanın içinde volta atıyordu. Bir bana bir elindeki kitaplara bakıyordu. Kafasını sallıyordu sürekli. Bu beyinsiz büyücü ne düşünüyordu aceba. Ona inandığımdan değil. Sadece insanı korkutuyor. Koca siyah lens gözleri beni süzdükçe daha çok ürperiyorum. Akılsız Mete 'ye uydum ne hallere düştüm ya. Zaten yeterince korkuyordum saçma rüyalarım yüzünden. Bide akıl hastası bir adamın sözü beynimde yankılanıp duracak.

-Bize bir cevap versene BÜYÜCÜ!!

Diye gürledi Mete. Ama büyücü kendinden öyle bir geçmiş ki. Mete' nin aslan gibi kükremesini hiç duymadı bile. Mete 'nin parmaklarını kırar gibi elini sıkmasından onun çok sinirlendiğini görebiliyorum. Sanırım aptal büyücü Mete' yi sinirlendirerek canına susadı galiba.

-Sana diyoruz Lann!!!

Mete den bile daha yüksek bir ses tonuyla hatta çığlıkta diyebilirim ben buna. Bir yandan da Eda elini sertçe büyücünün önündeki masaya vurdu.
Büyücü sanki transtan çıkmış gibi kafasını kaldırdı. Hızlıca salladı. Kara gözleri benle buluştu. Benim bütün düylerim diken diken oldu. Çıkarsın şu lensleri yoksa ölecem burda.

-Tamam size bildiğim yani kitaplardan okuduğum kadarını anlatacam.

Diyerek mini kitaplığımdan ayrılıp yerdeki masasına oturdu. Bu gizemli halleri beni biraz tedirgin etmedi değil yani.
Ardından ellerini gözüne götürdü ve o siyah ürkütücü siyah lensleri çıkarttı. Gerçek göz rengi koyu kahveydi. Ve bu haliyle daha güzeldi gözleri. O korkutucu siyah lensleri ambiansı tamamlamak için takıyor heralde diye düşündüm kendi kendime. Halbuki banane çıkardı ya o yeter bana.

-Bakın bu konu hakkında pek bilgili değilim.

Diye başladı sözlerine endişeyle bizi süzen büyücü. Bende daha çok sokuldum Mete' ye.Ondan güç alır gibi sımsıkı tutundum ona.

-Evrende tek değiliz. Bizim gibi yaşayan canlılar var. Senin bu kabusların, karnındaki siyah doğum lekesi büyük babamın bana bıraktığı bir kitapta yazıyordu. Kitapta insan silüetinde karnında siyah doğum lekesiyle Dünya ya yerleşecek bir kız çocuğundan bahsediyordu. Bu kız çocuğunun bu dünyaya ait olmadığını işaretiydi. Bu leke Gece krallığıyla ilgili bir lanet olmalı. Kitapta pek birşey bulamadım. Ama yıllarca Gece krallığı ile ilgili araştırma yaptım büyük babamla. Kimse inanmasada onlar varlar. Belki içimizde belki başka bir evrende. Sen bizim kanıtımızsın.

Saçma! Beynimde anlam veremediğim saçma şeyler dolanıyordu. Büyücü elindeki kalın kitabı bize doğru uzatarak sözüne devam etti.

-Bu kitap büyük babamada onun büyük büyük büyük babasından kalmış.

Bize doğru uzattığı kalın eski kitabı, elime alıp incelemeye başladım. İçerisinde bilmediğim bir dilde yazılar yazıyordu. Ama resimlere iyice baktım. Resimlerde kapkara bir saray gözüküyordu. Sarayın en tepesindede siyahlar içinde bir adam çizilmişti. İstemsizce ince uzun parmaklarım o adamın resminin üzerinde daireler çizdi. Ve o an doğum lekemde büyük bir acı hissettim. Parmaklarım güçsüzleşti elimden kitap bir anda düşüverdi. Kollarımla karnımı bastırdım. Doğum lekemden çıkan bu büyük acıyı bastırmak ister gibi sıktım karnımı. Ve istemsizce ağzımdan dökülen acı bir çığlıkla yere çöktüm. O kadar çok sızlıyordu ki bütün vücudum uyuşmuştu sanki.

-İnciiii!!! Noldu!!! Neyin var bebeğim!!

Diyerek Mete dizinin üstüne aldı beni. Eda elimi tuttu. Hafif aralık gözlerimden Eda nın gözlerinden akan yaşları görebiliyordum. Ama o kadar çok acı çekiyordum ki hiçbir şey fayda etmiyordu şuan bana. Neydi bu acı neydi?

IZDIRAP #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin