Zifir...
İçimden amaçsızca tekrarladım beni güçlü kollarıyla saran bu adamın ismini. Beni bir uçurum kenarında sımsıkı tutuyordu. Bende düşmemek için refleks olarak kollarımı onun boynuna doladım. Bunu da şimdi fark ettim. Ben başka boyuttan gelmiş yakışıklı, karizmatik, kaslı, güçlü.....
Off ne diyordum ben. Saçmalama İnci!
Hızla ellerimi boynundan çektim. Fakat tekrar düşüyor gibi olduğum için kollarım tekrar sardı boynunu. Mete ve Kayra bize şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Büyük babada bize mutlulukla bakıyordu. Yıllar sonra başarmıştı işte. Farklı boyuttan birini getirmişti.
Farklı boyuttan gelen bu adam daha ilk dakikadan benim hayatımı kurtarmıştı. Beni hafifçe yukarı kaldırıp etrafında yarım daire çevirdi. Döndürürken siyah pelerini etrafımızda uçuştu. Filmlerdeki gibiydi, sanki sihir sarmıştı bedenimi. Etrafımızda küçük ışıklar, siyahlar içinde beni gökyüzüne doğru savurup döndüren bir adam. Benim kollarım onun kollarında, havada yarım daire süzülerek dönüyordum. Kalbimi tarif edemediğim duygular sardı. Heyecanlanmış mıydım, yoksa korkmuş muydum. Kalbimi yerinden kaldıran bu duygunun tarifi yok. Tek bildiğim bu ortamdan muhteşem bir yağlı boya tablosu çıkardı. Beni daha güvenli bir yere bıraktı. Beni bırakır bırakmaz Mete sardı bedenimi. Bense hala ona bakıyordum. Niye bakıyordum aceba? Yani amacım ne ki? Gözlerimi ondan ayırdım, Mete'nin gözleriyle buluşturdu.-İyi misin İnci?
Dedi yumuşak sesiyle. Bende evet anlamında başımı salladım. Arabadan bir şişe su kaptığı gibi bana getirdi. Bende suyu görünce susadığımı fark ettim. Bir küçük şişe suyu diktim başıma. Bir yandan kurumuş boğazımı ıslatırken, diğer yandan da hala Zifir'in üzerimde olan gözlerine bakmamaya çalışıyordum.. Buda beni biraz huzursuz etti. Çünkü o simsiyah girdaba baktığımda kayboluyorum,buda beni korkutuyor.
Mete'nin yanından hiç ayrılmadan birlikte büyük babayla, Zifir'in konuşmasını duymak için Zifir'in arkasına geçtik. Arkadan da çok havalı gözüküyordu. Gözlerini görmesem normal biri olduğunu düşünürüm. Ama normal biri değildi, farklı bir boyuttan gelen farklı bir adam. Derin düşüncelerimden sıyrılıp söylediklerine kulak verdim. Büyük baba ona yaşına yakışır bir saygıyla sorular soruyordu. Oda büyük bir saygıyla sorularını yanıtlıyordu.-Kimsiniz beyefendi? Bize adınızı lütfeder misiniz, lütfen?
Dedi büyük baba korktuğunu belli etmeyip, kendinden emin bir ses tonuyla.
-Ben Gece kralının takendisiyim. Yardım çığlıklarınıza kulak verdim. Adım ise beyefendi, Zifir....
Bunu söylerken kafasını doksan derece sağa çevirdi. Sanki beni arkasında hissediyordu. Tüylerim diken diken oldu. Gece krallığı saçmalık değilmiş demekki. Koskoca kral kalkıp geldiğine göre.
-Peki Zifir. Seni eve götürelim. Belki dinlenmek istersin.
Gözleri aynı büyük babanın gözü gibi simsiyahtı. Büyük babadan farkı onun iki gözü de böyle siyahtı. O gözlerle hafifçe gülümsedi Zifir. Sonra Kayra ve Mete yarın sabah bir karışıklık çıkmaması için etrafı biraz topladı. Boyut Zifir çıkar çıkmaz kapanmıştı zaten. Etrafta sadece küller ve kocaman bir köz yığını vardı. Mete ve Kayra etrafı toplayınca hepimiz arabaya yerleştik. Büyük baba ve Kayra öne oturdu. Ben, Mete ve Gece kralı arkaya oturduk. Aslında büyük baba Gece kralını öne oturtacaktı. Ama o "Siz oturun efendim." dedi. Ve arkaya yerleşti. Pencerenin bir kenarına ben diğer kenarına Gece kralı oturdu. Mete de ortamızda oturuyordu.
Pencereden dışarıyı izliyordum aynı zamanda da daha deminki yaşadığım çılgınlığı aklımda analiz ediyorum. Tahminen Zifir benim yaşlarımdaydı. Uzun boylu, simsiyah hatta ismi gibi zifiri saçları vardı. Gözleride siyahtı. Yüz hatları muazamdı. Boylu poslu yakışıklı bir delikanlı işte. Ve bu yakışıklı delikanlı seni hiç mi hiç ilgilendirmez İnci Hanım!!
Noluyor sana ya düşünme şu adamı artık!! Bırak düşüncelerimi artık!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
IZDIRAP #Wattys2019
FantasiaKaranlığın içine hapsolmuştu, İnci. O karanlık onun evi oldu,hayatı oldu, dünyası oldu. Hiç şikayet etmedi o karanlıktan. Alışmıştı Gece kralı Zifir'in karanlığına. Aksine haddi değildi belki ama İnci o karanlığı daha çok istedi. Zifir'in tüm hatala...