Kızlarla birlikte alışveriş yapmak için büyük bir mağazaya girdik. Ama buradaki elbiseler hoşumuza gitmediği için hemen çıktık.
"Buraya bakalım mı?" diye kızlara işaret ettim. Nehir "benim acil tuvalet gitmem gerek sende benimle geliyorsun Ezgi." dedi. Derin bir nefes alıp "peki, gelirim." dedi.
"O zaman siz çabucak gidip gelin, bizde bakınalım." dedi Sezen. Ve mağazaya girdik birkaç şey beğenen Sezen eşyalarını bana verip denemek için kabine girdi.
İlk giydiği kırmızı mini elbise o kadar güzel durmuştu ki üzerinde...
"Harika oldun Sezen." dedim.
"Alsak mı acaba bunu? Yakıştı. Ayrıca çok güzel ve asil duruyor."
"Bence de." dedim. Sezen gözlerimin içine bakıp "O zaman bunu alıyoruz. Umarım pişman olmam." dedi.
"Bence olmazsın çünkü çok güzel." dedim.
Üzerini çıkarmak için kabine gitti. Bende bu sırada elime mavi düz sade ve mini bir elbise aldım.
"Yakışmaz." dedi Nehir. Gülümseyerek dönüp "almak için değil bakıyorum zaten." dedim.
Birkaç mağaza daha gezdikten sonra gece mavisi, mini ve üzerime tam oturan bir elbise aldım. Ezgi siyah ince askılı hemen dizlerinin üstünde bir elbise alırken Nehir birkaç tane aldı. Bakalım hangisini giyecek.
Bir şeyler içmek bir kafeye girdik. Ve daha sonra kızları babaları aldı. Beni de götürmek için çok ısrar ettiler ama annemin almaya geleceğini söyleyerek geri çevirdim.
Kendime bir içecek daha söyleyip annemi aradım.
"Neredesin anne?"
"Geliyorum canım biraz trafik var. Bekler misin?"
"Bekliyorum zaten ama kızlar gitti ben tek kaldım."
"Merak etme canım en geç on dakikaya geliyorum."
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."
Gelen içeceğimden bir yudum etrafıma bakınırken Ekin ve ekibini gördüm ve hemen önüme döndüm. Umarım ben olduğumu anlamazlar.
Birkaç dakika sonra biri karşıma oturdu. Yavaşça geriye yaslanıp kim olduğuna baktım. Gazel!
"Sana ezik deyince kızıyorlardı birde."
"Ne alâkası var? Böyle yerlere gelmek için yanımda illâ birinin mi olması gerek?"
Kollarını birbirine bağlayıp "erkek arkadaşın nerede?" diye sordu.
"Seni alâkadar etmez!"
Saçlarını savurup "arkadaşlarında yok?" dedi.
"Yanı?"
"Gazel ne yapıyorsun?" diye sordu Ekin, tıpkı arkadaşı gibi izin istemeden otururken. Derin bir nefes alıp "beni rahat bırakır mısınız lütfen?" dedim.
Ekin, Gazel'e bir işaret yaptı ve Gazel kalkıp gitti.
"Sende git."
Bana biraz daha yaklaşıp "özür dilerim." dedi. Şaşkınlıkla açılan gözlerimin içine bakıp "dün öyle bağırmamalıydım ama sinirliydim." dedi.
"Şimdi değil misin?"
Kafasını 'hayır' anlamında salladı ve "sadece kırgınım beni kullandığın için." dedi.
"Kullanmadım! Sadece..." devam etmedim. Kuşkuyla ona bakıp "bir şey mi yapacaksınız bana?" diye sordum. Bu sorunun üzerine biraz güldükten sonra "saçmalama Defne! Ne yapabiliriz sana? Biz manyak mıyız?" dedi. Ciddi bir şekilde "bilmem." dedim. O sırada yanımıza daha önce Ekin'in de olduğu o fotoğrafta gördüğüm çocuk geldi. Emre olan. Hani Elif'e verdiğimiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakip Okullar
Novela JuvenilÖğrencileri ve hocaları büyük bir rekabet içinde olan iki okul. İki okulunda birbirlerini görmeye kesinlikle tahamülü yok.Birbirleriyle ölesiye rakip olan iki okul basketbol maçında karşı karşıya gelirse neler olur?