1.Bölüm: KAZA

1.4K 114 38
                                    

Gözlerimi açtığımda nefes nefese kalmıştım. Her zamanki kabuslarımdan görüyordum. Küçüklüğümden beri hep kabuslar görürdüm fakat şu son zamanlarda sıklaşmaya başlamıştı.
Kabuslarımın en garip yanı çoğu gerçekleşiyordu ve bu gördüğüm gerçekleşmezse iyi olurdu çünkü bugün ki doğum günü partisinin kötü geçmesi isteyeceğim son şey olurdu.

"Kumsal kızım kalk hadi kahvaltını yap!"

Annemin sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp yatağımdan doğruldum. Kahvaltımı hızlıca yapıp, annemin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra koşarak odama çıktım. Dolabımı açıp giyecek bir şeyler ararken telefonuma mesaj geldi. Yatağa uzanıp telefonu elime aldığımda mesajın Deren'den geldiğini gördüm.

-Deren: Günaydın, bugün buluşuyoruz değil mi?

-Kumsal: Tabii ki yarım saate sizdeyim :)

-Deren: Tamamdır görüşmek üzere :)

Deren benim çocukluk arkadaşım. Her doğum gününde yanında olduğum gibi bugünde yanında olacaktım. Bu yüzden hemen hazırlanmak için dolabıma yöneldim. Kot şort ve beyaz bir bluz üzerime geçirdim. Saçlarımı salık bırakıp, en sevdiğim çilekli parlatıcımı da sürdükten sonra hazırdım. Partide giymek üzere seçtiğim elbisemi de yanıma alıp evden çıktım.

5 dakika sonra Derenlerin evinin önündeydim. Zile bastıktan sonra kapının açılmasını bekledim. O sırada beni beklediği her halinden belli olan Deren kapıyı açar açmaz boynuma atladı.

"Özlettin kendini ya!"

"Özlettim mi? Daha iki gün önce birlikteydik."

İkimizde gülmeye devam ederken Deren heyecandan ölmek üzereydi. Çünkü ilk defa doğum günü evde kutlanmayacaktı.

"Hadi gel odama çıkalım daha yapacak bir sürü şey var."

Birlikte odasına girdik ve 3-4 saat boyunca çıkamadık. Ben çokta uzun olmayan saçlarımı maşa yaptırırken Deren de maşa yaptırmıştı. Makyajlarımızı da yaptıktan sonra ben evden partide giymek üzere getirdiğim siyah elbisemi üzerime geçirdim. Bu elbiseyi günler öncesinden Derenle bugün giymek için almıştık. O da benim elbisemin tarzında beyaz bir elbise almıştı ve şuan üzerindeydi. Birbirine benzeyen saç, makyaj ve elbiselerimizle arkadaşlığımızın büyüklüğünü görmemek mümkün değildi.Biz hazırlanana kadar parti zamanı çoktan gelmişti. Arabaya bindik ve partinin olduğu mekana vardık.

Parti çok güzel geçmişti. Özellikle Deren çok mutlu görünüyordu. Onu böyle mutlu görmek beni de mutlu ediyordu. Saat 23.30 olduğunda eve gitmek üzere yola koyuldum. Bu saatte yolda tek başıma eve gitmek beni biraz ürkütse de bunu umursamadım. Yorgunluktan ölmüş ayaklarım beni taşımaya çalışırken elimde ayakkabılarımla yavaş yavaş yolda yürüyordum. O sırada çantamdan telefonumu çıkarıp mesaj gelmiş mi diye kontrol ettim. Çantama koyarken gelen fren sesiyle kafamı kaldırdığımda büyük bir acıyla yere düştüm. Ah! Başım çok ağrıyordu. Arabadan inen kişinin kim olduğunu çözmek için kafamı kaldırdığımda arabanın farları yüzünden gözlerimi kısıp başımı eğdim. Bacağımdaki bu acı da neydi böyle!? Arabadan inen kişi hemen yanıma eğildiğinde yüzünü gördüm. Buz mavisi gözleriyle bana şaşkınlıkla mı yoksa korkuyla mı bakıyordu çözmeye çalıştım. Ve bir anda ;
"Aptal mısın sen? Beni öldürüyordun, insan gibi sürsene şu arabayı, kocaman beni görmedin mi?"

Hafifçe gülümseyerek;

"Sen miniciksin bu yüzden seni görmedim. Ayrıca elinde telefonunla uğraşıyordun bu yüzden sen suçlusun."dedi.

"Gece gece boş boş konuşup beni yorma. Git şuradan! " Hafifçe ayağa kalktığımda ayağımdaki ağrı yüzünden tekrar yere düştüm.

"Kalk hastaneye gidelim, bileğin burkuldu muhtemelen."dedi.

Sanki ayağa kalkabiliyordum da kalk diyordu. Gece gece yine belalar beni buluyor diye söylendim kendi kendime.

O an gördüğüm kabus aklıma geldi. Acıyla gözlerimi kapattım. Ah! Rüyamda da bir kaza geçirmiştim ve acıyla uyanmıştım.

Bunları düşünürken elini uzatıp beni yerden kaldırdı arabanın arka kapısını açınca içeri girdim. Arabayı sürerken fark ettim de sanırım aynı yaştaydık ya da benden bir kaç yaş büyüktü. Camdan gördüğüm ACİL yazısıyla geldiğimizi anladığımda ona doğru baktım. Bana doğru dönüp elini uzattı. 

"Ben Rüzgar! Böyle tanışmak istemezdim."

Ben de elimi uzattım ve; "Kumsal" dedim tokalaşırken.

Konuşmadan indik arabadan. Rahat yürüyebilmek için elimi omzuna attım. Hemşireyi görür görmez "Araba çarptı bileği burkulmuş olabilir bakar mısınız?" diye sordu. Bu kadar kibar biri mi diye düşündüm kendi kendime. Doktorun odasına girdiğimizde doktor bileğimi kontrol ettikten sonra doktora korkan gözlerle baktım. Doktor konuşmaya başladı:

"Merak etmeyin hafif bir şey sadece krem yazacağım, bir hafta kullanın geçmiş olsun."

Doktora gülümsedim ve yazdığı reçeteyi elime alarak odadan çıktım, Rüzgar da peşimden geliyordu. Çok yavaş yürüdüğüm için bana yetişmesi kolay oldu. Arabanın yanına geldiğimizde bana bin der gibi baktı bende;

"Teşekkür ederim, ben taksiye binip giderim."

"Bu saatte taksi bulabileceğini mi sanıyorsun küçük hanım?"

"Bo sootto tokso bolobolocoğono mo sonoyorson koçok honom(?)" dedim taklidini yaparak. Küçük hanımmış hah çok komik(!)

"Hadi bin beni uğraştırma işim gücüm var."

"Tamam be" diyerek arabasına bindim. Çok meraklıydım ben de sanki sana hıh. Yol boyunca konuşmamayı düşünüyordum ki bana;

"Evin nerede?" diye sordu şaşırdım.

"Ne yapacaksın? Yoksa başından beri anneme aşıksın ve adresi almak için bana çarpıp annemi kaçırdıktan sonra babamı etkisiz hale mi getireceksin?"

Bana sanki "Seni dayımla evlendirmek istiyorum," demişim gibi baktı.

"Yok ya ben şimdi çarpa çarpa sana mı çarptım? Bari daha sert çarpsaymışım da öldürüp dünyaya bir iyilik yapmış olsaydım."

"Ha ha sen ne komik şeysin öyle." Hafifçe gülümsediğini gördüm. Al işte komik olan sen değilsin, benim. Neyse şuan evime gitmem gerekiyordu doğru.

"Adresini bilmeden seni eve götüremem farkındasın değil mi?" Bu söylediği aşırı mantıklı gelmişti.

"3 sokak ilerde sen devam et." O sırada gözlerini devirdiğini fark ettim. Ah hayır! O gözleri devirme lütfen yazık olur.

"Burada dur, geldik. Bu arada teşekkürler."

"Önemli değil. Bende özür dilerim." Bu söylediğine gülümsedim ve "Önemli değil" diyerek eve doğru yavaş adımlarla girdim.

Beğendiysen yıldıza basarak bana destek olabilirsin. Yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın. Seviliyorsunuz ;)

Rüya Koridoru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin