3.Bölüm: KAYIP

500 75 39
                                    

Hızla ilerledim ve "Senin burada ne işin var burası benim okulum?" dediğimde tüm gözler bana çevrildi. Sanırım sesli konuşmuştum. Deren bana ne yapıyorsun gibi bir bakış atınca sesimi kısarak konuştum.

"Sen beni mi takip ediyorsun?" Hafifçe gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Okulumun senin okulun olduğunu bilmiyordum."

Deren kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Sen Rüzgar'ı nereden tanıyorsun?"

Adını nereden biliyordu ki? Bir tek ben mi yeni öğrenmiştim.

Rüzgar, kavga ettiği çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadığında çocuk arkasını döndü ve gitti.

Rüzgar yavaş yavaş yanıma gelirken Deren sürekli kolumu sıkıyordu.

"Naber?"

Sesiyle irkilerek arkamı dönüp yüzüne baktım.

"Biz şimdi seninle aynı okulda mıyız? Hadi canım!" gülerek yüzüme baktı.

"Hayır aynı okulda değiliz, benim okulumdayız."Bu dediğine gözlerimi devirerek;

"Pardon da nereden senin okulun oluyormuş?"

"Babamın okulunun benim de okulum olduğunu düşünüyorum?" dediğinde yüzüne hayret ederce baktım. Ne yani okul müdürünün oğlu muydu?

"İyi," dedim arkamı dönüp giderken. Birden kolumu tutup beni tekrar kendine çevirdi. O sırada Deren'in olumsuz ifadesini üzerimde hissettiğimde umursamamazlıktan geldim.

"Nasıl oldu ayağın?" Ciddi bir şekilde sormuştu. Merak ediyor muydu gerçekten?

"Sorun yok iyiyim," dedim umursamazca. Şu an neden böyle davrandığım hakkında hiç bir fikrim yoktu.

"Tamam o zaman." diyerek arkasını döndü ve gitti. Bu kadar mıydı yani diye söylendim kendi kendime. Deren yanıma hızla geldi. Sınıfa giderken, oha siz nereden tanışıyorsunuz Rüzgar çok yakışıklı biri değil mi gibi sözlerle Rüzgar'a iltifat ederken onun sözlerini dinlemek istemiyordum şu an.

80 dakikalık dersin ardından sıkıntıdan patlamak üzereyken bahçeye çıktık. Deren telefonundan şarkı açarken banka doğru yürüdük. O sırada Rüzgar'ı kantine giderken gördüm. Yanına gitmek istiyordum nedenini bilmiyorum ama gitmek istiyordum işte. Deren'le banka oturduğumuzda Rüzgar'ın bakışlarını üzerimde hissettim. Arkadaşlarıyla duvara yaşlanmış bir şekilde konuşuyorlardı. O sırada koluma dokunan bir el ile irkildim. Baktığımda Deren yoktu, onun yerine bizim sınıftaki Berk vardı. Gülümseyerek, "Daldın sanırım, birini mi izliyordun?" dedi.

"Yok öylesine dalmışım."

"Anladım, okul çıkışında kafeye gidelim mi?"

"Maalesef olmaz, Deren'le işimiz var," dediğim sırada 9.sınıflardan bir kız yanıma geldi.

"Abla şey tiyatro hocası seni tiyatro odasına çağırıyor. Şimdi gidecekmişsin." Kekeleyerek söylemişti bunu. İnanmadığım için soru sordum.

"Tiyatro hocasının adı ne?"

"Şey, Buğra Hoca."

Berk'e hoşçakal dedikten sonra gülümseyerek kalktım ve tiyatro odasına gittim. Kapının önüne gelince adımlarımı yavaşlattım. İçeriye doğru seslendim. "Hocam beni çağırmışsınız." Ses gelmeyince içeriye girdim. Sahneye doğru yaklaştığımda kapı hızlıca kapandı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken içeriye göz attım. Koca salonda hiç kimse yoktu. Hemen kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açmak için kolu indirdiğimde amacıma ulaşamadım. Ah! Kapı açılmıyordu ve ben koca salonda yalnız mı kalmıştım? Saatime baktığımda tenefüsün çoktan bittiğini fark ettim. Herkes dersteydi kimse telefonlarımı duymazdı ama ben yinede şansımı deneyerek Deren'i aradım. Tahmin ettiğim gibi çalıyordu ama duymuyordu. Bizim sınıftan bir kaç kişiyi daha aradım ancak sonuç aynıydı. O sırada şarjımın bitmek üzere olduğunu gördüm. Neden bütün şanssızlıklar beni buluyordu ki. Birinin gelmesini beklemekten başka çarem kalmamıştı. Duvar dibine oturarak dizlerimi kendime çektim ve başımı da dizlerime yaslayarak öylece beklemeye başladım.

5 saat sonra

Rüzgar'dan

"Batu, hani geçen tenefüslerde gösterdiğim kız vardı ya, onu göremiyorum kaç tenefüsten beri sen gördün mü hiç?"

"Yok abi görmedim, buralarda bir yerdedir ya." Tatmin olmadığım bu cevaba sinirlenirken Deren'in bize doğru geldiğini gördüm.

"Selam Rüzgar, size bir şey soracağım. Kumsal'ı gördünüz mü? Gitti bir daha da görmedim onu."

"Kumsal seninle değil miydi, nereye gitti en son?"

"Tiyatro hocası onu çağırmış o da hocanın yanına tiyatro odasına gitti. Gidiş o gidiş bir daha da görmedim onu."

"Eee tiyatro odasına neden bakmıyoruz o zaman oradadır."

"Ben baktım bakmaz mıyım? Kapı kapalıydı, kilitlemişlerdir orayı çoktan."

O sırada çalan ders zili konuşmamızı böldü. "Gençler hadi siz derse geçin ben de bakar gelirim hemen."

"Tamam kanka, acele et."

Onlar sınıflarına doğru çıkarken bende tiyatro odasına yöneldim. Koridorlar çoktan boşalmıştı. Odanın önüne geldiğimde kapı kolunu çektim ama açılmadı. O sırada kapı arasından kapının kilitli olmadığını fark ettim. Ne yani sıkışmış olabilir miydi? Aklıma gelen fikirle duraksadım. Gerileyerek hızlıca kapıya omuz attığımda kapı kırılmıştı ama görmeyi beklediğim görüntü bu değildi...

Buraya kadar geldiysen iyi ki varsın.Beğendiysen yıldıza basarak bana destek olabilirsin. Yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın. Seviliyorsunuz ;)

Rüya Koridoru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin