3 ay önce
" Kızım hadi uyansana bu saate kadar uyur mu insan , bak okula geç kaldın . Otobüsün gelmesine 5 dakika kaldı."
Annem sırtımı dürterken tatlı ve uzun uykumdan uyandım . Gözlerimi ovalayıp güneş ışığına alışmaya çalıştım. Her zamanki gibi annem dağınık odamda ayakta beni uyandırmaya çalışıyordu. Sonra bana kızgın kızgın bakıp:
" Resmen 18 yaşına gireceksin Beren ama hala odanı toplamıyorsun. Bak artık büyüdün. Bu odayı topla. "
Deyip çıktı. Bende tamam tamam deyip banyoya doğru yürüdüm . Banyo kapısını açtığımda yerde kan izleri gördüm. O an çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Her zaman halüsinasyon görüyordum . Yani 13 yaşımdan beri. Kan ayak izi şekline bürünmüştü. Sonra gözlerimi ovuşturup baktığımda kan izleri yok oldu. Bunu her zaman yaşamama rağmen hala alışamamıştım. Aslında son zamanlarda azalma yaşıyordu. Bunu annem ya da babama söylememiştim . Beni deli zannetmelerini istemezdim. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Kahverengi ve pek uzun olmayan saçlarımı taradım. Dolabımı açıp siyah bir pantolon ve beyaz bir tişört giydim. Lise son sınıfa yeni başlamıştım yani aslında okul açılalı 1 hafta olmuştu . Okulumuz sivil kıyafete izin veriyordu. Sonra işimi halledip merdivenlere yöneldim . Merdivenlerden inerken banyoda gördüklerimi unutmaya çalışıyordum. Annem babamla kahvaltı yaptım. Her zaman olduğu gibi annem 5 dk var deyip beni kandırmıştı. Oysaki beni tam zamanında uyandırmıştı.
Dışarı çıkıp . Defne' yi bekledim. Defne benim en yakın arkadaşımdı. Hatta aynı gün doğmuştuk . Annelerimiz ve babalarımız dosttular . Doğduğumuzdan beri yani ortak yönlerimiz fazlaydı. Kardeş gibiydik.
Kulağımda kulaklık şarkı dinlerken Defne ' nin bana doğru geldiğini gördüm . Hafif sarı saçları rüzgarda uçuşuyordu. Onu her şeyden çok seviyordum. Aramızda anlaşılmaz bir bağ vardı . Yanıma geldi ve " Günaydın " dedi . Ben de " Günaydın da san ne oluyor bugünlerde neden gülmüyorsun eskiden sen beni güldürürdün noldu rolleri mi değiştik."
"Hayır sadece şeyy... Boşver iyiyim sana bugün çıkışta bir şey vermem lazım."
" Ne vereceksin yoksa sürpriz falan mı"
" Hayır neyse zaten görürsün çıkışta yürüyerek gelelim . Sahile de uğrarız." dedi
Sesinde anlaşılmaz bir şey vardı. Korku ve umutsuzluk gibi acaba ne verecek diye düşünürken otobüs geldi ikimizde arka tarafa oturduk. Defne başını cama yaslamış bir şeyler düşünüyordu. Ona ne olmuştu böyle anlayamıyordum. Aramızda soğukluk hissediyordum . Okula vardık. Ben 12 - D şubesine doğru ilerledim. Defne ile sınıflarımız farklıydı. O 12 - A şubesine gidiyordu. Sınıfa girip Gamze ' nin yanına oturdum . Gamze şakacı ve konuşkan bir kızdı. Bana :
"Noldu inek arkadaşınla ayrılamadınız mı niye geç geldin ?". dedi. Sınıfa girmeden lavaboya uğrayıp elimi yüzümü yıkamıştım kısa bir aradan sonra:
" Yok" deyip geçiştirdim.Sonra fizik dersine geçtik. Başımı sıraya koyup gözümü kapattım. Defne beni çok endişelendiriyordu. Ona ne olduğunu bilmeliydim. Ben düşünürken birden sınıfın kapısı aceleci bir şekilde çalmaya başladı. Başımı kaldırdım fizik öğretmenimiz olan Erhan Hoca kaşlarını çatarak
" Gir" dedi. İçeri siyah-kahverengi saçlı kahverengi gözleri olan bir çocuk girdi. Çocuğa baktığımda kafamda anılar uçuşmaya başladı . İlk defa gördüğüm anılar beynimi sulandırıyordu. Başım dönmeye başladı. Halüsinasyon diye düşündüm . Ama hiç baş ağrısına dönüşmemişti. Yanımdan yankılı bir ses yükseliyordu.
"Beren... Beren noldu iyi misin?"
Her şey bulanıklaşmaya başladı. Önümdeki kitabın üstüne koyu kırmızı bir damla düştü. Damlaya elledim bu gerçekti. Halüsinasyon değildi. Burnuma dokundum . Kan oradan gelmişti. Etrafımda mırıldanmalar duyuyordum ve en son görebildiğim o kırmızı kan damlaları oldu.
Arkadaşlar nasıl buldunuz ???
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum . Kitap hakkındaki görüşlerinizi yazabilirsiniz.
Sizce Beren ' e ne oldu???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN
Mystery / ThrillerKAPAN...... Sırlarla doluydu taşıyamayacak kadar. Oysaki sırların özelliği buydu; onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, Bedeli ne olursa olsun.... ****** Hayatımız yalanlar üzerine kurulmuştu. Biz sadece bir oyuncaktık. Onların sadık oyuncaklar...