" Başım dönüyor. Bana ne yaptın?" Gözlerimi yavaşça açtım.Duvarları siyah renkte olan bir odadaydım. Boynum çok acıyordu. Ayağa kalktım. Demir kapıya doğru ilerledim. Kolu paslı ve kirliydi. Kapıyı açtım ve Mert ile Mickey ' nin yan yana oturup bir şeyler konuştuklarını gördüm. Beni görünce Mickey ayağı kalktı. Bana doğru yürümeye başladı.
" Demek sonunda uyandın. Normalde 2 saatte uyanman lazımdı." Bu adamdan şüphelenmeye başlamıştım. Elimi cebime sokup bıçağı hızlıca çıkarıp açtım. Mickey benden uzaktı. Yetişmezdi. Yanıma geldiği an bıçağı yüzüne doğru vurdum. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapmıştım. Mickey acı içinde sendeledi.
" Sen ne yapıyorsun?" dedi. Çok korkmuştum. Mert yanıma geldi.
" O sana zarar vermedi. Sadece bir şey öğrendi. Niye böyle bir şey yaptın ki. Şimdiden seni getirdiğime pişman ettin beni. Şimdi o bıçağı bana ver. " dedi. Yaptığımdan pişman olmuştum.Bıçağı Mert' e uzattım.
" Tamam şimdi şu koltuğa otur ." dedi. Mickey ise acıyla inliyordu.
" İkinci yarayı da sen açtın. Mutlu musun?" diyordu. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Mert merdivenlerden aşağı indi. Mickey ise bana bakıp
" Her şeyi yakında öğreneceksin ama bunu yapmadan önce keşke aklını kullansaydın. " Cevap vermedim. Bir süre sonra Mert yanımıza geldi. Elinde bir ilk yardım çantası vardı. Mickey' in yanına oturup yanağına pansuman yapmaya başladı. Etraf sessizdi. Saatime baktım. Saat sabah 5 ' i geçmişti. Annemler saat 6 da uyanırdı ve ben o zamana kadar evde olmazsam polise bile haber vereceklerdi. Mert' e döndüm
" Saat 6' ya kadar evde olmazsam annemler evde olmadığımı farkedecek. " Mert Mickey' e bakarak
" Ne yapacağız?"
" Burada güvendesin. Zaten artık gerçekleri öğrendikten sonra aileni düşüneceğini pek zannetmem."
" Ne gerçeğinsden bahsediyorsun?"
" Bilmediğin her şeyden bahsediyorum."
" O zaman anlat."
" Bunu yapmasaydın daha erken anlatabilirdim."
Mickey bunları söyledikten yarım saat kadar sonra bizi başka bir odaya götürdü. Yanağına dikiş atılmıştı ve bunu Mert yapmıştı. Nasıl yaptığı hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Girdiğimiz oda yine siyah bir boyayla boyanmıştı. Belki de bu yüzden buradan korkuyordum. Odada 4 tane tek kişilik koltuk ve bir de siyah bir sehpa vardı. Hepimiz bir yere oturduk. Mickey ve ben karşı karşıya oturmuştuk. Mert ise bir benim yanımdaydı.
Mickey' ye bakıp" Anlatacak mısın artık? Yoksa böyle oturup bekleyecek miyiz?" Mickey sırıtarak
" Anlatacağım ama şok falan geçirmeyeceğinden emin olmak isterim. Çünkü zamanımız kısıtlı."
" Tamam ne anlatacaksan hemen anlatır mısın."
" O zaman başlayalım." Bunu söyledikten sonra ensesini ovaladı ve konuşmaya devam etti.
" Buraya ne için geldin. Ya da beni nasıl öğrendin? Bunu bilmem lazım. Sana gerçekleri anlatabilmem için." Zaten kafam yeterince karışıkken ona bir de Defne' nin bana bıraktığı şeyleri de anlatmalı mıydım? Tereddüt içindeyim. Anlatsam bile bunu Mert' in yanında bunu anlatmak istemiyordum. Ona güvenmiyordum. Ya da aslında kimseye güvenmiyordum. Mickey' e baktım . Sanki düşüncelerimi okuyabiliyormuş gibi
" Ona güvenebilirsin. Merak etme o da bizden biri ." dedi.
" Bizden biri derken."
" İlk önce sana sorduğum soruya cevap ver."
" Peki. Arkadaşım öldü. Yaklaşık 10 gün önce olmalı ve o benim her şeyimdi. " Bunu söylerken bile ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
" Evet devam et."
" Ve ölmeden önce bana günlük tarzı bir şey bıraktı. Ama biri günlüğün sayfalarını yırttı." ona nottan ya da kolyeden bahsetmicektim. Her şeyi anlatamazdım. Yani onlara yeterince güvenene kadar her şeyi anlatamazdım.
" Kim olduğunu gördün mü?"
"Hayır. Ama günlüğün son sayfası yırtılmamıştı. Orada da Mickey' in yeri yazıyordu.Mert de beni buraya getirdi. Yani kısacası arkadaşımın sizinle ne alakası vardı. Bunu öğrenmek istiyorum. Onu tanıyor musunuz?"
" Adı Defne mi?"
" Evet ama siz nereden biliyorsunuz? Onu tanıyor musunuz?"
" Evet tanıyorum. Ama şeyy..." biraz durakladı
" Beren önce sana bir şe söylemeliyim. Aslında siz birer DENEKsiniz."
Nasıl buldunuz?????Yorumları bekliyorum🤗🤗🤗
![](https://img.wattpad.com/cover/194126164-288-k174282.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN
Mystery / ThrillerKAPAN...... Sırlarla doluydu taşıyamayacak kadar. Oysaki sırların özelliği buydu; onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, Bedeli ne olursa olsun.... ****** Hayatımız yalanlar üzerine kurulmuştu. Biz sadece bir oyuncaktık. Onların sadık oyuncaklar...