9.BÖLÜM: KAÇIŞ

36 11 1
                                    

Medya:) Defne

3 gün sonra...

Mezarın başındaydım. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu. Kim bilebilirdi ki bir gün  dostunuzun mezarının başında ağlayacaksınız. Daha 18 yaşınıza bile girmeden. Hayat kısaydı. Tahmin bile edemeyeceğimiz kadar. Her anın kıymetini bilmeliydik. Ölümün sizi ne zaman ve ne şekilde yaklayacağı koca bir boşluktu. Bunu asla bilemezdiniz ve en beklemediğiniz anda kapınızı çalıp sizi hayatttan koparırdı.
Sevdiklerinizden...
Yaşayamadıklarınızdan...
Defne  bulunduktan sonra 3 gün morgda kalmıştı. Hala bir iz arıyorlardı. Ama bulamamışlardı. Bugün cenaze töreni vardı ve neredeyse bütün okul buradaydı. Onu herkes severdi aslında ama pek dost canlısı değildi. Yine de bugün kimse onu yalnız bırakmamıştı. Deniz buradaydı. Zaten bir şey bulamayınca onu serbest bırakmışlardı. Onu serbest bıraktıktan sonra onun yanına gitmiştim. Onunla konuştum. Ona Defne hakkında sorular sordum ama o Defne' yle nerdeyse hiç konuşmadıklarını söyledi.Ona inanıyordum. O yapmazdı. Etrafıma baktım. Gamze biraz uzaktan bana bakıyordu. Onu ilk defa üzgün görüyordum. Her zaman neşeli olan kız şimdi ağlıyordu. Ölüm bu muydu? Gözyaşı ve mutsuzluk. Gamze Defne' yi her zaman benim inek arkadaşım diye hatırlayacaktı. Defne ona inek denmesinden hoşlanmazdı. Acaba şimdi bunu hissediyor muydu? Gökyüzüne baktım. Mırıldanarak

" Keşke burada olsaydın." dedim.

1 - 2 saat sonra sadece aile üyeleri kalmıştı. Sevinç teyze ağlıyordu. Samet amca mezara bakıyor ve gözyaşları yavaş bir şekilde aşağı akıyordu. Annem ve babam ise köşede bir şeyler konuşuyorlardı. Birkaç dakika da böyle gibi geçti. Daha sonra annem yanımıza geldi.

" Hadi eve dönelim . Daha fazla kalmayalım." dedi. Ama Sevinç teyze gelmeyeceğini söyledi. Onu ikna etmeye çalıştılar. Sonunda büyük uğraşlarla gelmeyi kabul etti. Onlar arabaya doğru ilerlerken annem beni çağırıp

" Beren hadi gel gidiyoruz." dedi. Ama ben

" Ben biraz daha burada kalacağım. Siz gidin ben yarım saat daha buradayım." dedim. Annem kabul etti. Onlar gittikten sonra mezarın biraz ilerisine oturdum. Aklıma eski komik anlarımız gelmişti. Bazen gülüp bazen ağlıyordum. Onu ne kadar özlemiştim. Ben bunları düşünürken mezarlıktan bir dalın kırılma sesi geldi. Dönüp baktım. O siyah kapşonlu erkek oradaydı. Ama yüzünde kar maskesi vardı. Göz göze geldik. Onu tanıyordum. Ama kimdi hatırlayamadım. Benim ona baktığımı görünce kaçtı. Hemen peşinden koştum. Aklımdan bir soru geçti. Ya Defne' nin katili oysa sonuçta kitabın sayfalarını yırtmıştı. Belki de Defne onun hakkında kitaba bir şeyler yazmıştı. Ama ben kitabı koruyamamıştım. Eğer onu saklasaydım. O katili de bulabilir miydim?

Koşuyordum. Yaklaşık olarak aramızda 10 metreye yakın mesafe vardı. Onu yakalamalıydım. Ondan hesap sormalıydım. Nefes nefese kalmıştım. Koşarken yüzüm dallara çarpıyordu. Ama sanki aramızdaki mesafe kapanıyordu. Daha da hızlı koşmaya başladım. Kafam bu sefer daha sert bir ağaç dalına çarptı. Yere düştüm. Başım kanıyordu. Ama durmayıp yeniden ayağa kalktım. Ne olursa olsun onu yakalayacaktım. Hala koşuyordum. Mezarlara basmadan geçmeye çalıştım. O ise normal bir tempoda koşuyordu. Daha hızlı koşabileceğini düşündüm. Amacı neydi bunun? Mezarın çıkışına doğru ilerledik.  Başım feci bir şekilde ağrıyordu.

" Dursana . Sana dedim. Ne istiyorsun bizden?" dedim. Ama cevap bile vermedi. Koşmaya devam ediyorduk. O sırada  onun cebinde bir şey farkettim. Bu bir silahtı. Önce korktum. Daha sonra umursamayıp peşinden ayrılmadım. Mezarın çıkışına varmamıza çok az kalmıştı. Birden adamın ayağı sendeledi. O an da ona yetiştim. Kolundan tutup onu kendime çektim. Ama o çok daha hızlıydı. Karnıma ayağıyla tekme attı. Yere düştüm. Yüzünü seçemiyordum. Saçlarımı sert bir şekilde tutup kaldırımın kenarına vurdu. Son duyabildiğim ise

" Bir daha tanımadığın kişilerin peşinden koşma küçük kız." diyen sesi oldu.

    Arkadaşlar nasıl buldunuz. Sizce siyah kapşonlu adam kim???
           VOTE ve YORUM larınızı bekliyorum....

KAPANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin