Öncelikle heyecanlı bir bölüme hazır olun.
Medya: ) ormandaki kulübeMickey' in yeri mi? Burası neresiydi. Ya da bir tür parola mıydı? Odama giren kişi de kimin nesiydi? Bir adam olmalıydı. Boyu ve yapısı bunu gösteriyordu. Onun yüzünü görememiştim. Hiç yaralanmadan aşağı atlamıştı. Yaralansa bile bir kişi bu kadar hızlı olamazdı. Belki de kitapta her şey yazıyordu. Ama benim yüzümden Defne' yi bir daha bulamayabilirdik. Eğer kitabı saklasaydım bu başımıza gelmezdi. Böyle düşünürken yeniden annemin sesini duydum.
" Defne hadi giyinmedin mi? Hemen gel canım. Seni bekliyoruz." Şu anda yapmak istediğim tek şey sonsuza kadar uyumaktı. Bunlar hiç yaşanmamış gibi. Ama kalkmalıydım. Hemen pes edemezdim. Defne de benim için bunu yapardı. Aramızdaki bağı sadece biz anlayabilirdik. Sanki bir şey ikimizi birbirimize bağlıyordu.
Daha fazla oyalanmadan kitabı sakladım. Daha sonra tekrar inceleyecektim. Dolabımı açıp bir tişört ve pantolon giydim. Bugün terlemiştim ve elbiselerimi değiştirmeliydim. Aşağıdakileri bekletmeden onların yanına gittim. Annem
" Beren ne yapıyordun. Sabahtan beri seni bekliyoruz. " dedi. Ben de üzgün bir tavırla
" Geldim anne hadi çıkalım ." dedim. Babam ise
" Tamam akşam olmadan gidelim. " dedi . Hep birlikte bizim arabaya bindik. Annem ve babam önde, ben , Sevinç teyze ve Samet amca arkadaydık. Sevinç teyze
" Beren gidebileceğiniz başka bir yer yok muydu?" diye sordu.Ben de
" Hayır yoktu. Zaten ara sıra kulübeye gelirdik." dedim. Yaklaşık 1 saat kadar sonra kukübeye vardık . En son 1 ay önce Defne' yle buraya gelmiştik. Birlikte ateş yakıp sohbet etmiştik. Onu şimdiden çok özlemiştim. Ya bir daha onu göremezsem. O zaman ne yapacağım. Bu fikri kafamdan atmaya çalıştım. Kötü düşünmemeye çalıştım. Ona hiç bir şey olamazdı. Buna izin veremezdim. O benim her şeyimdi. Onu kaybetmek geçmişimi kaybetmekti. Her şeyi birlikte yapardık. Aklım yine kitapta kaldı. Eğer kitabı saklasaydım böyle olmazdı. Ya Defne oraya nerde olduğunu yazmışsa. Hayır sakin olmalıydım. Onun için . Onun için. İçimde bunu sayıklayıp duruyordum. Panik atak geçirecek gibi hissediyordum. Bir şeyler ters gidiyordu. Etrafıma bakındım. Ama her şey aynıydı. Ters giden neydi anlamıyordum. Başım yine ağramaya başladı. Bir şeyler hissediyordum. Ama hissettiğim neydi. Elimle başımı tuttum. Annem bana bakarak
" Kızım ne oldu iyi misin? " dedi. Ben
" İyiyim sadece biraz başım ağrıyor. Merak etme şimdi geçer." dedim. Oysaki baş ağrım geçecek gibi değildi. Sevinç teyze bana dönerek
" Beren burada bir şeyler farklı mı? Yani gözüne çarpan bir şey var mı? " dedi. Ben de
" Hayır her şey son bıraktığımız gibi. Hiçbir şey farklı değil." dedim. Babam
" Burada değil büyük olasılıkla. Eğer burada olsaydı bir şeyler farklı olurdu . " dedi. Annem kafa sallayarak onay verdi. Ben de öyle düşünüyordum. Zaten buraya gelse bana haber verirdi. Sevinç teyze
" O zaman kızım nerede . Çıldırıcam artık. Onu bulmalıyız. O olmadan yaşayamam." deyip ağlamaya başladı. Samet amca onu sakinleştirmeyi
çalışıyordu. Ama pek sakinleştiği söylenemezdi. Annem yanına gitti" Sevinç sakin olmalısın. Merak etme onu bulacağız ." dedi. Ama hiçbir şey onu sakinleştirmiyordu . Aksine daha da kötü yapıyordu. Babam
" Tamam sakin olalım. Umudunuzu kaybetmeyin. Onu bulacağız ne olursa olsun. Gidip kulübenin içine de bakalım. Belki bir şey bulabiliriz." dedi. Samet amca
" Evet belki buluruz. Hadi gidelim." dedi. Ben boşu boşuna gideceğimizi biliyordum ama onları üzmek istemiyordum. Ben de
" Öyleyse hadi gidelim." dedim. Birlikte kulübeye doğru ilerledik. Samet amca , Sevinç teyzenin elini tutuyordu. Kapının önüne geldiğimizde burnuma hafif bir çürümüşlük kokusu geldi. Aklıma gelen şey olmamalıydı. Bir an korktum. Sonra cesaretimi toplayıp kapıyı yavaşça açtım. Annem gördüğü şey karşısında eliyle ağzını tutup çığlık attı. Benim ise son gördüğüm şey karşımdaki çürümeye yüz tutmuş CESET oldu.
Sırlı bir o kadar şaşırtıcı bir bölümün sonuna geldik.
Sizce ceset kimindi??????
Vote ve Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum...
😯😯😯

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN
Misterio / SuspensoKAPAN...... Sırlarla doluydu taşıyamayacak kadar. Oysaki sırların özelliği buydu; onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, Bedeli ne olursa olsun.... ****** Hayatımız yalanlar üzerine kurulmuştu. Biz sadece bir oyuncaktık. Onların sadık oyuncaklar...