Gözlerimi yavaşça araladım. Hala kaldırımdaydım. Ama hava kararmıştı. Başım kanıyordu. Telefonum çalıyordu. Galiba onun sesiyle uyanmıştım. Annem arıyordu. 28 cevapsız arama vardı. Hemen telefonu açtım. Annemin endişeli sesini duydum.
" Beren sabahtan beri nerdesin. Niye telefonlarıma cevap vermiyorsun. Neden gelmedin eve?"
" Anne mezarlıktayım. Birazdan gelirim. Endişelenmeyin. "
" Bu saate kadar orada ne yapıyorsun? Baban da çok merak etti seni. Hemen eve dön."
" Tamam anne geliyorum. Görüşürüz." deyip telefonu kapattım. Bana saldıran adam kimdi? Yüzünü bile görememiştim. Bu adamın Defne' nin ölümüyle alakalı olduğunda emindim artık. Eve gitmeden önce hastaneye uğradım. Birkaç dikiş attılar. Evdekileri bekletmeden karanlık sokakta yürümeye başladım. Ev çok uzak değildi. Zaten yürümek istiyordum. Olanları düşünmeliydim. 10 dakikalık yürüyüşten sonra eve vardım. Anahtarımı çıkarıp eve girdim. Annem ve babam yanıma geldi. Başımdaki kanı ve dikişleri fark etmişlerdi. Annem
" Beren ne oldu sana? Başına ne oldu?" diye sorular sormaya başladı. Onlara mezarlıktayken yere düşüp başımı kırdığımı söyledim. Yemek yemeden odama çıktım. Duş aldım. Karnımda büyük ve mor bir iz çıkmıştı. Üstümü giyip yatağa girdim. Defne' nin bana verdiği kitaba göz gezdirmeye başladım. Sadece son sayfada bir şey yazıyordu. O da Mickey' in Yeri' ydi. Bilgisayarımı açtım. Mickey' in Yeri yazdım ama sadece kafe ve bar yerlerinden bahsediyordu. Ayrıca bunlardan hiç biri Türkiye' de değildi. Genellikle yabancı ülkelerdeki yerlerdeydi. Yani kısacası hiçbir şey bulamamıştım. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Yatağa girdim ve ışığı kapattım.
1 hafta sonra
" Kızım hadi uyan. Bugün okula gideceksin. " Annemin sesiyle uyandım. 1 haftadır okula gitmemiştim. Annem beni her zamanki gibi uyandırmıştı. Galiba her şey normale dönmeye başlamıştı ama benim içimdeki boşluk düzelebilir miydi? Elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim. Aşağı indim. Sessiz bir kahvaltı yaptık. Bugün de okula gitmek istemiyordum ama annem beni okula gitmem için zorlamıştı.Okula gidince eski halime dönebileceğimi sanıyordu ama öyle olmayacağını biliyordum. Evden çıkıp otobüsü beklemeye başladım. Defne asla gelmeyecekti bu otobüsü beklemeye. Bunu düşünürken gözyaşlarım istemsizce aktı. Biraz sonra otobüs geldi ve otobüse bindim. Kulaklığımı takıp Defne ve benim en sevdiğimiz grubun şarkısını dinlemeye başladım. Okula vardığımda sınıfa doğru ilerledim. Sınıfa girince herkes bana baktı. Sınıfa sessizlik hakimdi. Sonuçta Defne' nin en iyi arkadaşının ben olduğumu biliyorlardı. Gamze' nin yanı yine boştu. Yanına oturdum. Bana döndü
" Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?"
" İyi değilim. Onu özledim." Yine ağlamaya başladım. Gamze bana sarıldı. O anda içeri fizik öğretmenimiz girdi. Herkes ayağa kalktı. Fizik öğretmeni bana bakarak
" Gelmek zorunda değildin. Devamsızlığın önemli değil ." dedi. Onun sesi de buruktu. Cevap vermedim. Derse geçtik ama benim dersle alakam yoktu. Mickey' in Yeri' ni bulmalıydım. Belki de Defne' ye ne olduğunu öğrenebilirdim. Bu 1 hafta içinde polis hiçbir şey bulamamıştı ama ben bulabilirdim. Gamze ' ye döndüm
" Gamze Mickey' in Yeri diye bir yer duydun mu?" diye sordum. Biraz düşündü
" Hayır bi de biz Türkiye' de yaşıyoruz. Burada böyle bir yer olamaz ki." dedi. Haklıydı ama ben yine de şansımı denemiştim. Dersler böyle devam etti. Son dersteydik. Ben kafamı masaya koymuştum. Saatime baktım . Dersin bitmesine az kalmıştı. Kafamı kaldırdım. Defterim açıktı. Kalemimi alıp deftere Mickey' in Yeri yazdım. Bu beni rahatlatıyordu. Aklıma takılan şeyleri kağıda dökmek güzel bir histi benim için. Bütün sayfaya aynı şeyi yazdım. Bazen gölgeli bir yazı olarak yazıyordum. Ben bunu yaparken tam arkamda birinin olduğunu farkettim. Arkama dönünce sınıfa yeni gelen çocukla göz göze geldim. Ona
" Ne yapıyorsun orada? Ne istiyorsun?" dedim. Sırıtarak
" Kağıda Mickey' in Yeri yazıyorsun. Orayı biliyorum. " dedi.
" Nasıl yani orayı biliyor musun?" dedim
" Evet hem de çok iyi."
Arkadaşlar nasıl buldunuz? Eğer kitabı beğendiyseniz diğer arkadaşlarınıza da tavsiye eder misiniz? Çünkü yeterli okunma yok. Bu bölümü geç yayınlamamın da bir nedeni bu.
Yorumlarınızı bekliyorum.🤗🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN
Mystery / ThrillerKAPAN...... Sırlarla doluydu taşıyamayacak kadar. Oysaki sırların özelliği buydu; onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, Bedeli ne olursa olsun.... ****** Hayatımız yalanlar üzerine kurulmuştu. Biz sadece bir oyuncaktık. Onların sadık oyuncaklar...