Caroline polisten kaçarken bir kaza geçirir. Gözlerini hastanede ya da en kötü bir hapishanede açmayı beklerken nemli bir gemide açar. Artık bilmediği bir zamanda Fırtına lakaplı korsan Triton Bane Layre'nin esiridir...
İyi okumalar canlar :) Yarın yeni bir staj sabahı olduğundan elimden geldiğince hızlı bitirmeye ama uzunluğundan da vazgeçmeden tamamlamaya çalıştım. Umarım seversiniz. :)) Yorumlarınızı bekliyorum canlar :))
DİPNOT: Sağlığa zararlı olan sigara mı yoksa Triton beyciğim mi bilemiyorum :))
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~~~
Tricia Fitzgerald'ın günlüğünden...
7 Eylül 1840(yaş 23)
Sevgili günlük. Bazen güzel şeylerde olabiliyormuş. Bugün dışarı çıkmama izin verildi. Dolaşmama bile izin verdiler. Parka gidip bir ağacın altına oturduğumda onunla tanıştım. Beni öyle görünce yardıma ihtiyacım olabileceğini sanmış. Sonra yanıma oturdu ve sohbet ettik. Hayatımda ilk defa birisinden böyle etkilendiğimi hissettim. O da benden etkilenmiş olmalı ki beni yeniden görmek istediğini söyledi. Edward'mış adı. Belkide masallardaki beyaz atlı prensler gerçektir.
~~~
Triton gemideki son hazırlıklarla ilgileniyordu. Yapması gereken bir sevkiyat vardı. Birliğin işlerinden biri olduğundan yapmak zorundaydı. Vazgeçememiş ve erteleyememişti. Caroline kumsalda oturmuş dizlerini karnına çekmiş halde duruyordu. Triton son birkaç haftadır yaşadığı mutluluğu düşündü. Ondan ayrılmak istemiyordu ama yapmak zorundaydı.
Caroline her yalnız kaldığında yaşadığı olaylar Triton'u endişelendiriyordu. Başına birkaç kişi koyup onu kilitleyebilirdi ama özgürlüğüne düşkün olduğunu biliyordu. Yine de yanında birileri lazımdı.
"Marv..."
"Buyur kaptan."
"Şu Jack denen çocuk nerede?"
"Gemideydi kaptan.Hemen getiriyorum."
Jack bir çocuk olsa da yaraları tedavi edebiliyordu. Bu Caroline'in en ihtiyacı olan şeydi. Yaralanmasını engelleyemiyorsa yaralarını sarmanın bir yolunu bulacaktı. Marv Jack'i getirip yanında durduğunda Triton arkasını döndü.
"Delikanlı..."
"Kaptan bir suç mu işledim? Lütfen beni cezalandırmayın."
"Aksine seni ödüllendiriyorum. Bana çok yardımın dokundu. Hanımefendinin yanında kalmanı istiyorum. Onu korumalısın."
"Yani sizinle gelmiyorum. Burada kalacağım."
"Yeterince deniz gördün. Biraz karada kalmak sana iyi gelecektir."
"Emredersiniz kaptan."
"Ve Jack eğer onu bıraktığım gibi bulmazsan seni köpekbalıklarına yem ederim."
"Eğer onu bulamazsanız beni de bulamazsınız kaptan. Görevde başarısızlık ölümdür. Size kalmadan..."
Tamam anladım. Hadi bakalım delikanlı. Görev başına."