Fake Boyfriend/Yoonkook ✔

18

Jungkook

Yaz tatiline girmiştik ve ben acayip mutluydum.

Annemler salonda Namjoon hyungla uğraşıyordu. Jin hyung ve Namjoon hyung evlenecek. İnanabiliyor musunuz? Ben inanamıyorum çünkü Namjoon hyung Jin hyunga katlanmış, üstelik evlilik teklifi etmişti.

Ben ve Yoongi ise şuan yatağımda karşılıklı oturuyorduk. İkimizde bağdaş kurmuş ve konuşuyorduk.

"Tatilde ne yapacaksın?"

Omuz silktim. "Belirli bir planım yok. " Jin hyungun yaptığı çikolatalı kurabiyeden ısırık aldım.

"Beraber tatile gidelim mi?"

Bir dakika ya bana evlilik teklifi etmedi, neden bu kadar çok heyecanlandım?

"B-bilmiyorum." Bakışlarımı kaçırıp lokmamı bitirdim.

Kıkırdadı. "İstersen beraber 2 haftalığına Fransa'ya gideriz. Sonuçta Fransa aşıkların ülkesi."

Tanrım...kalbim sakin ol.

"Aileme sorarım. Gerçi onların izin vereceğine eminim."

Dudağıma kelebek öpücüğü bırakıp yanaklarımı kavradı. "Bu kadar tatlı olduğun için seni yemek istiyorum sevgilim."

Umarım kalbimi duymuyorsun tatlış. Bir dakika bu çok vıcık vıcık oldu. Peh...

"Beni şımartıyorsun~"

"Şımarmalısın."

Kızaran yanaklarımla başımı eğip gizlemeye çalıştım. Bu sefer burnumun ucunu öpüp gülümsememe neden oldu.

Cidden her geçen gün sana daha da aşık oluyorum Gi. Sana çok bağlandım,eğer beni bırakırsan çok üzüleceğim sevgilim.

"Seni seviyorum Yoon."

"Sana aşığım."

İkimizde fısıldıyorduk ve gülümsüyorduk. Elleri hâlâ yanaklarımdaydı. Bu sayede yüzlerimiz yakındı.

"Bende...Bende çok aşığım."

Yanağımdaki tek elini indirip benim boştaki elimle kenetledi ve elimi dudaklarına götürüp öptü. "Fransa'da çift yüzükleri bakalım mı?"

Gülümsemem büyümüş ve yanağını öpmüştüm. "Bakalım."

~♥~

U

çaktan inip bavullarımızı aldık ve otele gitmek için taksiye bindik. Dudaklarım bir saniye bile olsun aşağı kıvrılmıyordu. Sevdiğimle tatildeydim ve yarın çift yüzüklerine bakacaktık. Neden üzgün olayım ki?

Otele gittiğimizde odalarımıza yerleşmiş ve beraber kestirmiştik.

Gözlerimi açtığımda Yoongi'nin başını boyun girintimde görmüştüm. Tek elimi saçına atıp okşadım. Bebek gibi uyuyordu.

Kokusu ile tekrar mayışıyordum. Ancak saat öğleden sonra 5 olmuştu. Akşam yemeğimizi yiyip dolaşabilirdik.

"Gi, uyan sevgilim." Ona minik öpücüklerimi bahşediyordum.

Mırıltı sesleri çıkardı. "Biraz daha." Belime daha sıkı sarılıp boynumu öptü.

"Saati 5 yapmışız. Uyanmalıyız."

Uyumaktan kırmızılaşmış gözlerini bana dikip doğruldu. "5 mi?"

"Evet 5."

Esneyip ayağa kalkmıştı. Sadece gri eşofmanıylaydı ve vücudundaki izlerimi görebiliyordum. Bunu sevdim.

Gerçi bende sadece onun t-shirtüyleydim. Bunu çok düşünmeyip ayağa kalktım ve lavaboya gittim. Kişisel işlerimi halledip çıktım. Yoongi hâlâ ayılmamış gibiydi. Bu hâline gülüp bir bacağına oturdum ve kollarımı boynuna doladım."Çok mu uykun var?"

"Hayır, dalmışım."

Kıkırdayıp dudağına bir buse bıraktım. O ise daha çok istediğini belli edip elini belime atıp beni kendisine çekmişti. Tekrar dudaklarımızı birleştirdi ve bu sefer ıslak olmasını sağladı. Elleri rahat durmuyor ve bedenimde dolaşıyordu. Parmakları göğüs ucumu bulduğunda vücudum ısınmıştı. Bu sefer ellerimi saçına atıp karıştırmaya başladım. Göğsümle oynuyor ve benim inleyip, tahrik olmamı sağlıyordu. Bunu başardığı kesin bir gerçekti.

Nefessiz kalıp ayrıldığımız zaman beni altına almıştı. Göğsündeki parmaklarımı çekip bir çırpıda t-shirtümü çıkardı. Dudakları bedenimde dolanıyor ve benim delirmemi sağlıyordu. Elimin tersiyle ağzımı kapamıştım ve inlememeye çalışıyordum.

Elimi ağzımdan çekip avcumun içini öptü ve fısıldadı. "Her kendini tuttuğunda çok sinirleniyorum bebeğim. Hepsini birer birer duymak istiyorum."

Utançla konuyu değiştirdim. "Y-yemeğe gitmeliyiz." Hızlı nefes alış-verişlerim devam ediyordu.

Dudaklarını göğsümden çekip başını kaldırdı ve gözlerimle bakıştı. "Pekâlâ. Giyinip gidelim."

Ondan kaçtığımı düşünmemiştir herhalde?

Gülümseyip yanaklarını kavradım ve son kez dudaklarımızı birleştirdim.

Kısa oldu be. Ancak bölümü nasıl bitireceğimi bilemedim.