Fake Boyfriend/Yoonkook ✔

14

Yoongi

Gözlerimin açılmasıyla biraz daha yuvarlandım ve sonra telefona baktım. Saat öğleden sonra 1 olmuştu ve biz hâlâ uyuyorduk. Ders 3'te olmasa kötü olurdu bizim için. Jungkook'a döndüm. Saçları dağılmış ve dudakları hafif açılmıştı.  Elimi beline attım ve onu kendime çektim. Gözlerini açmış ve bir bacağını belime atıp kollarını bana sarmıştı.

"Uyanmalıyız. Saat 1 olmuş."

Gözlerini kapatıp umursamayınca dudağına minik bir öpücük bıraktım ve geri çektim kendimi.

"Jungkook~"

Huysuzlanmış ve oturur pozisyona gelmişti. Tuvalete paytak adımlarla gidince sırıttım ve bende kalktım. Kıyafetlerimi giyerken Jungkook çıkmıştı. Jungkook içeri girmişti. Bende tuvalete gittim ve gerekenleri yapıp çıktım. Jungkook giyinmiş telefonunda takılıyordu.

Saat 2.30 olunca çıkmıştık. Kısa sürede okula gelmiştik. Arabayı park edip arabadan indik. Sevgilimin elini tuttum ve dudağına kelebek bir öpücük bıraktım. Lanet olsun. Her an onu öpmek istiyordum. Çok mu aç gözlüydüm? Hayır! Neden aç gözlü olayım ki!? Onun suçu! Böyle mükemmel olması onun suçuydu!

Kendimle tartışmamı bir kenara atıp salonumuza girdik. Dong Hyun ve Hoseok biz girdikten bir kaç dakika sonra girmişti.  Jungkook biraz başını eğmiş ve ona bakmamı sağlamıştı. Gözlerimin içine dikkatlice bakıyor ve dudaklarını büzüyordu.

"Yoongi! Beni duydun mu!?"

"Ha?"

Surat asıp önüne dönmüştü.

"Özür dilerim. Tekrar söyler misin?"

Yanağını öpüp saçını okşamaya başladım.

"Akşam ki partiye gidecek miyiz?"

Biz gidersek Dong Hyun da gelirdi. Ve Jungkook sarhoş olursa Dong Hyun birşey yapabilirdi.

"Gitmek zorunda mıyız?"

"İstemiyor musun?"

Ama sen öyle bakarsan- YUMUŞAMA YOONGİ.

"Bir kerelik gitmeyelim bebeğim."

Başını istemeyerek önüne çevirmişti ve dirseğini masaya koyup elini ensesine atmıştı.

"Biz başka birşey yaparız. Ne yapacağız partide?"

"Tamam bir şey demedim."

Senin 'birşey demedim'lerin meşhur zaten. Senin trip atma cümlen o değil sanki.

Ona biraz daha yaklaşıp yüzüne yaklaştım.

"Dong Hyun sana birşey yapacak diye korkuyorum-"

"Dong Hyun,Dong Hyun,Dong Hyun! Amına koyayım onun yüzünden birşey yapamayacak mıyız biz!?"

Jungkook'un ilk defa bana küfredişini duyunca istemsizce gülmüştüm. Önce bozulsada sonra neye güldüğümü anlayıp kızarmıştı. Omzuma hafif yumruklarını indirince gülüşüm sırıtmaya dönmüştü.

"İstiyorsan gidelim o zaman."

"Hayır istemiyorum."

"Jungkook."

"Yoongi."

Uyarıcı ses tonunu boşverip dudağına minik bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Tamam o zaman gitmeyelim."

Hoca geldiği zaman ona zafer gülüşümü gösterdim. Konu kapanmıştı işte.

***

Ders bitince toplandık.

"Lavaboya gidip geleceğim. Beni bekler misin?"

"Tabii."

Tatlı gülümsemesini sundu ve yanağıma ufak bir öpücük bırakıp sınıftan çıktı.

Hoseok ve Dong Hyun sınıftan çıkmadan Dong Hyun bana yan ağızla sırıtmıştı. Onu umursamayıp bir yere oturdum ve telefonla ilgilenmeye başladım. Aklıma gelen şeyle çantaları alıp tuvalete doğru gitmeye başladım. Jungkook'a bir şey yapmaya gitmemiştir değil mi?

İçeri girdiğimde burada yoktu.

"Siktir!"

Tam arkamı dönecekken Jungkook kabinden çıktı.

"Ne oldu?"

İç çektim ve tek elimle saçımı geriye attım.

"Tamam sorun yok."

Anlamamış bir şekilde bakmaya devam ederken ona gülümsedim. Kızarmış ve elini yıkamaya başlamıştı. Elini yıkarken konuştum.

"Sanırım lavaboyada birlikte gelmeliyiz ha?"

"O niyeymiş?"

Omuz silktim. Elini peçeteyle kurutup omzumdaki çantamı aldı.

"Hadi gidelim."

Ayağımla kapıyı kapatıp çıkmasını engelledim.

"Seni özledim."

"Beni her zaman özlüyorsun."

Omuz silktim.

Ellerimi beline attığımda onu kendime çektim. Kızarmıştı. Burnunun ucunu öptüm. Kollarını boynuma dolayıp beni yarı yolda bırakmadı. Şimdi dudaklarını öpmeye başlamıştım. Ağzının içini açıp dilimi ona yollamama izin vermişti. Ancak hemen geri çekilmişti.

"Eve gitmeliyiz."

Mımızlanarak tuvaletten çıktım. Omzumdaki çantamı alıp yan yana yürümeye başladık.

"Boş musun bugün?"

"Bugün Jin hyungla alışverişe gideceğiz."

"Bende geleyim."

"Jin hyungla uzun zamandır takılmıyorum. Ayrıca seni isteyeceğini sanmıyorum yine Namjoon hyunga trip atıyor. Üzgünüm."

Aklıma gelene sırıtıp cevapladım.

"Sorun yok güzelim."