Artık gidiyorduk buralardan.İçim de kocaman bir boşluk, karmaşık bir karanliğa doğru yol alırken,sanki kalp atışımı hissetmiyordum.Öylesine buraya alışmışım ki arkadaşlarımı her istedigimde göremeyecegim.Ali nin bunca yıl hayalini kurdum.Tam ulaşmışken ellerimden kayıp gidecek ve ben hayaliyle avunmaya devam edecegim.Henüz ona seni seviyorum bile diyemeden,terk ediyordum herkesi,herşeyi...
Bir yandan bizi bu duruma getiren kim di?bunları sorguluyordum kafamda.Babam her zaman işini titizlikle yönetti.Her şeyi en ufak ayrıntısına kadar hesap ederdi.Şimdi nasil bu durumdaydık.Olanlardan ötürü onu sorumlu tutuyordum,böylesine bir karanlığa bizi nasıl itelediğini aklım almıyordu.
Gelelim Büyükannemizden kalan o ürkütücü eve.Bu evden bahsederken hep aramızda ıssız şato derdik.evet evin lakabı resmen ıssız şato.Aslinda babamın Büyükannesi.Buradan bize bahsederdi bazen.Büyükannesi, babaannesine bırakmış.Babaannesinden ise babama kalan bir yer. Devrinin en zengin ailelerinden biriymişler.O zmanlar daha babamın babaannesi bile doğmamis.O kadar da eski ve yaşadıkları dönemde eski dil ve eski yazı kullanılıyormuş.Oldukça ilgimi çekmiştir bu eski yazilar..Ama ne Büyükannesinin ne Büyükbabasının ne zman ve neden öldügünü bilmiyor babam.Babaannesi vefat etmeden önce anlatıkları sadece bu kadar.
Bizde şimdi bu ıssız şatoya yerleşmek üzere gidiyorduk.Yolda ara ara dinleniyoruz.Annem endişeli orada yasayabilecek miyiz?,alisabilecek miyiz?diye.Ben de alışamazsam zaten 2 ay sonra üniversite sınavına giriyorum.Sınava çok iyi hazırlandım.Kazanırım giderim diye planlar kuruyorum kafamda.Babam da tadilat planları yapiyor.Orayi istedigimiz şekle getiririz.Ayla ya güzel bı oda yaparız.İstedigi fuşya rengine boyariz.Kocaman güzel bir yatak iki tane de arkadaşları için ayarlariz.Arada kızlar gelir kalırlar.Beni rahatlatmak için konuşuyordu.Ben ailemi çok seviyorum.Onlar beni mutlu etmek için yaşıyorlardı.Bende onların bu zor günlerinde onlara memnuniyetsizliğimi belli etmeyecektim.Kurdugu planlara bende katıldım ara ara...
Bu arada yolu yarılamıştik.Aşırı uykum geldi.Arka koltuğa biraz uzandım kestirmek için.Oldukca yorgundum.Uykuya daldigimda ise rüyamda yemyeşil bir orman,ormanın derinliklerinden gelen kuş cıvıltıları,yan taraftan şırıl şırıl akan bir şelale.Şelaleye doğru ilerledim.Biraz su içecektim.Ayaklarım çıplak, buz gibi suya soktum.Avucumu açıp suyla doldurdum ve yudum yudum içtim.Su çok lezizdi.Doruktan akarken çiçeklerle buluşmuş, çiçeklerin güzel kokusu suyun içine bulaşmışcasına.. Biraz daha ilerledigimde suyun derinliklerinden bir çığlık sesi..Aylaaaa!! Beni kurtar..Hızla suya daldım biri boğuluyor olmalı.Ancak adımı nereden biliyor?.Olamaz bu rüyalarımdaki gümüş saçlı kadın.Onu görünce duraksadım.Tabi rüyada oldgumu hissediyorum o an.Soru sormak istiyorum.Sen kimsin?Sana nasıl yardım edecegim?.Artık bana bir ip ucu vermelisin..Aniden gözlerim açıldı.Rüyamda kendi adımı sayıklamışım.Annem ve Babam, doktorumun "rüyasında sayıklarken uyandirmayin"demesi üzerine uyandirmiyorlardi beni.Bu rüya herzmankinden farklıydı.Uyandigimda üzerimde şelalenin ıslaklıgı hissiyle,rüyamı aileme anlattım.Taşındığımız kasabaya hemen hemen 1 saat uzaklıkta Büyükşehir varmış.İstersen birde oraya gideriz güzel bir doktora dedi babam.Bu rüyalardan dolayı psikolojimin bozulduğunu düşünüyorlardı.Benim için ise psikolojik bir durum değildi bu.Zamanı geldiğinde gün yüzüne çıkaracağım gerçekler beni bekliyordu..
Eve varmaya az kala yemek yemek için yol üstünde eski, şirin bir restaurant a oturduk.O kadar otantik bir yerdi ki heryerini incelemek gezmek istiyordum.Tarihi değerde ,eski ve geçmişi olan şeyler hep ilgimi çekmiştir.Girişte bir masada oturan yaşlı, bıyıklı,sevimli bir amca garsonla konuşuyor,belli ki buranın sahibi,annem ve babamdan izin alıp yaşlı amcaya doğru ilerledim..
"Merhaba amcacım.Burası sizin mi?."
"Merhaba kızım evet."
"Gerçekten burası çok güzel.Buram buram tarih kokuyor."
"Biraz gezinmeme izin verir misiniz?"
"Tabiki kızım.Hiç çekinme istediğin gibi gezebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT TAŞI
FantastikSanki bir şekilde ağır adımlarla onu izliyordu.Ne zaman kendini yalnız hissetse içinde bir sıcaklık kendini hissettiriyor ve kendine olan güveni tazeleniyordu.Bu öylesine bir şey degildi. Kaybolmuş bir ruhun hikayesinde baş roldü Ayla..Büyükan...