B İ R

1.5K 101 47
                                    

Bölüm şarkısı; Cem Karaca - Bu Son Olsun

Hem sıkılmak hem eğlence arasında kalmışken, bir yandan da küçük kardeşim Aysima'yı kucağımda tutmaya çalışıyordum. Gerçekten! Evden buraya sırf Elif'in Düşleri izlemek için mi gelmiştik? Şehrimize özel olan Fener Alayı ve Şivlilik etkinliği çocuklar için güzeldi ama biz gençler için biraz sıkıcı sayılırdı. Sahi genç  Kendi içimde ki savaşı sonlandırmama sebep olan Hüma'ya baktım hızlıca.

"Efendim?" diyerek Aysima'yı kucağımdan indirdim.

"Yengem çağırıyor kanka, gidiyormuşuz." deyince uzun bir soluk aldım. Oh be gerçekten bu boğucu havada daha fazla kalmaya tahammül edemeyecektim.

"Sonunda." dedim soluk vererek.

Gösterinin yapıldığı sahneden inmeye çalışırken 40 yaş üstü teyzelerin bize olan bakışlarını görmezden gelmeye çalıştım. 13 yaşımdan beri hem ferace giyip hemde metrelik geniş eşarplar takıyordum. Sadece ben değil aynı şekilde Hüma da öyle. Ve o zamandan beri bütün teyzeler annemleri gördükleri yerde "Maşallah, maşallah kaç yaşında?" diye sıkıştırıyorlardı. Hâlbuki boyumuzda o kadar uzun değildi fakat giydiklerimizden ötürü "gelinlik kız" imajı çiziyorduk teyzelerin gözünde. Artık alışmıştık ama bu 13 yaşımızdan 19 yaşımıza kadar sürmüştü ve sanırım biz evlenene kadar sürecekti.

Sonunda gösterinin yapıldığı alandan çıkıp annemin yanına varmıştık. Evimiz meydana yakın olduğu için yürüyerek gelmiştik ve yürüyerek gidecektik. Hızlı hızlı yürürken sadece teyzelerin değil yaşıtlarımızında bakışlarına maruz kaldık. Aslında evet biraz garip görünüyor olabilirdik.

"Biraz mı? diyen iç sesime göz devirdim. Evet baya baya garip görünüyorduk. Benim kafamda lila geniş bir eşarp, onun üzerinde fener alayında çocukların taktığı mor Minnie Mouse'lı bir taçlık, sırtımda Pikachu'lu bir sırt çantası ve ayağımda converselerim. Evet baya normalmişim. Yine Hüma'da da aynı şeyler vardı ama onun eşarbı ve taçlığı pudraydı. Tabii ayağında da yine pudra converseler.

Ama benim elimdeki ledli balon ve Hüma'nın elinde ki disko topu gibi parlayan adını bilmediğim şeyi de unutmamak gerek.

Tamam evet kapalı ve büyük olabilirdik ama çizgi filmlere bayılırdık! Aynı şekilde bugün Fener Alayı idi ve bizde eğlenmek amacıyla elimize rengarenk şeyler almıştık.

Millet bize bakınca kafamda ki taçlığın ışığını kapattım ve elimde ki balonu Aysima'ya verdim. Böylesi daha hayırlıydı. Biz örtümüzü dikkat çekmeyelim diye takıyorduk ve normalde de siyah takardık. Siyah bir kızın en sevdiği renk olmalıydı. Öyleydi de bizim için. Bugün hem akşam olduğundan hemde Fener Alayı olduğundan dolayı toz pembe ve lila takmıştık ki, onlar da aman aman parlayan renkler değildi.

Bizim sokağa varınca kafamda ki tacın ışığını açtım. Ne yapayım heves ediyordum bu şeylere. Hem sokak çok karanlıktı hemde sokakta kimseler yoktu.

Aslında bu sokak bizim sokağımız değildi. Bizim sokak ve bu sokağın arasında sadece böyle küçük bir caddeye benzer bir şey vardı. Burası ise Kibritçilerdi...

İt kopuğun çok olduğu, her gün polisin, silah sesinin, kavganın eksik olmadığı mahalle; Kibritçiler...

Aslında 5 senedir burada oturuyorduk ve bu insanların bize bir zararı dokunmamıştı. Bizim çarşıya ya da bir yere giderken geçebileceğikiz tek yer bu sokaktı ve neredeyse her gün bu sokaktan geçmek zorunda kalırdık. Evet bakışlara maruz kalıyorduk ancak bir laf atma vb. şeyler olmamıştı şu ana kadar. Ben bunları düşünürken sol taraftan üç tane oğlan geçiyordu. Sanırım ikisi sarhoştu ki saçma sapan bağırıyorlardı. Üçüncüsü ise ortalarında onları yakasından tutmuş yürütüyordu.

Sonra ortadaki oğlan bizi gördü. Önce Hüma'ya baktı, sonra bana, sonra tekrar Hüma'ya. Biz o sırada önümüzde annemle hala yürümeye devam etsekte o durmuş bize bakıyordu. Daha doğrusu Hüma'ya. Çocuk sanki yanımızda annem yokmuş gibi şu sözleri sarf etti;

"Işıl ışıl her yer, her yer sanki pavyon."



Selamün Aleyküm!
Bu hikâye Konya'da geçmektedir. Fener Alayı Konya'ya özgü bir şeydir. Bu olayı geçen Fener Alayı'ndan gelirken yaşadım. Ve bende bundan esinlenerek bir kurgu oluşturdum. Kurgunun yarısı hayatımdan esinlenerek yazıldı. Kibritçiler gerçek sadece benim hayatımda Doğanlar olarak yer alıyor. Konya'da yaşayan varsa bilir Doğanlar Konya'nın belalı semtlerinden biridir. Ben Doğanlar'dan değilim ama bazı sebeplerden dolayı o mahalleye taşındık. Ve yaşadığım olaylara ilk başlarda şaşırsam da alıştım. Kim ne derse desin Doğanlar'ı seviyorum. Sebebini bir sonraki bölüm de göreceksiniz. Benden bu kadar. Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkürler. Allah'a emanet olun ❤

Sokağın Başındaki AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin