Selamün Aleyküm, bu bölümü RUBEYDA33 'e ithaf ediyorum. Başından beri güzel yorumlarınla bana destek olduğun için teşekkürler.❤ Lütfen bölümü atlayarak okumayın arada geçen ufak cümleler için bile çok emek veriyorum. Yıldızı parlatmadan geçmeyelim⭐
Keyifli okumalar!
"O ne demek?" alayla gülüp cevap verdi Aras Yiğit'e.
"Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama dayanamıyorum artık." Miraç'da olaya dahil olduğunda artık sıra Yiğit'e gelmişti.
"Aras..." diye mırıldandı ve söyleyeceği şeylerin ağırlığıyla tekrar sustu genç adam. Ama bilmiyordu ki, söyleyeceği şeyler ilerde öğreneceği şeylerin yanında bir hiçti...
"Benim annem var ya, niye intihar etti?" hiddetlenerek üzerine yürüdü genç adamın. Sakin olamıyordu, bu durumda nasıl sakin olabilirdi ki?
"O şerefsiz benim anneme tecavüz etti, anladın mı Aras, ben annemin bir hiç uğruna öldüğüne öğrendiğimde ne yaptım peki Aras?" Miraç arada kalmış bir şekilde temkinle Yiğit'e baktı.
"İlk sana geldim. Sana kardeşim dedim ben. Babam bana bir kere 'O adamın oğluna nasıl kardeşim dersin?' demedi. Ama babam o iti öldürdüğünde sen o bütün kardeşlik bağlarını kopardın."
Aras ise bu cümlelerin üstüne yıkılmıştı, bunlara inanmak istemiyor, hala babasının bir hiç uğruna öldüğüne inanmak istiyor, kendini kandırmaya çalışıyordu.
"Babam..." diye mırıldandı. Kısık bir sesle devam etti. "Ne yapmış..?" Yiğit etrafına kısa bir bakış attığına merakla onlara bakan kızları gördü. Aslında gözlerinde merak olan tek kişiler Hüma ve Aras'tı. Hifa'nın gözleri bazen tedirginlikle kalkıyordu, ama çoğu zaman yerdeydi.
Hifa irkilerek Hüma'nın kolundan tutarak arabaya sürükedi. Yiğit'in gözleri, onların duymasını istemediğini açıkca belli ediyordu. Kontrol her zaman Hifa'da olmalıydı. Duygularına yenilip mantığını kaybederek hareket etmek ona tersti. O böyleydi. Kimsenin onu yönlendirmesine izin vermezdi.
Kalbinin bile...
Şimdi ise ağabeyinin sözünü ve kendini mantığını dinlememiş Hüma'ya uymuş ve merakına yenilmişti. Gerilirdi. Duygularını içinde yaşar, çok sevsede, nefret de etse bunu belli etmezdi. Dik başlıydı bir kere. İtaat onun sözlüğünde yoktu, ya da bir insana itaat... Çünkü Allah'a (c.c) ve Rasulü'ne (aleyhisselâm) olan itaati isteyince her şeyi yapabildiğinin kanıtıydı. Onun itaati sadece onu yaradana ve O'nun Rasulü'neydi . Olması gerekene...
Kızlar arabaya bindiğinde Yiğit Miraç'a bir bakış attı. O biliyordu. Onunla yollarının ayrılmasının sebebi ihanet değildi. Sadece inançlarıydı...
Belki de Miraç bencillik etmişti, Yiğit'e göre öyleydi zaten. Hiçbir şey söylemeden, açıklama yapmadan sırtını dönmüştü. Evet belki anlatmayı denemişti, ama onların zor zamanlarında yanlarında olmamıştı. Dinlemediklerinde ise çekip gitmişti. Diğer dört arkadaş sebebini öğrenmek istediklerinde Miraç artık inançları gereği onlarla olamayacağını söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokağın Başındaki Adam
Espiritualislami bir hikayedir. "Birincisi, etrafınızda dolaştığımız kanısına nereden vardınız? İki gündür üst üste karşılaşıyoruz ki aynı mahallede ikametgah ediyoruz bu nedenle bu çok normal. İkincisi, amacımız dikkat çekmek olsaydı ne şu an burada olurduk...